Bölücü Görücü Hikayeler yeni çıkan bir mizah kitabı. Gazeteci Oktay Candemir’in de ilk kitabı olan Bölücü Görücü Hikayeler’de dayak, işkence ve baskıya karşı direnen insanların güvenlik güçleri ile yaşadığı trajik komik öykülerden oluşuyor.

Candemir kitapta ’80’lerden sonra bölgede yaşanan insan hikayelerini anlatırken, trajikomik halleri de gözler önüne seriyor.

Özellikle yaşanan hak ihlalleri en çok da bölge halkını etkilerken, Candemir’in gündelik yaşamdaki sorunları ve onları anlatış biçimi yaşanmışlıkları gösteriyor.

1960 darbesinde Albay Alparslan Türkeş’in radyodan okunan darbe bildirisi sırasında radyoya kurşun yağdırdıktan sonra “Türkeş’i öldürdüm” diye bağıran Kürt Sefer, “Terörle mücadele” kapsamında düzenlenen Kaymakamlık Kupası futbol turnuvaları, evlenmek isterken bir anda kendini polislerin karşısında bulan Faruk, 1980 darbesinden sonra küçük bir kasabada ineklerle baş edemeyen Hamdi Binbaşı, Atatürk’ün Atının heykelinde bulunan çükün kaybolması ya da  9 numaralı formayı kaybettiği için başı belaya giren Sarı Memê’ye kadar bir dizi hikaye.

Acının mizahının da olabileceğini ortaya koyan kitapta Candemir mesaj kaygısından uzak durmuş. Hepimizi acı acı tebessüm ettiren hikayelerin yazarı Oktay Candemir sık sık gözaltına alınması ve hakkında açılan davalarla gündeme geliyor.

Yaptığı haberler, çektiği fotoğraflar ve pek çok gazetecilik faaliyeti nedeniyle sık sık gözaltına alınan Candemir, son olarak  “Diriliş Ertuğrul dizisine yönelik eleştirilerinden” dolayı Van Emniyet Müdürlüğünce gözaltına alınmıştı.

Sitav Yayınevi’nden çıkan hikaye kitabı Bölücü Görücü Hikayeler’le okuyucu karşısında.

Candemir, kitapta özellikle sade bir dil kullanmayı tercih etmiş:

Candemir, “Dili zorlamayan, abartılı tepkiler vermeden, gürültü cümleler kurmaktan kaçındım açıkçası. Kitapta sadece anlatıcı olmayı tercih ettim. Mesaj verme kaygısı gütmeden yorumu tamamen okuyucuya bıraktım.” Diyen Candemir, “Ben de kara mizaha iyi bir örnek olan bu öykülerle insanları güldürürken aynı zamanda geçmişte neler yaşandığını da özellikle genç kuşağa anlatmaya çalıştım. Kitabın adından anlaşılacağı üzere öykülerimin genel izleği 1990’lar ve o yıllarda devletin Kürtlere yönelik artan şiddeti sırasında devletten daha devletçi kesilen işgüzar devlet bürokrasinin sebep olduğu trajikomik olaylar” ifadeleriyle anlattı.

Candemir’in kitabı okunduktan sonra akıllarda kalacak hikayelere sahip.