Kitap, "bir yeryüzü cennetinin, Kaçkarlar'ın yol haritasını" sunuyor. Biryol'un, İletişim Yayınlarından çıkan 'Hemşinliler, Göç ve Pastacılık' adlı kitabı bulunuyordu.

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

"Devasa bir çeyiz sandığıdır Kaçkarlar. Doğu Karadeniz'e tekinsiz ama göz kamaştırıcı elbisesini diken sonsuz kıvrımlarında, köyler, yaylalar, kasabalar, göller ve nehirler, eski zamanların değerli taşları gibi yan yana ve üst üste dans eder.

Makrevis, Kavak, Mikron, Vice, Habak, Ortan, Çinçiva... Hemşin dağlarının adına köy denilen asaletli masal ülkeleri... Bu ülkelerin haşmetli konakları vardır. Konaklar ki yüzlerce yılın insan teriyle harcı karılıp, nice acılı gurbet hikâyesinin kumbarasında birikenlerle kondurulmuştur sarp yamaçlara. Ormanın bir parçası haline gelmiş tahtaları, eski zamanların maharetli ustalarının kestiği yorgun taşlar tarafından ayakta tutulmaktadır. Cesaret edip de duvarlarına dayarsanız kulaklarınızı, geride kalmış yılların kalabalığını özleyen, gelmeyen ve yalnız bırakan gurbetçilere sitem eden sızılı iç geçirişleri işitirsiniz. Evler ve konaklar terk edilmişliği fısıldar Kaçkarlar'da. Zamana direnmeyi ve umudu.

Elinizdeki kitap, bu görüntülerin ve öykülerin harekete geçirdiği gezerlerin, yıllardır anlamaya ve tanımaya gayret gösterdiği bir yeryüzü cennetinin, Kaçkarlar'ın yol haritasını sunuyor bizlere. Bunu yaparken bir yol haritasının içermesi gereken, anlatması beklenen tüm kıymetli bilgileri içerdiği muhakkak, fakat asla yalnızca bundan ibaret değil.

Kaçkarlarda Bulut Olsam, gerçek gezginler için hazırlanmış büyülü bir rota kitabı. Üstelik herkesin bildiği, gördüğü, geçip gittiği asfalt otobanlardan, kadim ormanların gizlediği patikalara sapmayı alışkanlık haline getirmiş özlü bir Karadeniz çocuğu tarafından yazıldı. Her tarafından Kaçkar rüzgârları esen, her bakışından Hemşin lehçesinde hikâyeler döktüren, her gülüşünden tulumla karışık yayla kokuları sezdiren bir gezgin tarafından.

Kaçkarlar'da Bulut Olsam günümüzde artık, insancıl merak hislerinin yarattığı gülümseyişli ilgilerin yanı sıra aç gözlü ve vahşi endüstriyel iştahlara da mazhar olan bu güzel memleketin içinde soluklanmak, öğrenmek, dinlemek ve anlamak isteyenler için kaleme alındı. İlle de bir şey olunacaksa, bir yaylanın dumanı, bir dağın bulutu olmayı diğer her şeye tercih edecek olanlar için. Otobüslerden inip o bilinmeyene doğru yürüyenler için..." (ETHA)