Neden olmasın! Denenebilir. Yüzyıllardan beri böyle yapılıyor. 20.yy'da en büyük örneklerini gördük. Fakat savaşın, savaşı çıkaranın galibiyeti ile sonlanmayacağını da gördük.

Türkiye'nin yaşadığı öncelikli krizin siyasal olduğu ve sistemin kendini yenileyemediğini de bu kısacık sürede anladık. Bir devlet geleneğinin basiretsiz ve canice yöntemlerine şahit olduk-olacağız. Şiddetin dozunun düşeceğini düşünmek bile imkansız artık.

Diğer bir yandan son yıllardaki başarısız ekonomi politikaları ve uluslar arası ilişkiler, ülkeyi bir ekonomik krizin içine de götürdü.

Şimdi basit bir devlet refleksi ile hareket ediliyor. İç kargaşa ve çatışma çıkar kendi krizini kendin yönet.

Zaten asıl sorun da burada, mevcut krizi, kim yönetirse o kazanacak. Anlaşılıyor ki HDP’nin %13 alması sistemi çok sarsmış, hatta delirtmiş. Seçim sonrası ‘’Ha… şimdi ülke demokratik bir zemine oturdu diyeli’’ çok fazla bir zaman geçmedi. Deyim yerindeyse şimdilerde "Ülkenin şaftı kaydı" diyoruz.

Nasıl olduğunu kimse anlamadı, birden savaşın içinde bulduk kendimizi.

Kim başlattı, nasıl başladı bunlar çok konuşulur ama kesin bir şey vardı ve bir şeylerin üstü örtülüyordu. Hem de ekonominin en kırılgan olduğu bir dönemde. Ekonomik veriler Türkiye batıyor diyor. C.B. Ekonomi başdanışmanı Cemil Ertem durum gayet iyi diyor. Ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi her şey yolunda diyor.

Aslında durum hiç iyi değil ve her şey çok kötü gidiyor. Devletin siyasal krizi ve ülkenin ekonomik krizi, hiç teyet havasında değil.

Ama krizi şiddet sarmalında yönetmek, halkı saflara ayırmak ve savaş ekseninde bir çıkış yolu bulmak eski ve tutan bir yöntem. Durumu idare edebildiğiniz sürece her şey bu süreci yönetebilenin lehinedir.

AKP şimdi bunu deniyor. Çünkü başka çıkışı yok, demokrasiye dönemez.

Şu ana kadar durumu gayet iyi kotardı. Rakipleri ne olduğunu anlayamadan kendilerini savaş halinde buldular ve şimdi dünyada ki en zor ve seçilmek zorunda olan iki seçenekle karşı karşıyalar… SAVAŞ veya BARIŞ… Zor karar ama hızlıca verilmeli. Korkarım ki bu durum böyle devam ederse ortada verilecek bir karar veya siyasi bir alan da kalmayacak. AKP bütün seçenekleri tüketecek-tükettirecek.

Halk yine kaybedecek…

Bu soruna güvenlik temelinden bakmak ise ayrı bir felaket demek olacak. İnsanlar güvenlikleri uğruna özgürlüklerinden vazgeçtiklerinde bu savaşın kazananı hiç şüphesiz AKP ve onun terör uzantıları olacak.

Kuşatma ve bombardıman altındakilerin bugün, bu saat itibari ile barış söylemleri ne kadar etkili olabilir. Savaşa sıkıştırılan bir bölge ve savaşta taraf olmaya zorlanan bir ülke var.

Sonuç ne olursa olsun kriz savaş politikaları ile çözülmelidir diyen bir iktidar ve barış özleyen bir halk var.