2 yıl önce Ermenice bir albüm yayınlayan Sibil Pektorosoğlu’nun geçtiğimiz ay bir klibi dönmeye başladı.

Sibil, çeşitli festivallerden ve özellikle Sezen Aksu, Nükhet Duru gibi tanınmış sanatçılarla verdikleri konserlerle tanınan Surp Vartanants korosunun solistlerinden biri…

Ermeni şarkıcı  Sibil Pektorosoglu’nun “namag” adlı parçası için hazırlamış olduğu klibi Türkiye’de ilk kez özel müzik kanalları ve TRT’de yayınlanmaya başladı. Türkiye’de çekilen klibin ABD, Ermenistan, Kanada ve Avrupa ülkelerinde de yayınlanması bekleniyor.

Ermeni Edebiyatı’nın usta ozanı Hovhannes Şirazin sözleri üzerine Majak Tosigyan’ın bestesini yaptığı parça Sibil’in çıkarmış olduğu “Sibil” adlı CD’sinin en sevilen parçalarından biri.

Sibil Pektorosoğlu Ermenihaber sitesine özel bir demeç verdi.

Köklerinizi kısaca anlatır mısınız?
Ben İstanbul doğumluyum. Annem ve Babam da İstanbul’da doğmuşlar. Babamın ailesi de İstanbul doğumlu. Annemin ailesinde ise dedem Sivas’a bağlı Divriği ilçesinde anneanem ise Tokat’a bağlı Erbağ ilçesinde doğmuşlar. 1922 senesinde İstanbul’a gelip evlenmişler.

Ne zaman ve nasıl şarkı söylemeye başladınız?
1991 senesinde Feriköy Ermeni kilisesine bağlı olan Surp Vartanants korosunda başladım. Koroda söylüyordum ama gönlüm pop müzikteydi. Ermenice popüler müziğin icra alanı kısıtlı olduğundan bu isteğimi koroda tatmin etmeye çalıştım. 1999 senesinde Majak Toşikyan’la tanıştıktan sonra hayatım değişti diyebilirim.

Onun varlığı, bana gerçek bir ağabey gibi dost elini uzatması, müzikal gelişimime katkı sağlaması güç verdi. Uzun zamandan beri hayalini kurduğum Ermenice parçalardan oluşan bu albümü çıkartabilmek benim için büyük bir mutluluk oldu. Bu albümde birbirinden değerli, çok sevdiğim ve saygı duyduğum müzisyenlerle çalıştım.

2006 senesinde Paris St.Denis Festivali kapsamında birlikte aynı sahneyi paylaşma şerefine eriştiğim dünyaca ünlü ney ustası Mercan Dede ve kanun ustası Göksel Baktagir bu albümde karşılıksız olarak yer alıp hayalimin gerçekleşmesinde büyük pay sahibi oldular. Mercan Dede albümüme eşlik etmesinin yanı sıra ‘’Im Anuş Daviğ’’ adlı parçanın Remix’ini de yapmayı teklif etti. Albümde düet, vokal ve enstrümanlarla yer alan popüler müziğin Rum asıllı genç temsilcisi Petro Dıvarcı’nın da katkısı çok büyük. Albümde, Petro ile Der Voğormya’yı çok farklı bir sound’la kayıt ettik. Majak Toşikyan’ın büyük katkıları da eklenince ortaya “Sibil” albümü çıktı.

Ermeni asıllı şarkıcı olarak Türkiye’de ne sorunlarla karşılaşıyor musunuz?
Bu güne kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Albümden sonra gayet olumlu tepkiler aldım. Sayemde ilk kez Ermeni müziğini dinlediklerini ve çok sevdiklerini söyleyen sayısını hatırlayamadığım kadar fazla insan oldu.

“Namag” şarkınız Türk toplumunda nasıl karşılandı?
Müziğin evrenselliği işte burada… ”Tek kelimesini bile anlamamış olsak da şarkılarınızın hissettirdiği duygular çok güzel” diyen bir çok kişiye rastladım. Klibimin çekimi sırasında bile neredeyse bütün ekip çalışanları şarkımı mırıldanıyorlardı. Albümümün içerisinde bulunan parçaların latin harflerle sözlerini isteyen, “siz söylerken size eşlik etmek istiyoruz” diyenler oldu. Ayrıca şarkının klibi de izleyenler tarafından çok beğenildi. Klibim yönetmen Özkan Aksular tarafından çekildi.

Planlarınızda Ermenistan’a gelip bir konser vermek var mı?
Böyle bir planımız var. Gerçekleşirse çok sevinirim. En son 2001 tarihinde Ermenistan’a gelmiştim. Doğrusu tekrar görmeyi çok arzu ediyorum.

Kültürel diyalog yoluyla Ermeni-Türk ilişkilerinin normalleşmesini mümkün sayıyor musunuz?
Sanatın birleştirici bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Örneğin Kars Ani’de Türk ve Ermeni sanatçılarının katılımı ile gerçekleştirilecek bir konser organizasyonunun çok etkili ve güzel olacağı kanısındayım.