KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 24 Haziran genel seçiminde "Millet İttifakı'nın" AKP-MHP'nin Cumhur İttifakı'na karşı parlamento çoğunluğunu almasının mümkün olduğunu ancak seçim sonucunu iktidarın yaptıklarından daha çok muhalefetin yapıp/yapamadıklarının belirleyeceğini belirtti.

Ağırdır, Erdoğan'In oyunun AKP'den fazla olduğunu, Erdoğan seçilse bile AKP'nin parlamento çoğunluğunu yitirebileceğini öne sürdü

Reuters'ten Gülsen Solaker'e konuşan Bekir Ağırdır, muhalefetin ülkeyi yönetebileceğine dair ilkelerini ve temel meseleleri çözecek vaatlerini ortaya koyması durumunda tabloyu zorlayabileceğine de dikkat çekti.

AKP ile MHP'nin seçimde işbirliğini amaçlayan Cumhur İttifakı'na karşı CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti yüzde 10'luk seçim barajını sıfırlayarak, parlamento çoğunluğunu elde edebilmek için Millet İttifakı'nı kurmuştu.

Ağırdır, yaklaşan seçimlere dair yaptığı değerlendirmede "Millet İttifakı'nın parlamento çoğunluğunu alması siyaseten de, matematik olarak da mümkün" diyerek, AKP-MHP ittifakında özgürlüklerin kısıtlanması, demokratikleşmede eksiklikler ve siyasi alanların daraltılması gibi çeşitli nedenlerle 1 Kasım seçimlerine göre belli bir oy kaybı olabileceğini kaydetti.

"SOKAĞA YANSIMADI" 

 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP yüzde 49.49, MHP ise yüzde 11.90 oy alırken, iki partinin de desteklediği anayasa değişikliği 16 Nisan referandumunda yüzde 51.21 oyla kabul edilebilmişti.

 Ağırdır, son dönemde muhalefette bir enerji ve hareketlenme gözlemlendiğini ancak bunun henüz sokağa yansımadığını söyleyerek, şöyle konuştu:

 "Ben bu seçimin sonucunu iktidarın yaptıklarından daha çok muhalefetin yapıp ya da yapamadıklarının belirleyeceği kanaatindeyim. Eğer muhalefet ülkeyi yönetebileceğini ve temel meseleleri çözecek vaatlerini ortaya koyarsa tabloyu zorlar. Ama AKP'nin bildiğimiz siyaset yapma tarzına teslim olur ve gündemi onların belirlediği biçimde tartışmaya devam ederse o zaman AKP domine eder."

 "ERDOĞAN'IN OY ORANI AKP'DEN FAZLA" 

Cumhur İttifakı'nın adayı  Tayyip Erdoğan'ın, "metal yorgunluğu" ile eleştirilen AKP'den daha fazla bir oy potansiyeli olduğunu da söyleyen Ağırdır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 "Dolayısıyla Erdoğan cumhurbaşkanlığını kazanabilir ve aynı oy oranı ile parlamento çoğunluğu diğer tarafa geçebilir. Veya parlamentoda çoğunluğu alsa bile bu 301 vekille olabilir. Bu da ülke için çok sürdürülebilir olmaz. Yani hem Erdoğan hem de AKP'nin ciddi bir oy farkı ile kazanmaya ihtiyaçları var, ama öyle olmayabilir."

 16 Nisan referandumunda kabul edilen anayasa değişikliği ile TBMM'deki milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılmıştı.

Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında uyumsuzluk ve çatışma yaşanmasını istemeyen AKP'nin kampanyası sırasında Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin yanı sıra TBMM'deki çoğunluğunu da sürdürmeye odaklanması bekleniyor.

Başbakan Binali Yıldırım da bugün yaptığı konuşmasında yeni sistemde meclisin de cumhurbaşkanlığı kadar önemli hale geldiğini ifade etti ve "Cumhurbaşkanımızı seçelim gerisi önemli değil" şeklinde düşünülmemesi gerektiğini vurguladı.

"SEÇİMİN SONUCUNU GENÖÇLER BELİRLEYECEK"

 Ağırdır, seçim sonucunu etkileyecek etmenler arasındaki en önemli dinamiğin 20 milyona yaklaşan 30 yaşın altındaki seçmen olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

 "Bunların 3.5 milyonu ilk kez oy kullanacak. 16 milyonu ise halen oy kullanıyor ama genç denilen küme. Bu büyük kümede çok önemli dinamikler var. Çünkü bu gençler yeni hayatın, yeni insanları ve karşılarında bu yeni hayata dair vaadi olmayan bir siyasi yapı ve beş tane parti var. Dolayısıyla bu gençlerin nereye doğru evrileceği seçimi belirleyecek en önemli unsur."

 Ağırdır, bu açıdan sosyal medyadaki kampanyaların önemli olduğunu söyleyerek, bu gençlerin nasıl hareket edeceğinin tam bilinmediğini, adayların ve partilerin bu kümeye ne anlattığı ve onları inandırıp inandıramayacağının kritik olacağını bildirdi.

 Seçime katılım oranının da bir başka önemli etmen olduğunu belirten Ağırdır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 "Modern kesim kümelerindeki hareketlenmeye bakarsanız o tarafta seçime katılımda eksiklik olacağını sanmıyorum. Ama AKP'den şikayetçi olup, kimlik nedeniyle AKP'ye yine de oy veren seçmenler eğer bu şikayetlerinde devam ederler ya da AKP onları ikna edemezse katılım eksikliği oradan doğabilir. Yani AKP taraftarlarının seçime gidip gitmeme oranları seçim tablosunu etkileyecek unsurlardan bir tanesi."

 Ağırdır, HDP'nin güneydoğuda ne yapacağı ile OHAL altında yapılacak olan seçimlerde katılımın ya da geçersiz oyların ne olacağının da önemli olacağını belirterek, "Saadet Partisi'nin alacağı oy da kritik olacaktır. Çünkü Saadet ne oy alırsa alsın AKP'den koparacağı için önemli olacaktır" dedi.

"HDP BARAJ RİSKİ TAŞIYOR"

 HDP'nin baraj sorunu olup olmadığının sorulmasına karşılık Ağırdır, şunları kaydetti:

 "HDP her zamanki yerinde dolaşıyor. Yani yüzde 10-12 arasında. Bu demek ki baraj riski de taşımakta. Çünkü araştırmaların hata payları da var. 1 Kasım seçiminde de yüzde 10.5 ile geçmişti barajı."

 Partinin genel başkan yardımcılarından Meral Danış Beştaş geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada HDP'nin barajı geçememesi durumunda AKP'nin 70 kadar milletvekili daha fazla çıkaracağını belirtmişti.

 Ağırdır, geçen seçimden sonra HDP seçmenlerinden AKP'ye kayış olacağını sanmadığını söyleyerek, "Ama oy vermemek, seçime gitmemek, ya da OHAL veya başka nedenlerle seçime katılamamak gibi sorunlar sonucu HDP tam sınırda da kalabilir" dedi.

 HDP'nin oylarının yüzde 10'luk barajın tam sınırında kalması durumunda bunun siyasal sonuçlarının da büyük olacağını belirten Ağırdır, Kürtlerin içinde muhafazakar kesimler de bulunduğunu ancak bölgedeki seçmenlerin şu anda yüzde 70'inin HDP, yüzde 30'unun ise AKP'li olduğunu, bunun da geri dönüşünün görünmediğini bildirdi.