Ercan Jan Aktaş / Demokrat Haber

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan DBŞT‘nin (Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları) 12. Liselerarası Tiyatro Şenliği devam ediyor.

18 Nisan tarihinde perdelerini açan tiyatro şenliği yarın Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlarının Gazi Köşkündeki etkinlikte şenliğe katılan sekiz liseye plaketlerini vermeleri ile son bulacak.

Şenliği yakından izlemek için liselilerin provalarını izleyip, kulise geçtim. Bir yandan kostümlerini hazırlarken beni kırmayıp düşüncelerini, heyecanlarını paylaştılar.

Bunları paylaşmadan önce Tiyatro Şöleni’ni organize eden DBŞT’den Sabahattin Dağ ile konuştum:

Ne zamandır yapılıyor tiyatro şöleni?

12 yıldır devam eden bir tiyatro şöleni. En zoru bu yıl ki hazırlıklar oldu. Sur’da yaşanan çatışmalardan dolayı hem aileler ve hem de öğrenciler ciddi olumsuzluklar yaşadılar, provaları yapmakta güçlük çektik. Zaman zaman iptal etme yönlü düşünceler de bizim ile paylaşıldı, ancak bizler kadar öğrenciler de her şeye rağmen devam etmek istediler ve birlikte gerçekleştiriyoruz.

Çalışma süreci ne zaman başladı, ne kadar devam ediyor, sonrası için neler planlıyorsunuz?

Öncelikle şunu ifade edeyim, bu bir yarışma değil, potansiyellerini açığa çıkarmak ve devamında birlikte çalışmak için yaptığımız bir çalışma. Her yılın Ekim ayı gibi hazırlıklar başlar ve Nisan’da oyunlar sergilenir. Oyunlar için DBŞT olarak okullara, öğrencilere her türlü desteği veriyoruz, oyun koçları gönderiyoruz, her tür teknik destek gene bizden. Oyunlarını sergilemeleri ile süreç bitmiyor, iletişim ve ilişki devam ediyor, yeteneğini daha profesyonel kullanmak isteyenler için kurslar ile devam ediyoruz.

“Sınırsız ve Sınıfsız Kardeşlik Dolu Yıllara” pankartı ile hazırlıklarını tamamlayan Vali Gökhan Aydıner Lisesi’nin oyun koçu Armanç Kaya:

“Biz Anton Çehov’un ‘Sevgili Doktor’ oyununu hazırladık. Tabi güncel ve yöresel bir tat katarak. Birkaç ay devam etti çalışmalarımız. Sur sürecinde olumsuz etkilendik hepimiz, ama devam ettik. Bu çalışmalarda birçok yetenek de ortaya çıkıyor.”

Vali Gökhan Aydıner Lisesi’den Aysel Yel (15): “Bu benim ilk oyunum. Ailede tiyatroya bir ilgi var. Ben de bu ilgiyi sürdürüyorum. Oyun ile çok heyecan yaşadım, sağlık okumak istiyorum ama yan dal olarak da oyunculuk okumak istiyorum.”

Rozerin Yıldız: “Bu benim ikinci oyunum, kendimi tanımam, yeteneğimi açığa çıkarmam için çok faydası oldu. Özgüvenim gelişti. Ben de ileride konservatuar okumak istiyorum.”

Oyunun en küçük ferdi Şevin Taş bütün görüşmeler, provaları izlemem ve de kulis konuşmalarında hiç yanımdan ayrılmadı, pozitif enerjisi ile koçu Armanç Kaya’ya “Aslında şunu böyle yapsak daha iyi olmaz mı” diyor. Yani Şevin hem oyuncu, hem de artık yönetmen işlerine de el atmış durumda: “Bu benim dördüncü oyunum. Hem keyif alıyorum, hem de stresi çoktur. Ama ben gene de devam edeceğim. Ailem de bu durumdan oldukça memnun.”

Diyarbakır’ın ağır siyasi gündemleri içinde bir grup gencin heyecanlı telaşı devam ediyor…