Türkiye’de komünist belediye başkanı olarak bilinen Fatih Mehmet Maçoğlu, 28 belediyeye kayyum atanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Maçoğlu, "Halk tarafından seçilenlerin siyasi görüşlerine göre görevden almaları halkın iradesine yapılan bir darbedir. Halkın vicdanında kimin belediye başkanı olduğu önemlidir. Bu tür uygulamalardan ve dayatmalardan mücadele ile kurtulabiliriz" dedi. 

Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte çıkarılan KHK’ler ile 24’ü DBP’li olmak üzere 28 belediyeye kayyum atanmasına bir tepki de Türkiye’de komünist belediye başkanı olarak bilinen Fatih Mehmet Maçoğlu’ndan geldi.

Dersim’in Ovacık Belediye Başkanı Maçoğlu, bu girişimin bir "darbe" olduğunu ifade ederek, demokrasi güçlerinin bu uygulamalara karşı durması gerektiğini kaydetti.

“Halk tarafından seçilenlerin siyasi görüşlerine göre görevden alınmaları halkın iradesine yapılan bir darbedir” diyen Maçoğlu, görevden almalar ve kayyum karşısında üstten bir kararın değil hukuk sisteminin devreye girmesi gerektiğini söyledi.

AKP’nin OHAL ile demokrasi mücadelesi verenlere ve muhalif kesimlere dönük kapsamlı bir saldırı başlattığına savunan Maçoğlu, toplum içerisinde ise bunun “meşruluğunu yaratmaya” dönük ciddi bir algı operasyonu olduğunu ifade etti.

Demokrasi mücadelesinin kendileri için vazgeçilmez olduğunu ifade eden Maçoğlu, mücadele sayesinde halkların ve muhaliflerin başarılı olabileceğini söyledi.

Seçilmiş bir belediye başkanının yerine atamanın kabul edilemez olduğunu kaydeden Maçoğlu, “Halkın vicdanında kimin belediye başkanı olduğu önemlidir. Bu tür uygulamalardan ve dayatmalardan mücadele ile kurtulabiliriz” dedi.

Kayyum atamalarının yapıldığı belediyelerin 24’ünün DBP’li olmasının oldukça dikkat çekici olduğunu söyleyen Maçoğlu, şöyle devam etti:

“DBP geleneği beridir, bu bölgelerde yerel yönetimlerde iktidarlardı. Şimdiye kadar ‘suçlu’ görülmedi de bu süreçte mi görüldü. Suçlu ise de hukukun buna karara vermesi gerekiyor üstten bir atamayla buna karar verilemez.”

“Bu anlamda demokrasi kuvvetlerinin bir araya gelmesi lazım. Aksi takdirde kaybeden halk olacaktır. Demokrasi güçleri bir arada olduğu sürece halk kazanacaktır.

“Hukuksuzluk içerisinde bir hukuksuzluk var. Demokrasi herkes için olmalıdır. Sistem kendisi gibi düşünmeyeni görevden aldığında dahi kendi hukukunun gereklerini gözetmemekte. Bu hukuksuzluk yarın başka alanlara da akacaktır. Kendi hukukunu dinlemeyen sitem kendi parlamenter sistemdeki kararları da dinlemez. Bu yönüyle kayyum atamaları aynı zamanda Meclis iradesine de bir darbedir.”

(Kaynak: DİHA)