Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren usta yönetmen Metin Erksan son yolculuğuna uğurlandı.

Metin Erksan için ilk tören Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlendi. Erksan'ın Türk bayrağına sarılı naaşı, sahnede hazırlanan platforma konuldu. Erksan'ın öz geçmişinin okunmasının ardından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nce hazırlanan belgesel izlendi.

Törende konuşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yalçın Karayağız, Erksan'ın öğretmen kişiliğini anlatarak, 83 yaşında ulu bir çınarı kaybetmiş olmanın acısı ve hüznüyle burada toplanıldığını dile getirdi.

Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan da Metin Erksan'ı 36 yaşında iken tanıdığını ifade ederek, ''Metin Erksan benim gözümde bin yaşında bilge bir adamdı'' dedi.

Erksan'ın öğretmen kimliğine de işaret eden Tekcan, ''O bir dahiydi ancak dahiler bu kadar önemli şeyler yapar. Metin Erksan, Türk sinemasının olmazsa olmazıdır'' diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suat Gezgin de Erksan'ın öğrencilerine sinemanın gerçek yüzünü gösterdiğini anlatarak, ''Koca bir çınar ağacını yitirdik'' dedi.

Senarist Safa Önal, Metin Erksan ile anılarını anlatarak, ''Metin Erksan dürüst bir adamdı'' diye konuştu.

Tiyatro oyuncusu Sezai Aydın, aile adına yaptığı konuşmada, Metin Erksan'ın ailesine damat olmasını ''kader'' olarak nitelendirerek, Erksan'ın Karamanoğlu Mehmet Bey'in soyundan geldiğini anımsattı.

Aydın, Metin Erksan'ın Türk sinemasında kullandığı Türkçeye de dikkati çekti.

Metin Erksan'ın cenazesi, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenin ardından Teşvikiye Camisi'ne getirildi. Burada öğleyin kılınan cenaze namazının ardından Erksan'ın cenazesi, Nafi Baba Tekkesi olarak bilinen Rumelihisarı Şehitlik Dergahı'ndaki aile mezarlığına defnedildi.

'İLK BÜYÜK YAPIMCIYDI'
Erksan'ın cenaze namazına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ünlü yönetmenin vefatına ilişkin, ''Metin Erksan, gerçekten Türkiye sinemasının en büyük isimlerinden birisiydi. Türkiye sinemasını evrensel boyutlara açmayı başarmış, ilk büyük yapımcıydı. Onunla Türkiye sineması uluslararası ödüller kavramıyla tanıştı ve yıllar sonra geçen yıl tekrar Altın Ayı Ödülü'nü aldığımız zaman Berlin'de Metin Erksan'ı andık. Onun başarısının altını, neredeyse yarım asır sonra, bir kez daha çizdik'' dedi.

Günay, Erksan'ın tarih ve edebiyattan yararlanmak konusunda özel bir gayretinin bulunduğunu belirterek, hem ulusal hem de uluslararası alanda bilinen filmlerinin önemli roman uyarlamaları olduğunu anımsattı.

Halit Refiğ, Lütfi Akad çizgisindeki Metin Erksan'ın özgün sinemacılardan biri olduğunu ifade eden Günay, Türk sinemasının ondan öğrendiği ve Türk seyircisinin ondan, eserlerinden yararlandığı çok şeyin olduğunu kaydetti.

Günay, yapımcıların ve oyuncuların Erksan'ın araştırıcı, sorgulayıcı ve gerçekçi sinema dilinden çok şey öğrendiğine inandığını da söyleyerek, ''Bir sinema seyircisi olarak ben kendisini her zaman çok büyük bir dikkatle izledim. Rahmetle anıyorum, minnetle anıyorum milletim adına. Çok üzgünüm'' dedi.

Türkan Şoray: KEŞKE KÜSKÜNLÜK YAŞAMASAYDI
Sanatçı Türkan Şoray da, sinema kariyerinde Metin Erksan'ın çok önemli rolü olduğunu belirterek, ''Türk sinemasına adını altın harflerle yazdırmıştır. Türk sineması durduğu sürece onun adı hep anılacak. En son maalesef çok sık görüşemiyorduk ama sinemaya sanki küs gibiydi, bırakmış gibiydi, şimdi tamamen bıraktı. Çok isterdim tekrar böyle başarılı yapıtlara imza atsın ama belli bir küskünlük yaşadı. O beni hep üzmüştür'' diye konuştu.

Hülya Koçyiğit: HER ZAMAN AKLA İLK O GELECEK
Sanatçı Hülya Koçyiğit ise Erksan'ın kendisi için çok ayrı bir yere sahip olduğunu anlatarak, ''Gerçekten yaratıcı sanatçılar zaman zaman aykırı da olabilirler. Tabii ki düzene karşıdırlar. Bu sanatçılar için bir itici güçtür. Metin Erksan zaman zaman sansürle uğraşmak zorunda kaldı. Halbuki o özgür düşünceyi ifade etmekten yana oldu her zaman. Tabii ki sanatçılar hep böyle insanlardır. Belki sinemadan çok erken ayrıldı. Ama hep sinema düşündü ve sanat tarihi onun zaten branşıydı ve sanat tarihi dalında öğrenciler yetiştirdi. Ama eminim ki eserleri her geçen gün daha da değer kazanacak ve Türk sineması dendiği zaman, her zaman akla ilk Metin Erksan gelecek'' dedi.

Atilla Dorsay: DÜNYA SİNEMASI İÇİN BÜYÜK KAYIP
Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay da, Erksan'ın 20 yılı biraz aşkın bir sinema kariyeri bulunduğunu anımsatarak, şunları söyledi:

''Keşke biraz daha fazla olabilseydi. Son 35 yılını, 1977'den günümüze kadar hiç film yapmadan geçirdi. Bunun bizim için ve dünya sineması için büyük bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Keşke koşulları biraz yumuşatabilseydik, ayağına kadar gidip ricalarda bulunsaydık, devlet onu gerçekten benimseyip koruyucu kanatları altına alsaydı, bugün Metin Erksan'dan çok daha güzel filmler olabilirdi elimizde. Ama olanla yetinmek zorundayız.'' (ntv,Akşam)