Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Gazeteci Özlem Ertan, ilk romanı ‘Âşık Kadınlar Denizhanesi’ ile okuru fantastik bir dünyaya götürüyor. Bu dünyanın kadınları ise diktatör ruhlu bir tanrının baskıcı yönetimine karşı savaşıyor.

İstanbul Boğazı’nda, daha önce varlığından dahi haberdar olmadığınız fantastik bir âlem bulunduğunu düşünün… Farklı devirlerde dünyaya gelmiş, hayatı boyunca değişik mücadeleler vermiş kadınların son durağı olan bu âlemin adı, Âşık Kadınlar Denizhanesi. Gazeteci Özlem Ertan’ın, Müptela Yayınları’ndan çıkan bu ilk romanını okuduğunuzda, bu büyülü dünyanın içine sızabilirsiniz.

Fantastik bir kurgusu olan “Âşık Kadınlar Denizhanesi” adlı kitap, gerçek yaşama dair pek çok gönderme barındırıyor. Tek suçu âşık olmak olan kadınların, diktatör bir tanrının baskıcı yönetimine karşı nasıl ayaklandığını ve Âşık Kadınlar Denizhanesi’nde demokratik, adil bir yönetim kurma çabasını anlatıyor.

Akıcı dili ve merak uyandıran kurgusuyla dikkat çeken roman, bir vapur güvertesinde başlıyor. Kitabın, duygularını sevdiği erkeğe anlatmaya bir türlü cesaret edemeyen başkahramanının etrafı bir anda martılar tarafından çevriliyor. Sonra da başkahraman kendini martıya dönüşmüş olarak buluyor. Sonradan öğreniyor ki, denizden her geçişinde âşık olduğu adamın adını gökyüzüne, martılara fısıldadığı için İstanbul Boğazı’nın acımasız tanrısı Boros’u çok kızdırmış. Boros da, utangaç âşığı martıya dönüştürerek kızgınlığını bir nebze olsun yatıştırmış.

Kitap boyunca başkarakterin adını öğrenemiyoruz. Zira Âşık Kadınlar Denizhanesi’nde karşılaştığı tüm varlıklar ona ‘Martı’ diye hitap ediyor. Okurlar, Martı’nın gözünden İstanbul Boğazı’ndaki fantastik âleme bakıyor ve orada hepsi de birbirinden kederli pek çok kadınla tanışıyor.

“Âşık Kadınlar Denizhanesi”nin en ayırt edici özelliklerinden biri de içerdiği kadın öyküleri. Martı’nın, tanrı Boros tarafından hapsedildiği dünyada yaptığı yolculuk, bu kadınların hikâyeleriyle anlam kazanıyor. Bu kadınlardan biri olan Füsun, Kız Kulesi'nde yaşıyor. Neredeyse bir asır önce ölüp Âşık Kadınlar Denizhanesi'ne gelmiş. Kız Kulesi'ni terk etmesine izin verilmiyor. Gündüzleri kulenin ıssız yerlerinde saklanıyor, el ayak çekilince ise balkona çıkıp denizi izliyor.

Âşık Kadınlar Denizhanesi'nin diğer kahramanları arasında sevdiği ile kaçtığı için babası tarafından öldürülen Cemile, aşkına karşılık bulamadığı için intihar eden Handan, bir trafik kazasında eşiyle birlikte hayatını kaybeden Gülnihal ve asi denizkızı Lilith de var. Kadınları tanrı Boros'a karşı ayaklanmaya teşvik eden de denizkızı Lilith oluyor.

Acaba kadınlar, yıllar evvel adaletli bir tanrıçanın idaresinde olan Âşık Kadınlar Denizhanesi'nin yönetimini darbe yoluyla ele geçiren Boros'la girdikleri savaştan galip çıkabilecekler mi? Bu sorunun cevabı, Âşık Kadınlar Denizhanesi adlı kitapta. Kitabında bazı İstanbul efsanelerini de konu edinen Özlem Ertan, olayları birinci tekil şahsın ağzından aktarıyor. Ancak diğer karakterleri de sık sık konuşturarak okura farklı bakış açıları sunuyor.