TÜRK edebiyatının usta şairi Can Yücel’in Muğla’nın Datça İlçesi’ndeki mezarı, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin saldırısına uğradı.

Hürriyet'in haberine göre, dün gece yarısı meydana geldiği sanılan saldırıda Yücel’in mezarı, paramparça edildi. Bekçisi bulunmayan belediye mezarlığında, Datça Emniyet Amirliği ekipleri, inceleme başlattı. Polis, saldırganların olayı önceden planlayıp, yanlarında getirdikleri balyoz benzeri sert bir cisimle mezarı parçaladıkları ihtimali üzerinde duruyor. 

Tüm dünyada ’hoşgörü mezarlığı’ olarak bilinen Datça Mezarlığı’nda Müslüman kabirlerinin yanı sıra Hıristiyan ve Yahudi kabirlerinin bulunduğunu hatırlatanlar, olaya sert tepki gösterdi.

Yücel’in geçen cuma günü ölüm yıldönümünde, bazı kişiler tarafından vasiyeti olduğu ileri sürülerek mezarına şarap dökülmüştü.

Dün açıklama yapan Ak Parti İlçe Başkanı Ahmet Sedat Deniz de bu şaraplı anmaya tepki göstermişti.

"BU AYMAZLIĞA TEPKİMİZİ GÖSTERMELİYİZ"

Şair Yazar Aydın Şimşek'in çağrısı:

"Bir süredir Datça’daki kimi yerel medya organları ve ulusal düzeyde yayın yapan kimi gazetelerde sıklıkla hedef haline getirilen Can Yücel’in mezarı dün gece kimliği bilinmeyen kişilerce parçalanmıştır. 

Özellikle de Datça’nın barış ve sevgi ortamı yaratan, kültürel kimliğiyle diğer sahil yerleşimlerine örnek olan çabaları düşünüldüğünde bu çok ciddiye alınması gereken, arkasına düşülmesi ve dikkatle takip edilmesi gereken bir olaydır.

Bunca yıldır her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı, çağdaş yaşamın bütün ayrıntılarıyla yaşam bulduğu ve ulusal/uluslar arası birçok etkinliğe ev sahipliği yapan Datça'da böyle bir saldırı en azından yazar örgütlerini harekete geçirmelidir.

Ne yapabileceğimizi ve hızlı hareket ederek yapmamız gerektiğinin altını çizerek, bu aymazlığa tepkimizi göstermeliyiz.

Can Yücel’in mezarına yapılan bu saldırı onun kişiliğine, dünya görüşüne, yazar kimliğine yapılmıştır. Hafife almaya kalkmamız “heykel”, “ucube” söyleminin, anlayışının giderek ve pervasızca artmasına neden olacaktır.

Özellikle de yazar örgütlerinin bu konuda inisiyatif almaları gerekmektedir.

Gelişmeler

Çirkin saldırı, bugün saat 11.30 sıralarında Datça Belediye’sini telefonla arayan bir kadının ihbarıyla ortaya çıktı. Yücel’i kabri başında ziyaret için belediye mezarlığına gittiğini belirten kadın, usta şairin mezarının paramparça olduğunu bildirdikten sonra telefonu kapattı. Mezarlığa giden Datça Emniyet Amirliği ekipleri, ihbarın doğru olduğunu belirledi. Polis olayla ilgili olarak hemen inceleme başlatırken, saldırının balyoz benzeri bir aletle gerçekleştirildiğinin tahmin edildiği açıkladı. Şairin mezarının etrafı güvenlik şeridi ile çevrilirken, dün gece yapıldığı sanılan saldırıda kullanılan aletin bulunması için mezarlık çevresinde yapılan arama çalışmaları sonuçsuz kaldı.

Kars’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Ucube" diye nitenlendirmesinin ardından yıkılan ’İnsanlık Anıtı’ heykelini yapan heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından 21 Ağustos 2000 tarihinde yapılan Can Yücel’in anıt mezarı, ana rahmindeki bir cenin ve hayata bağlandığı kordonu konu alıyordu. Saldırıda, anıt mezarın üzerinde duran ana rahmindeki cenin kabartmasının yanı sıra temsili kordon, saldırganlar tarafından paramparça edildi.

SALDIRIYA TEPKİLER

Usta şairin Bodrum’da olan eşi Güler Yücel, DHA muhabirine telefonla yaptığı açıklamada, olayı büyük bir üzüntü ile öğrendiğini belirterek, "Can’ın mezarına şarap dökülmesi ve boş şişelerin bırakılmasına, aile olarak karşı olduğumuzu herkes biliyor. Bu amaçla mezarın başına, ’Çiçek dışında hiçbir şey bırakılmaması rica olunur’ diye uyarı levhası da koymuştuk. Buna rağmen şarap dökenleri, kınıyoruz. Ancak aynı şekilde, bu vahşi saldırıyı yapanlara da tepkimiz büyük. Üzüntümüz sonsuz. Bu, Can’a yapılmamalıydı" dedi.

Can Yücel’in kızı Güler Yücel de annesine benzer bir açıklamada bulunurken, "Bu olayda babamın ’Can’ının yandığına inanıyorum. Çok üzüntülüyüm. Son iki yıldır şarap dökülmesi olayı yaşanmıyordu. Aile olarak bu konuya hassas olduğumuzu biliyorsunuz. Ancak bu yıl tekrarlanması bizi üzdü. Aile olarak şarap dökülmesini önleme gibi bir gücümüz yok. Bu olayı bahane ederek, bir insanın mezarına bu şekilde saldırıda bulunma hakkını kim nereden buluyor bunu da anlamıyoruz" diye konuştu.

"BARIŞ, KARDEŞLİK VE HUZURA SALDIRI"

CHP İlçe Başkanı Gökhan Sağır ise olayı Datça’nın barış, kardeşlik ve huzuruna yapılmış bir saldırı olduğuna dikkat çekip, "Bir iki gündür zaten tahrikler vardı. Özellikle bir dinci gazete kışkırtıcılık yapmaya çalışıyordu. Mezarlık yıkan bir Datça olmaktan utanç duyuyorum. Datça, kardeşliğin egemen olduğu bir yerdir. Datça, hoşgörü mezarlığı ile tanınıyordu. Datça’da kardeşlik ortamı mezarlıkta da vardı. Burada Hıristiyan, Müslüman, Yahudi mezarları var. Bu saldırıya sessiz kalmayacağız. Umarım failleri bulunur, hesap sorulur" diye konuştu.

Usta şairin sağlığında en yakın arkadaşı olan Eski Datça Mahallesi eski muhtarı, 70 yaşındaki Orhan Karadağlı da olayı duyar duymaz mezarlığa koşanlar arasında yer aldı. Yücel için bu yeri bulup mezarı kazan bir kişi olarak çok üzüldüğünü belirten Karadağlı, faillerin bir an önce yakalanması dileğinde bulundu.

Datça Kaymakamı Hamdi Üncü ve Belediye Başkanı CHP’li Şener Tokcan da olay üzerine mezarlığa gelerek polisten çalışmalar hakkında bilgi aldı. Üncü ve Tokcan açıklamada bulunmadı.

AK PARTİ’Lİ DENİZ, KINAMIŞTI

Can Yücel’in 12 Ağustos Cuma günü mezarı başında anılması sırasında mezarına şarap dökülmesine tepki gösterip, dün yaptığı yazılı açıklamayla kınayan AK Parti Datça İlçe Başkanı Sedat Deniz, saldırıyı yolda öğrendiğini belirterek, duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Deniz, "Datça’ya yakışmayan bir olay. Kınıyoruz. Her ne sebeple olursa olsun, mezarlığa yapılan saldırının bir mazereti olamaz. Yapanların kısa sürede yakalanmasını bekliyorum. Daha sonra geniş biri açıklama yapacağım" dedi.

Deniz, dün yaptığı yazılı açıklamada, "Kimsenin içkisiyle uğraşacak değiliz. İstedikleri kadar içip istedikleri kadar sarhoş olabilirler. Ama bunu yaparken lütfen milletimizin inançlarına, geleneklerine, manevi duygularına küfretmeye, hakaret etmeye kalkışmalarına da sessiz kalacak değiliz. İnsafla düşünmek lazım. O mezarlıkta yatanları rencide edici harekette bulunma hakkını kim kendinde görüyor" demişti.