Athena'nın 'Ses Etme' klibinde oynayan Onur Gökhan Gökçek, Nefretin suç olduğunu anlatmak için bu klipte oynadığını söyledi. “Şu an bir şiddet ve nefret var ve bu bir suç. Nefretin suç olduğunu insanlara anlatmaya ihtiyacımız var” dedi. 

Türkiye'de şiddetin hep var olduğun belirten Gökçek, “Şimdi iktidarın her şeyi yapma anlamında gücü var. Yoksa zaten en başından beri insanlar ölüyor, bunun için eşcinsel olmana gerek yok. Kürt’sen, Alevi’ysen, kadınsan, çocuksan ölüyorsun” ifadesini kullandı.  

Ezgi Görgü'nün sorularını yanıtlayan Gökçek'in Evrensel'de yer alan söyleşisi şöyle: 

İstanbul’da doğdum, 28 yaşındayım ve dansçıyım. 20 yaşına kadar bale yaptım, bir süre sonra da bıraktım. Sonra drag queen olarak farklı gece kulüplerinde dans etmeye başladım. 20 kişilik bir ekiple her sezon, koreografla yeni şovlar için çalıştık. 

Bir yanlışı da düzeltmek istiyorum, bütün herkes beni trans olarak yazdı, ben bir transbirey değilim. Erkek eşcinselim, klipte de bir drag queenin hayatını görüyoruz. Klipteki birçok şey gerçek. Ben işe giderken evde hazırlanıyorum, arkadaşlarım geliyor, müzik dinliyoruz, sohbet ediyoruz. Büyük bir kısmı kendi hayatımdan kesitler. 



‘NEFRETİN SUÇ OLDUĞUNU ANLATMAYA İHTİYAÇ VAR’


“Ses Etme” videosu Youtube’da yoruma kapalı. Buna ne diyorsunuz?

Olumsuz yorumlar da vardı, olumlular da vardı. Ben hiç sormadım, neden kapattınız diye. Ben olsam ben de kapatırdım açıkçası. Çünkü biz bu videoyu belirli bir kesim için yapmadık, arkadaşlarım için, LGBTİ camiası için, bizim gibi olan insanlar için yapmadık. Athena çok fazla kitleye ulaşmış durumda ve oradaki insanların da algısını açmak, bir şey göstermek için yaptık. İstanbul’un, Türkiye’nin genelinde olan, daha önce aklına gelmemiş insanlar için yapıldı bu video. 

Ben bunun için oynadım bu klipte. Homofobik aileler, evlatlarını kabul etmeyen aileler için ya da sokakta, mahallede bir transseksüel gördüğünde buna tepki veren insanlar için yaptık. Görsünler de olayın nasıl gerçekleştiğini, şiddetin nereden geldiğini anlayabilsinler diye. Şu an bir şiddet ve nefret var ve bu bir suç. Nefretin suç olduğunu insanlara anlatmaya ihtiyacımız var. Amaç bu iken bir de videonun altında nefret mesajları gerekli değil.

Peki klibin senaryosu nasıl hazırlandı?

Onların çekmek istedikleri senaryo biraz daha farklıydı. Klipteki olay dediğim gibi benim başıma gelmiyor, çünkü çalışmaya giderken sokakta yürümüyorum, gideceğim yere taksiyle gidiyorum. Bunun basit bir nedeni var: O kadar yüksek topuklu ayakkabılarla sokakta yürüyemem. Birlikte buluşmalar, yazışmalar sonucunda klibin gördüğünüz hali ortaya çıktı.  

‘BİZİ ALKIŞLAYIP SONRA HOMOFOBİSİNE YENİK DÜŞENLER VAR’

Klip bir drag queenin bir gününü gösteriyor. Siz de drag queensiniz. Bu gösteri Türkiye’de nerede duruyor?

Aslına bakarsanız İstanbul’da çok var, İzmir ve Ankara’da da var. Fakat biz ikiyüzlü bir millet olduğumuz için şöyle oluyor; sahnede alkışlanıyor ve çok beğeniliyor, ama sonra homofobi ve transfobi ortaya çıkıyor. Çünkü oraya gelip bizi alkışlayıp sonra da kendi homofobisine, transfobisine yenik düşenler olabiliyor. Orada bizi beğenip sonra bir transseksüel gördüklerinde dalga geçebilecek, küfür edebilecek seviyeye gelebiliyorlar yani. Televizyonda Bülent Ersoy, Zeki Müren izleyip sonra da görmezden gelmeleri gibi bir şey bu...

‘ŞİDDET HEP VARDI’

Sizin karşılaştığınız herhangi bir şiddet oldu mu hiç?

Ne çalışırken ne de sokakta fiziksel olarak bir şey gelmedi başıma. Ya ben şanslıyım ve kendimi korumayı biliyorum ya da alışmışım. Tabii bu gelmeyecek anlamına da gelmiyor. Şimdi iktidarın her şeyi yapma anlamında gücü var. Yoksa zaten en başından beri insanlar ölüyor, bunun için eşcinsel olmana gerek yok. 

Kürt’sen, Alevi’ysen, kadınsan, çocuksan ölüyorsun. Şiddet hep vardı. O yüzden ben özgürlüğümün kısıtlandığını hissetmiyorum, istediğimi giyinip istediğim yere gidebiliyorum ama sıra gündelik hayatımıza da gelecek. 

Yurt dışına gitmemin sebeplerinden biri de bu. Yaptığım iş yurt dışında daha çok anlaşılan bir iş, geri dönüşü daha çok olan bir iş, hem maddi hem manevi açıdan. Bu geri dönüş de psikolojik ve ruhsal açıdan çok iyi hissettiriyor, yaratıcı olmamı, düşünmemi, daha çalışkan olmamı sağlıyor. Çünkü burada çok fazla negatiflik var, bu durum da ben, çevremde olup bitenlerden kolay etkilendiğim için motivasyonumu düşürüyor. Hiçbir şeyden etkilenmeden yoluna giden biri olamadım hiç.

Söyleşinin tamamını okumak için tıklayın...