Seray Şahinler / Akşam

‘Beyoğlu’nun En Güzel Abisi’ ile gözleri yine üzerine çeviren yazar Ahmet Ümit’in yeni romanı şimdiden hazır. Ümit, İttihat ve Terakki dönemini anlatmaya hazırlanıyor. 

Ahmet Ümit sıradaki romanı İttihat ve Terakki ile ilgili detayları ilk kez paylaştı. Ümit, Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülüş sürecinden başlayarak günümüze kadar uzanan süreci anlatacağı romanında okurları yine heyecanlı bir yolculuğa çıkaracak.

BİRAZ DİNLENMEM GEREK

Aslında Beyoğlu’nun En Güzel Abisi’ni değil, İttihat ve Terakki hakkında yazacaktım. Okumalar başladı, kurgusunu bile bitirdim. Selim İleri çok yakın arkadaşımdı. Bir akşam konuşurken ‘bir şeyler var mı bu aralar’ diye sordu. İttihat Terakki var ama bir de novella gibi dedim. Beyoğlu’nun En Güzel Abisi’ni Tarlabaşı’nda geçiyor diyerek anlatmaya başladım. O da ‘bunu mutlaka yazmalısın’ dedi. Ben de onu yazdım. Şimdi tekrar İttihat ve Terakki’ye dönüyorum. Bir iki ay dinlenmem lazım.

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE

Romanımızın konusu devletle birey arasındaki ilişki olacak. Ama bunu Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülüş sürecinden başlayarak bugüne uzanan bağlamda ele alacağım. Özellikle devletin kutsallığı ile kul kültürü sorunsallarını tartışmayı amaçlıyorum. Ki bu konular hâlâ politik kültürümüzü belirleyen olgular. Devletin kutsallığı meselesi çözülmeden demokrasimizin gelişmeyeceğini düşünüyorum. Roman öteki kitaplarımın çoğunda olduğu gibi günümüzde başlıyor. Elbette cinayetler var. Bunlarla Osmanlı’nın son döneminde yaşananlar arasında bağlantı kuracağım.

MAKEDONYA’YI GEZECEĞİZ

Öncelikle yine İstanbul roman mekânımız. Ama İttihat ve Teraki’nin örgütlü olduğu Makedonya ve Yunanistan’ın şehirlerini de gezeceğiz. Osmanlı coğrafyası diyebiliriz. Elbette bu şehirlere zevkli ve öğretici bir yolculuk beni bekliyor. Ayrıca İstanbul’da İttihat ve Terakki üyelerine mekan olmuş binalar da romanımızın demirbaş sahneleri arasında yer alacak.

ÇÖKÜŞÜN ETKİLERİ

Beni ilgilendiren tarihin tartışmasından çok, çöken bir imparatorluğun insanlar üzerindeki etkisi. O büyük yıkımın hayatı nasıl değiştirdiği. Genç cumhuriyet kurulurken bu etkinin son derece belirleyici olduğuna inanıyorum. Bugünkü komplekslerimizin çoğunun da yıkılmış bir imparatorluğun çocukları olmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu gerçekten büyük bir travma. O travmanın derinliklerine inebilirsem -ki bunu karakterlerim aracılığıyla yapabilirim- başarılı bir iş çıkarmış olurum. Öte yandan yoğun bir okumanın beni beklediğini de belirtmeliyim. İttihat ve Terakki meselesini kavramadan bu konuda roman yazmaya kalkmam hiç akıllıca olmaz. Yine insan ruhunu anlatmaya çalışacağım. Elbette öncekilerden farklı bir dil, farklı bir kurgu, farklı bir atmosferde.

O DÖNEME YOCULUK

Bugün yaşadığımız sorunların büyük bölümü Batılılaşmayla başlayan sorunlar. Tanzimat Fermanı ve sonrasındaki Batılılaşma serüvenimiz ve o noktadan sonra çöken bir imparatorluktan bir ulus devlet çıkarma serüveni yahut amacı. Bugün yaşadığımız olumlu veya olumsuz anlamda ya da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ne varsa kökleri İttihat ve Terakki’de. Çünkü ittihatçı itilafçı kavgası alttan alta sürüyor. Bu anlamda o döneme de bir yolculuk olacak.

OYLUMLU BİR ROMAN

Donmuş bir zaman dilimi değil, günümüzde başlayan bir roman olacak. Devletin kutsal olmadığını, insanların hizmeti için var olduğunu ve kutsal olan şeyin insan yaşamı olduğunu anlatmaya çalışan, bunu tarihsel, somut bir bağlamda tartışan, Osmanlı’dan bu yana serüvenimiz bağlamında ele alan oylumlu bir roman.