Çin Sincan Uygur Özerk bölgesinde yürütülen arkeolojik araştırmalarda yaklaşık 4000 yaşındaki kadın mumyalarının yanında ve bazılarının elinde bulunan tahtadan falloslar (Erkek organı) tarih öncesi dönemin yaygın ritüel anlayışlarından birine ışık tutuyor.

Xiaohe mezar kompleksinde yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılan buluntuların alışılagelmiş boyutlardan oldukça küçük olduğu anlaşıldı.

Buluntuların çoğunun üzerinin kutsallığı vurgulamak için kırmızıya boyandığı saptandı.

Boyalar üzerinde yapılan analizler ise kırmızı renkli boyanın bir demir cevherinde bulunan hematit tozu içerdiği anlaşıldı.

Fallik eserlerde, mumyaların yüzleri dahil olmak üzere bu boyanın kullanımını görmek mümkün.

Kırmızı renk genellikle ibadet sembolü olarak kullanım görmekteydi.

Uzmanlar yaptıkları araştırmalarda boyama işleminde sığır kalbi kullanıldığını ortaya çıkardı.

HEM RİTÜEL HEM EROTİK AMAÇLI

Keşif San Fransisco merkezli hakemli bir dergi olan PLOS ONE’da yayımlandı.

Yayınlanan makalede genel anlamda “Phallicism” olarak tanımlanan erkek organın kutsallaştırıldığı ritüel anlayışa ait bu tür fallik eserlerin pek çok mezar sitinde karşılaşılan malzemeler olduğu bilgisi verilmekte.

Bu fallik eserler birçok eski kültürde yaygın bir ritüel olarak karşımıza çıkmakta.

Ancak araştırmacılar bu malzemelerin iki ayrı kategoride değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorlar.

Birinci kategoride toplumun ritüellerin amaçlanmış olabileceğini ikinci kategoride ise bu malzemelerin günümüz dildoları gibi erotik bir işlevi yerine getirmiş olabileceği düşünülüyorlar.

Ayrıca malzemelerin boyutlarının kullanım alanlarını da şekillendirmiş olabileceğini söylüyorlar.

Ayrıca Eski Çin kültüründe cinsel ibadetten pek çok kitapta bahsedilmekte.

Ancak burada bulunan malzemelerin Çin kültüründeki gibi zevk odaklı kullanım için doğru boyutlarda olmadığı belirtilmekte.

Araştırmacılar en sade şekilde bu tür fallik eserlerin ne sadece ritüel amaçlı olarak, ne de tamamen erotik bir işlev kullanıldığını söylüyor. Belli standartlar ile her ikisi için de kullanılmış olabileceği düşüncesi öne çıkmakta.

İsveçli kaşif Folke Bergman tarafından keşfedilmiş olan mezar kompleksi içinde 300 kadar mezar barındırmakta ve bunların 30 tanesi iyi korunmuş mumyalardan oluşmakta. Mezar komplesinde tarihler MÖ. 1980’lere kadar gitmekte.

2003 yılında ise çoğunluğu tahrip edilmiş olan mezar kompleksinde tekrar araştırmalar başladı.

(Kaynak: arkeofili)