Bahar Oskay

Öyküleri ve denemeleriyle tanıdığımız yazar İsmet Tokgöz'ün, üniversite yıllarından yakın arkadaşı Arkadaş Z. Özger'i anlattığı Arkadaşım Zekâi Ve Yayınevi tarafından yayımlandı. Çoklar Sokağında Bir Yalnız alt başlığını taşıyan kitapta Tokgöz, Arkadaş Zekâi Özger'i aile sıcaklığı içinden, özlemlerinden, incinmişliklerinden aktarıyor bize. Sıcak, samimi bir dille kurulmuş olan cümleler arasında gezinirken, kendimizi bir anda Arkadaş'la Ankara sokaklarında buluveriyoruz, sanki onun usul usul uzaklaşmasını gözleyen biziz, bakışlarımız onun sokağın köşesinden öylece dönüp kaybolmasını izliyor. Bazen de, Arkadaş ile karşılıklı otururken buluyoruz kendimizi. Kederini, acısını görüyoruz. Ancak dertleşmiyor bizimle; tek bir sözle kırgınlığını, incinmiş yanını gösteriyor. Bu ânın içerisinde, iki kişiye ait olan bu zamanın sonsuzluğunda buluyoruz kendimizi.

ÇOKLAR SOKAĞI'NIN YALNIZI

Kitap iki bölümden oluşuyor, her iki bölüm de adını Arkadaş Z. Özger'in şiirlerinden almış: "Çoklar Sokağında Bir Yalnız" adlı ilk bölüm Tokgöz'ün yazılarından oluşurken, "Elyazması Nameler" adlı ikinci bölümde ise Arkadaş Z. Özger'in Tokgöz'e yazdığı mektuplara yer veriliyor. Kuşe kâğıda renkli olarak basılan mektuplarla Arkadaş'ın iç dünyasına yolculuğa çıkıyoruz: "Elyazması nameler"i, yaşadığı sıkıntılardan, hastalığından, özlem ve isteklerinden izler taşıyor. Kitapta mektupların asıllarıyla birlikte dizilmiş hallerine de yer verilmiş, mektuplarda geçen yer, kişi ve yapıt adları dipnotlarda açıklanmış. Arkadaş Zekâi Özger'in her cümlesine sinmiş olan acısı, hüznü, yalnızlığı, tekliği, örselenmişliği, 'aşağsanmışlığı' şiirlerinde olduğu kadar, ilk kez gün ışığına çıkan el yazısı mektuplarında da hissediliyor.

Farklılığını bütün bedelleri göz önüne alarak yaşar ve kendisini dışlayan kalabalıklar içinde tekliğini sürdürür şair, 12 Haziran 1970 tarihli mektubunda, "ben en etkin ve en önemli boyutumu hiçbiyerde bulamıyorum. /senin ankara’da mıydı./ kalabalık­lar içinde tekliğimi sürdürüyorum. hep. herzaman heryerde yalnızız. kendimizi yaşıyoruz. kendi bir­başınalığımızı. /sıkıntının piçi miyim ben./" diye yazar. Boğuntusu, sıkıntısı sürmektedir.

YENİ BİR DÜNYA ÖZLEMİ

Farklılığına tahammülü olmayan bu ortamdan kaçmanın, yeni dünyalara açılmanın düşlerini kurmaktadır şair. 13 Ağustos 1970 tarihli mektubunda İsmet Tokgöz'e şunları yazar: "ankara'dan kaçıcam /kaçsam kaç kişi ağlar geride./ yeni kentlere gidicem, yeni ülkelere belki. ­-yeni dünyalara yani.- başlangıç çok önemli. insanlarla ilişkilere baştan başlıycam, ilk baştan. bu ancak yeni bir kentte ya da yeni bir ülkede olucak. yani yeni doğmuş gibi; insana, dünyaya ilk açılışım olacak bu. anlatamıyorum... işte öyle bir şey."

Kaçmak istediği Ankara'da, henüz yirmi beş yaşındayken ölür Arkadaş, farklılıklara tahammülü olmayan bir ülkede öldürülür. Yeni kentlere, yeni ülkelere gidemez ama 'yeni bir dünya' özlemini bırakır geride, bir de anlaşılmamışlığın hüznünü.

Kitap, Arkadaş'ın mektuplarının yanı sıra el yazısı birkaç şiiri ile daha önce yayımlanmamış fotoğraflarını da okuyucuyla buluşturuyor.

Arkadaş'ı el yazısı mektuplarıyla, şiirleriyle, anılarla, çözümlemelerle, daha önce hiç görülmemiş fotoğraflarıyla belleklerde yaşatan bu kitap, Arkadaş Zekâi Özger'in şiirlerini ayrı bir yere koyanlar için heyecan verici bir zenginlik sunuyor. Arkadaşım Zekâi, Arkadaş'ı sevenlere bir armağan niteliğinde...

(Kaynak: Bahar Oskay, Evrensel Kitap, 3.11.2017, sayfa 12)