Bozcaada’dan Antep’e, Gökçeada’dan İzmir’e, Diyarbakır’dan Uçmakdere’ye uzanan 30 lokasyona dair yazılarını derleyen Mustafa Dermanlı, kendi tecrübelerini mütevazı bir dille okuyucuya sunuyor.
Önsözünde kitabın içeriğine ilişkin olarak, “Bu kitap bir gezi rehberi değildir. Bu, her yeri avcunun içi gibi bildiğini, her lezzeti tadıp da gurme olduğunu iddia eden çılgın bir gezginin günlüğü de değildir. Bu, Mustafa Dermanlı’nın gezip gördüğü yerlere ilişkin kaleme aldığı mütevazı gezi notlarından oluşan bir kitaptır. Bazen sokak aralarında kalmış restoranları bizlere anlatır bazense sadece huzura kavuşacağımız, doğanın o temiz kokusunu içimize çekebileceğimiz mekânları… Herkesin bildiği, her daim gitti yerlerin yanı sıra küçük detaylara da düşürür yolunuzu. Kendisinin de dile getirdiği gibi, ‘içindeki gezme mikrobu hâlâ kanlı canlı olan bir adamın tecrübeleri’nden geriye kalanlardır…” şeklinde bir açıklamanın yer aldığı kitaptaki yazıların büyük kısmı, BirGün Gazetesi’nde de yer alan yazıların derlenmesi.
Dermanlı, “Kitaptaki yazıların sonunda ‘Yapmadan Dönme’ ve ‘Yemeden Gelme’ başlıkları altında naçizane listeler yaptık. Ayrıca her şehrin uyandırdığı hisler doğrultusunda yolculuk şarkıları ve o yöreye ait tarihi, kültürel ya da mitolojik bilgiler de mevcut. Fakat en başta da belirttiğimiz gibi bu kitap bir gezi rehberi olmadığı için en güzel yol, kendi keşfettiğiniz yoldur. Benim kişisel beğenilerimin ve kişisel keşiflerimin bütünüdür. Yoksa her yer bir başkasına göre çok daha farklı detaylara sahip olabilir,” diye de ekliyor.
Umarız bu keyifli rotaların tadını çıkarırken Mustafa Dermanlı’nın ikinci kitabı En Keyifli Rotalarla Türkiye Gezi Notları size yardımcı olur, yolunuzu güzelleştirir… E, o zaman ne duruyoruz, haydi gidelim!
