Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobani Davası'nda mahkemenin davayı hızlı bir şekilde bitirmeye çalıştığına dikkat çeken avukatlar, duruşma periyotlarının adil yargılamaya aykırı olduğunu ifade ederek HSK’ye yapacakları şikayet sonuçlanmadan duruşmalara katılmayacaklarını söyledi.

Dava için özel olarak görevlendirilen Ankara 22’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bahtiyar Çolak, Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) kararıyla görevden alındı.

HSK tarafından 4 Kasım’da verilen kararla görevden alınan Çolak’ın, henüz bir yere atanmadığı öğrenildi.

COVID-19 İDDİASI

Kobani Davası’nın 21 Eylül’de görülen 4’üncü duruşmasının 2’nci oturumunda duruşmaya geçici olarak bakan mahkeme üyelerinden Yıldıray Kaya, Çolak’ın Covid-19 testinin pozitif olduğunu iddia etti.

Çolak’ın pozitif olmasına rağmen duruşma ertelenmeyerek, 23 Eylül’de Kaya’nın başkanlığında sürdürüldü.

Davanın 18 Ekim’de görülmeye başlanan 5’inci duruşmasında, geçici mahkeme başkanı Kaya, Çolak’ın rahatsızlığı nedeniyle 1 veya 2 ay duruşmalara katılamayacağını belirtmişti.

İTİRAZLARIN YAPILDIĞI MAHKEMEDEN ATAMA

HSK’nin 4 Kasım tarihli kararıyla Ankara 22’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne geçici olarak görevlendirilen üye Yıldıray Kaya, mahkeme başkanı olarak atandı.

Aynı kararla yeri boşalan Kaya’nın yerine ise 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne ilişkin yapılan itirazların karar mercii olan Ankara 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden Murat Dönmez atandı.

"ADİL YARGILAMAYA AYKIRI"

Mahkemenin davayı hızlı bir şekilde bitirmeye çalıştığına savunan avukatlar, duruşma periyotlarının adil yargılamaya aykırı olduğunu ifade ederek, HSK’ya yapacakları şikayet sonuçlanmadan duruşmalara katılmayacaklarını söyledi

İki duruşma arasında meydana gelen mahkeme başkanının görevden alınması ve duruşma periyotlarına dair konuşan avukat Aydın Erdoğan, “Anayasaya göre hakimler ve savcılar arz olunamaz. Kendileri istenmedikçe anayasada görüşen yaştan önce emekli olunamaz. Bir kimse ya da bir topluluk yargılanan kişi özel bir mahkemede yargılanmak üzere görev teşkil edilemez” dedi.

Davanın en başından itibaren anayasanın emredici hükümlerine aykırı olarak heyetin teşkil edilmiş heyet olarak görevlendirildiğinin altını çizen Erdoğan, “Heyet sadece bir tek davaya bakmak üzere görevlendirildi. Dolayısıyla olağan yargılama periyotlarından farkı bir yargılama periyodu için görevlendirildiniz. Buna bağlı olarak sadece anayasanın tabii yargıçlık ilkesi ihlal edilmedi, duruşma günlerine ilişkin temel haklar da ihlal edildi. Anayasanın yasaklanan mahkemelerin kuruluşu sadece bir kanun çıkararak böyle bir mahkeme kurmakla ilgili değildi. Böyle bir mahkemenin kurulamayacağı gibi uygulamada hakim ve savcıların görevlendirilmesiyle bir kişi ya da müvekkilleriyle ilgili böyle bir mahkeme kurulamaz. Bu yargı bağımsızlığına aykırıdır” şeklinde konuştu.

"GÖREVDEN ALINDI"

Önceki mahkeme başkanının rahatsızlandığı belirtilerek duruşmalara katılmaması hakkında net bir bilgi verilmediğini söyleyen Erdoğan, “Mahkemenin sayın başkanının, bizce tam olarak bilinmeyen sözlü açıklamalardan öğrendiğimize göre, önce Kovid-19 sebebiyle rahatsız olduğu söylendi sonra ameliyat olduğu söylendi, ne kadar süre sonra göreve döneceği belli değil denildi, arkasından da görevden alındı. Ne zaman göreve başlayacağı belli değil sorgulamaya devam edeceğiz denildiğinde sanki başkanı bir daha göreve gelmeyeceğini biliyormuş gibi duruşmaya olduğu yerden devam etti. Bazı müvekkillerimiz biz savunma vermek istemiyoruz demişlerdir” ifadelerini kullandı.

"SAVUNMA HAKKI KULLANILMADI"

Mahkemenin dosya eklerinin müvekkillerine tebliğ edilmesini kabul ettiğini ancak müvekkillerinin cezaevinde yeterli sürelerde elektronik imkanlardan yararlanma imkanı olmadığını sözlerine ekleyen Erdoğan, “Buna rağmen bazı müvekkillerimiz hazırlanabildikleri kadarıyla ve ileride hazırlandıkça söz alma haklarını saklı tutarak bir kısım beyanlarda bulundular. Ama bu savunma hakkının tam olarak kullanıldığı anlamına gelmez. Bu davanın dosyalarının fiziksel olarak ulaştırılması mümkün değildir. Bu kadar dosya için ne konulacak yer var ne de fotokopi çekilme imkanı vardır. Dosyanın kapsamı ortada” ifadelerini kullandı.

"BİR EVRAK İNDİRMEMİZ YARIM SAATİMİZİ ALIYOR"

Avukat Ruken Gülağacı, Sebahat Tuncel ve Sibel Akdeniz’in bilgisayar kullanımı için cezaevine gönderilen yazıya gelen yanıtın okumasını istedi. Mahkeme başkanı, gelen yazıda cezaevinin haftada 13 ile 16 saat arasında mevcut olan bilgisayar odasında yararlanmalarının sağlandığını söyledi.

Duruşma periyotları arasında 1 haftanın yeterli olmadığını ifade eden Gülağacı, “Müvekkillerimin 7/24 bu dosyayla ilgilenme zorunlulukları yok. Hayatları var, kitap okuma, görüşe çıkma, yemek yeme, spor yapma gibi hakları var. Bizim de çalıştığımız tek dosya bu değil ki bu dosya için UYAP’ı açıp bir evrak indirmemiz bile yarım saati alıyor. Sizinle bizim aramızda bir denge sorunu var. Duruşma periyotlarını kabul etmiyoruz. Bu şekilde devam etmeyi doğru bulmuyoruz. Yargılamanın artık işkence haline gelmemesini talep ediyoruz” dedi.

"YAŞAM ALANINA MÜDAHALE"

Avukat Çiğdem Kozan, “Mahkemenizin bu şekilde bir duruşma periyoduna devam etmesi, müvekkiller üzerinde bir işkence ve adil yargılamanın engellenmesi anlamına gelecek. Mevcut yargılama periyodu doğrultusunda müvekkillerimiz en temel haklarından bile yararlanamıyor. Müvekkillerin iki hafta boyunca burada kalmaları, sağlık durumlarını zor duruma getirecek. Hastaneye bile gidemeyecek hale geldiler. Orası müvekkillerimizin yaşam alanı. Müvekkillerimiz cezaevinde en temel ihtiyaçlarını gidermek zorundalar. Siz burada kişilerin yaşam alanına müdahale ediyorsunuz” ifadelerini kullandı.

"İTİRAZLAR ALINMADAN BAŞLANDI"

Tutukluluk devam gerekçelerinin çok geç UYAP’a işlendiğini belirten Kozan, “Müvekkilimize 7 gün içinde dahi tebliğ etmediniz. 7 gün bittikten sonra tebliğ edildi. Bizim tutukluluk devam kararına itirazlarımız da henüz üst mahkemece incelenmedi. Yani tutuk devam kararına yapılan itirazlarımız değerlendirilmeden siz yeni bir duruşmaya başladınız. Tutuk itirazı 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesine ne zaman göndereceksiniz? SEGBİS çözüm tutanağı olmadan ya da bizim beyanlarımız olmadan 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi neyi inceleyecek? Onlar da sizin gibi bakmadan mı değerlendirecek” diye sordu.

"ŞİKAYETİN SONUÇLANMASINI BEKLEYECEĞİZ"

Mahkeme başkanının değiştirilmesiyle duruşma periyotlarının da değiştirildiğini ifade eden Kozan, “Böyle bir yargılama usulünü şimdiye kadar görmedik. Bu yargılama biçimi bile hukuksuzluğu çok net ortaya koyuyor. Duruşmayı doğru bir periyotla belirleyerek devam ettirmenizi istiyoruz. Bu talebimizin karşılıksız kalması durumunda gerekli HSK şikayeti yapacağımızı ve şikayet sonuçlanana kadar da bu duruşmalara katılmayacağımızı ifade etmek istiyoruz” diye belirtti.

"KİMİN TALİMATI?"

Avukat Cahit Kırkazak, mahkemenin davayı hızlı bir şekilde bitirme kararlılığının olduğunu aktararak, “Bu yargılamayı acil bitirme motivasyonunuz niye? Devlet Bahçeli’nin mi Erdoğan’ın mı, Süleyman Soylu’nun mu talimatını yerine getiriyorsunuz? Adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, bu duruşma periyotlarının insan hakkı ihlali olduğunu biliyorsunuz. Bunları bilmenize rağmen iktidarın talimatları doğrultusunda hareket ettiğiniz ortaya çıkıyor. Eğer ki kararınız hazırsa ve dosyayı bir an önce bitirmek istiyorsanız dosyayı savcıya verin onunda mütalaası açıktır. Kararınız hazırsa bugünden kararı verin ama bizi bu oyuna karıştırmayın. Bizim bu temel haklarımızın ihlaline, siyasal iktidarın temsilcileri pozisyonuna rıza vermeyiz” şeklinde konuştu.

"HUKUKİ YARDIM HAKKI İHLALİ"

Nuray Özdoğan, “Duruşma takvimleriyle usulü ihlal ediyorsunuz. Hangi sürelere dikkat ettiniz de bu kadar kısa süreye duruşma tarihi verdiniz? Bu kararlarınızın hiçbir makam tarafından denetlenmeyeceğini düşünüyorsunuz ama biz hukukçular olarak bu kararları denetleyeceğiz. Hangi koşullarda bu duruşmalara iki hafta boyunca katılabileceğimize inanıyorsunuz? Bu dosyaların tüm evrakları, tüm işlemleri bir bütün bu nedenle tüm günler burada olmamız gerekiyor. Diğer mesleki faaliyetlerimizi ihlal mi edelim? Şu an müvekkilimizin hukuki yardım alma hakkını ihlal ettiğiniz gibi bizim de avukatlık mesleğimizi yapma hakkımızı ihlal ediyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Ardından söz alan avukatlar da makul sürenin verilmesi gerektiğine vurgu yaparak aksi halde yargılamaya devam edemeyeceklerini belirterek, mahkeme heyeti hakkında hürriyeti tahdit suçundan şikayette bulunacaklarını ifade etti.

Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı