Londra’da Centre for Turkey Studies (CEFTUS) / Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin organize ettiği programda konuşan yazar Ece Temelkuran Türkiye’deki son gelişmeler üzerine yorumlarda bulundu.

Ece Temelkuran ‘Düğümlere Üfleyen Kadınlar’ romanının İngilizce basılması üzerine Londra’da bir dizi programa katılmak üzere bulunuyor.

Temelkuran hem bu romanı hem de “Turkey: Insane and the Melancholy” kitabıyla Avrupa’da da konuşulan yazarlardan biri olmuştu.

16 Mayıs’ta CEFTUS’un SOAS Türkçe Bölümü ve SOAS Kürt Öğrenciler Grubu ile ortak organize ettiği ve SOAS’ın büyük bir salonunda gerçekleşen programda Temelkuran Nisan’da Türkiye’de gerçekleşen referandum ve tüm dünyada yaygınlaşan popülist politikalar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Temelkuran referandum sonucunun evet ya da hayır olmadığını, büyük bir usulsüzlük ve hile olduğunu dolayısıyla bu referandum sonucunun meşru olmadığını söyledi.

Temelkuran Türkiye’de artık özgür basın olmadığı için ve muhalefet de görevini yerine getirmediği için referandum sonucunun zoraki olarak sessiz sedasız kabul edildiğini söylerken Batı medyasının da sesi olduğu halde bu durumu yeterince dile getirmediğini söyledi.

Şimdi yargı sisteminin tümden paralize edildiğini, kutuplaşmanın kalıplaştığını ve popülist nefret politikalarının devam ettirildiğini söyleyen Temelkuran bu tür politikaların artık yavaş yavaş Dünya’da da Nigel Farage’in Brexit zaferi, Fransa’da Le Pen’in kazanmaya çok yakın olması ve ABD’de Trump’ın Başkanlığı ile yaşanmaya başlanacağını söyledi.

Türkiye konusunda umutsuzluğunu sık sık dile getiren Temelkuran artık ‘bildiğimiz Türkiye’nin’ sona erdiğini söyledi. “Türkiye artık yorgun” diyen Temelkuran değişim için umutlu olmadığını ifade etti.

Türkiye’yi anlatırken Erdoğan’ın Türkiye’de etkisinin Trump’ın 15 yıl boyunca yönetimde kalması gibi olduğunu söyleyen Temelkuran, Trump’la ilgili şimdi gülünerek geçilen gelişmelerin aynı şekilde Türkiye’de 10 yıl önce yaşandığını ama rejim değişikliği ile artık gülünemediğini söyledi.

Konuşmasında Türkiye’de açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’ya da değinen Temelkuran Türkiye’deki hükümete yakın sosyal medya trollerinin bu kişilere yemek resimleri gönderdiğini söyledi. Bunun zalimlik olduğunu belirten Temelkuran hak arayan bu iki insana insanlık dışı davranılmasının Türkiye’nin yeni gerçekliği olduğunu vurguladı.

Temelkuran program sonrasında izleyicilerle sohbet edip kitaplarını imzaladı. (Demokrat Haber)