İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de Koronavirüs nedeniyle yatarak tedavi gören yaklaşık 2 bin 200 hasta, kontrol polikliniğine tek tek çağrılarak kontrolleri yapılıyor.

Kovid-19 hastalığına yakalanıp hastanede yatarak tedavi gören vatandaşlar, hastalığı atlattıktan sonra 'Kovid-19 Sonrası Kontrol Polikliniği'nde takip ediliyor. Taburcu olan hastalar, Kovid-19 sonrasında yaşanabilecek komplikasyonların tespit ve tedavi edilmesi amacıyla belli periyotlarda polikliniğe çağrılıyor.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de Kovid-19 nedeniyle yatarak tedavi gören yaklaşık 2 bin 200 hasta kontrol polikliniğine tek tek çağrılarak kontrolleri yapılıyor. Koronavirüsü atlatanların 2 yıl boyunca takibinin yapılacağı belirtildi.

Poliklinik sorumlusu aile hekimi Prof. Dr. Kurtuluş Öngel "Kovid-19 hastalarında farklı şikayetler ortaya çıkabiliyor. Ayaklarında yaralar oluyor, görme bozuklukları ya da kalp rahatsızlıkları ortaya çıkabiliyor. Bu polikliniğin amacı da bu rahatsızlıkları ortaya çıkarmak. Kovid-19 hastalarında ilerleyen dönemlerde neler ortaya çıkabiliyor bilimsel bir çalışma da yürütmüş oluyoruz. Şikayetleri olan hastalara ileriki dönemlerde yardımcı olmaya çalışıyoruz" dedi.

Poliklinikten, dışarıdan gelen her hastanın yararlanamadığını anlatan Prof. Öngel, yalnızca serviste yatıp taburcu olan vatandaşlara hizmet verdiklerini kaydetti.

'KALICI OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA HENÜZ KESİN TESPİT YOK'

Kovid-19'un ardından kalan sıkıntıların kalıcı olup olmadığı konusunda henüz kesin bir tespit yapamadıklarını ifade eden Prof. Öngel şöyle devam etti:

"Hastanemizde tedavi olmuş ve şifa ile taburcu olan hastalarımızı, bu aydan itibaren çağırmaya başladık. İlk muayenelerinin ardından 3, 6, 9 ve 18'inci aylarda uzun süre onları takip etmeyi hedefliyoruz. Böylece uzun dönemde ortaya çıkacak Kovid-19'un yan etkilerini de saptamış olacağız. Hastalarda her ne kadar solunum sıkıntısı düzelse de farklı sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Görme bozuklukları, renkleri ayırmada sıkıntı, ciltte döküntüler, kanama bozuklukları ya da duygu durumlarında depresyona gidiş gibi farklı duygu durum değişiklikleri ortaya çıkabiliyor. Pıhtı atma, embole olma, kalp rahatsızlıkları gibi durumların hepsinin detaylı bir şekilde araştırılması gerekiyor. Hedefimiz de bunları ortaya koymak. Bu hastalık hala mekanizmaları çözülmüş bir rahatsızlık değil. Kalıcı bir etki bırakıp bırakmadığı konusunda süreci bizler de takip ederek göreceğiz. Erken tanı konulduğunda, en azından yaşamsal anlamda hastaların yaşam kalitelerinin artırılması sağlanıyor."

Kaynak: Sputnik