İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları oyuncusu ve İŞ- TİSAN (İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği) Başkanı Levent Üzümcü, Şehir Tiyatroları’ndan atıldı. Üzümcü, kurumun disiplin kurulundaki arkadaşlarının atılma işlemiyle ilgili olarak “Emir büyük yerden” dediklerini söyledi.

‘SUÇ İŞLEMEDİM’

Tiyatrodan ihracı ve memurluk haklarının feshi istemiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilen Üzümcü hakkında ihraç kararı verildi. Karara gerekçe olarak Üzümcü’nün politik görüşü, 2013 yılında Sosyalist Enternasyonal’de yaptığı konuşma, basına verdiği demeçler ve sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterildi.

Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak’a konuşan Üzümcü karar için “Beklediğimiz bir hukuksuzluktu” yorumunda bulundu. Üzümcü, kurum tarafından, İBB Başkanı Kadir Topbaş imzalı bir yazılı açıklama gönderildiğini, açıklamada da Gezi Direnişi’ndeki tavrı ve daha sonraki açıklamalarının da gerekçe gösterildiğini söyledi. Üzümcü, “Ben suç işlemedim, Gezi’de kimseyi öldürmedim, kimsenin gözünü çıkarmadım. Bugüne kadar yaptığım her açıklamanın, söylediğim her sözün arkasındayım hâlâ... Kimsenin duymak istediği şeyi değil kendi inandığım düşüncelerimi söylemeye devam edeceğim, memur olmak bunun önünde bir engel değil” dedi.

‘DAVA AÇACAĞIM’

Memurun siyaset yapmasıyla ilgili maddeden atıldığını belirten Üzümcü, “O maddeden yola çıkarak attılar beni. 80’lerdeki darbecilerin yaptığı hatanın aynısını yapıyorlar. O dönem darbe yönetimi tarafından bu madde ile atılan tiyatrocu abilerimiz daha sonra haklı bulunarak göreve geri alınmıştı” diye konuştu. Şehir Tiyatroları’ndan atılmasının uluslararası bir skandal olduğunu konuyla ilgili olarak hukuki süreç başlatacağını, gerekirse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağını söyledi.

SORUMLULUK DUYGUSU

“Bir Yaz Gecesi Rüyası” oyunu ile yeni sezonda seyircilerle buluşamayacak olan Üzümcü, Twitter hesabından yaptığı açıklamada ise şu sözlere yer verdi:

“Üzgünüm, çünkü Şehir Tiyatroları dünün ya da bugünün hükümetlerine değil, biz oyunculara ve Türkiyeliler olarak ortak hikâyemizin tarihine aittir. Bu kurumun, sanatçının dünyasını ve sanatın işleyişini anlamaktan uzak zihniyetlerin oyuncağı olmasından endişeliyim. Şükrediyorum çünkü bu kararın da teyit ettiği üzere yanlışların karşısında durma cesaretine sahibim.

Acı çeken hangi etnik kökenden, hangi inanıştan, hangi sosyo-ekonomik düzeyde olursa olsun, canı yanan köpek de olsa ağaç da olsa, haksızlığa uğrayan can dostum da olsa, düşmanım da olsa yanındayım. Haksızlığın ve açgözlülüğün de karşısındayım. Allah kimseyi şaşırtmasın. Mesuliyet hissediyorum çünkü bu ülkede insanlar iş kazalarında, terör olaylarında, öfke nöbetlerinde sapır sapır ölüyorlar. Tuttuğumuz eller toprak oluyor, o topraklar parayı verene satılıyor, o toprağa tutunan ağaçlar kopartılıyor. Bunların insanlık dışı olduğunun farkında olarak Levent Üzümcü kimliğim, hem de bir tiyatro insanı olarak sorumluluk hissediyorum. Eleştirmem, karşı durmam, oynamam, yazmam, elimden gelen maddi manevi yardımları yapmam bu sorumluluk duygusu sebebiyledir. ”