CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Paradise Papers belgeleri ile ortaya çıkan Of-Shore hesaplarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, CHP’nin Of-Shore hesaplarını Meclis’e taşıyacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu,  "Binali Yıldırım'a içten teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi arkadaşlarım, vergi cennetlerinde kimin ne kadar parası var, kimin ne kadar şirketleri var ortaya çıksın diye araştırma önergesi verecekler. Umarım Sayın Başbakan verdiği sözün arkasında durur" dedi.

Kılıçdaroğlu, erken seçim ile ilgili teklifini revize ederek "Teklifimi yumuşatıyorum, gel istifa eden belediyeler için seçim yapalım" önerisinde bulundu.

Şırnak'ta kardeşi hayatını kaybeden kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan'ın Osmaniye'deki cenazesinde feryadı ile gündeme gelen ve 1 Eylül'de çıkan KHK ile TSK'dan ihraç edilen eski yarbay Mehmet Alkan, CHP'ye üye oldu. Kılıçdaroğlu, grup toplantısındaki konuşması öncesinde Alkan'a üyelik rozetini taktı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Referandumda 'evet' deyin Türkiye uçacak dediler. Evet uçtu! Dolar, terör, enflasyon hepsi uçtu. Enflasyon başını aldı gitti, emekliye ne verdiler yüzde 10.9, memura 10.1, asgari ücretliye yüzde 7,9. Hepsi enflasyonun altında kaldı.

Mehmet Alkan aramıza hoş geldi, şeref verdi. Kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan, Beytüşşebap'ta şehit oldu. O bütün şehitler gibi, gaziler gibi bizim onurumuz. Bir şehit yakını ordudan atıldı. Sadece ve sadece böyle konuştuğu için bir KHK ile ordudan atılıyorsa, bütün gazilere, şehit yakınlarına sesleniyorum; Bu tabloyu içinize sindiriyor musunuz? Elinizi vicdanınıza koyacaksınız ve oyunuzu öyle kullanacaksınız.

Sadece ordudan atılmadı, pasaport verilmedi, beylik tabancası verilmedi, emekli ikramiyesi verilmedi, OYAK'taki birikimine el konuldu, kredi kartı bile verilmedi. Sivil ölüme mahkum oldu. Bunları yapanların yatacakları yeri yok.

FAİZ LOBİSİ

Sadece yabancılara 15 yılda 145 milyar dolar faiz ödediler. Şimdi diyorlar ki IMF'ye borçlanmadık. Ben şimdi soruyorum bu 145 milyar doları kime ödedin? Çıkıp şunu demiyorlar ama "Ey Kılıçdaroğlu senin söylediğin rakam doğru değil biz 145 milyar dolar ödemedik" diyemiyorlar. Yerli faiz lobisine de ödüyorlar. 620 milyar lira içerde bir avuç adama faiz ödediler. Kime ödediler bunu öğrenmek zorundayız.

Sadece karayolları müteahhitlere ödenene para 182 milyar lira. 2018'de ödenecek para sadece karayollarına. Devletin cebinden para çıkmıyor. Diyorlar sen yap parayı ben sana vereceğim, vatandaş parasını ödeyecek. Eğer ödemezse artan parayı sana vereceğim. Şehir hastanelerine hasta garantisi veriyorlar. Ama hapishanelerde böyle bir garanti yok. Az önce bir kardeşimiz harp okulu öğrencileri için seslenin diyorlar. Tamamı çıkacak, hiçbirinin günahı yok. 

SÖZCÜ DAVASI

Bugün Sözcü gazetesinin davası var. Tirajı en yüksek gazetelerden birisidir. Yazarları özgürdür. Birilerinin önünde diz çökmezler. Onurlu insanlardır Sözcü yazarları. Burak Akbay, FETÖ'yü yönetme, silahlı terör örgütü propagandası yapmaktan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılmak isteniyor. Bunlar ülkeyi yönetemiyorlar. Açın gazetenin birinci sayısından bugünkü sayısına kadar bakın. Siz Sözcü'yü de, yazarlarını da asla ve asla mahkum edemezsiniz. Asla ve asla o gazeteyi ve gazetecileri yok edemezsiniz.

Daha önce FETÖ'nün paralel yürüdüğü dönemlerde, iktidarla aynı menzile paralel yürüdükleri dönemde vergi denetim elemanlarını görevlendirdiler. Sözcü'yü nasıl cezalandırırız diye. 10 milyon 687 bin lira ceza kestiler. Bu FETÖ'cü ise cezayı niye kessinler ki? Cezayı kesen hapiste ama Sözcü FETÖ'cü diye yargılanıyor. İktidar içine sindiremediği için yargılanıyor.

Sen ne yaparsan yap, Sözcü bu ülkede sonuna kadar yaşayacaktır. Burak Akbay diyor ki, bende Bylock yok, şifreli 1 dolar da yok, mali hiçbir bağlantım yok diyor. FETÖ okullarında okumadım, yurtlarında kalmadım, sosyal medya paylaşımlarım yok ama iftira üzerine beni yargılıyorsunuz diyor.

ZONGULDAK’TA KENDİLERİNİ MADEN OCAĞINA KİLİTLEYEN İŞÇİLER

Geçen hafta Zonguldak'taki işçilerden söz etmiştim. İşçiler, maden ocağından çıkmayacağız dediler. Bugün sabaha karşı bir haber geldi bir uzlaşma sağlanmış. Uzlaşma sağlanmışsa parlamentoda bunu takipçisi olacağız. Maden işçileri bizim başımızın üzerindedir arkadaşlar.

TEOG'UN YERİNE GETİRİLEN SINAV SİSTEMİNE TEPKİ

Sınav sistemi değişiyor. Her bakan değiştiğinde değişiyor. Her bakan değiştiğinde bir sistem değişiyorsa o sistem milli değildir. Bakana göredir. Aileler de perişan. Çocuklarımızın iyi okumasını isteriz. İyi okullarda okumalarını isteriz. Dünyayı sorgulamalarını isteriz. Çocukların hakları da var. O hakların neler olduğunu onlara öğretmek isteriz. İyi öğretmen olmasını, iyi öğretmenlerin çocuklarımızı eğitmesini isteriz. Adı milli ama bu bakanlık milli değil. Vatandaşın, eğitimcilerin haberi yok. Bu nasıl milli?

Bir çocuk heyecan duyar, memnun olur, hayata umutla bakar. Siz çocukları mutsuz ediyorsunuz. Bu dönemde orta öğretim kurumlar sınavı geldi uzun uzun anlattılar. Bakan değişti, SBS geldi bunu da reform diye sundular. TEOG geldi, bu da yapıldı, büyük reform diye sundular. 15 Eylül 2017, AK Parti Genel Başkanı dedi ki başbakana söylerim TEOG kalkar. Bütün velilere sesleniyorum. Senin çocuğun bu kadar değersiz mi? Birisi kalkıyor, eğitimci değil, eğitimi de bilmiyor, başbakana söylerim bu kalkar diyor. Milli Eğitim Bakanı taksi durağında TEOG'un kaldırıldığını açıklıyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Neye göre koydun, neye göre kaldırıyorsun.

TEOG yerine geçecek modeli de bakan açıkladı. Tarihi bir hata yaptı. Öğrencilerin yüzde 10'unun nitelikli okula alınacağı öngörülmüştür dedi. Yani okulların yüzde 90'ı niteliksiz. Nitelikli okullar sadece yüzde 10. Eleştiriyoruz da ne yapmamız lazım.

CHP, siz neyi öneriyorsunuz diye soracak. Bütün taraflar Milli Eğitim Şurası'na davet edilir. Devlet ortak akılla yönetilir. Herkesi davet edeceğiz. Bunu zamanında Finlandiya yaptı. ‘Finlandiya eğitimde fırsat eşitliği sağladığı için başarılıdır’ diyor Milli Eğitim Bakanlığı. Biz o reformu yapan bakan yardımcısını Türkiye'ye davet ettik. Biz davet ettik görevimizi yaptık.

Her okulun bir bütçesi olmalı. Öğretmen kaliteli ise eğitim de kalitelidir. Taşımalı eğitime son vermemiz lazım. Nerede çocuk varsa orada okul, öğretmen olacak. Tıpkı her köyde bir ziraatçinin olmasını nasıl öngörüyorsak her köyde bir öğretmen olacak. Gerekirse yemeyeceğiz, bütün parayı eğitime aktaracağız.

Türkiye'de ilkokul öğrencilerinin yüzde 50.5'i ikili eğitim yapan okullara devam ediyor. Bu konuda MEB tarafından güncel ve bölge il temelinde veri paylaşılmıyor. Vatandaştan gizliyorlar. Eleştiriyoruz ama ne yapılması gerektiğini de söylüyoruz.

Gül gibi ülkeyi samana muhtaç ettiler bunlar.

ET FİYATLARI

Et ithal ediyorlar. Onların deyimi ile kemiksiz et ithal ediyorlar. Bununla eti ucuzlatacaklar. İlk et ithalatı 2010'da başladı. 2017'deyiz. 7 yıldır et ithal ediyorlar, 7 yıldır  bu ülke pahalı et yiyor. 2 mağazada etleri satacaklar. 70 bin kasap isyan ediyor. Niye isyan ediyorsunuz. Yarın önünüze sandık gelecek, demokratik yollardan hesabını soracaksınız. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanvekili açıklama yapıyor, "ele vereceğinze bize verin satalım dedik" diyor. O paraya sahip çıkıyor, köşeyi dönene sahip çıkıyor, kasaba mı sahip çıkacak. Et fiyatlarını düşürmenin yolu besiciyi desteklemekten gelir. Bunları bilmiyorsan, git kardeşim Amerika'ya bak, Almanya'ya bak, Fransa'ya bak, Hollanda'ya bak nasıl yapıyor. 

Devlet akılla, sabırla yönetilir dedik. Devleti yönetmek için ya kanun çıkarırsınız, ya tüzük ya da yönetmelik çıkarırsınız.

CAM FİLMİ TEPKİSİ

Yönetmeliğe göre otomobillere cam filmi takılması serbest bırakıldı. 5 milyon vatandaş arabasına cam filmi taktı. Ödenen para 1 milyar liranın üstünde. Aradan 1 yıl dahi geçmedi kararı değiştirdiler. Dediler ki, cam filmi taktırmak yasak, sökeceksiniz. Söküm parası da 150 lira. Niye serbest bıraktılar, niye yasakladılar. Açıklayan, hesabını soran yok. Ben o 5 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Filmi tak dediler taktın, sök dediler söktün. Sandıkta bunun hesabını soracağım diyeceksin.  

BALIKESİR BELEDİYE BAŞKANI’NIN İSTİFASI

Balıkesir Belediye Başkanı ağlayarak istifa etti. Şöyle dedi: "Yolsuzluğunuz yok, usulsüzlüğünüz yok, FETÖ bağlantınız yok, aileniz ve evinize kadar tehdide varan müdahaleler var. AK Parti'de siyaset yapma imkanımız ortadan kalkmıştır. AK Parti'den ve belediye başkanlığından istifa ediyorum"

Aileni kim tehdit etti diye soruşturma açtılar mı? Açmadılar. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur değerli arkadaşlar.

ERKEN SEÇİM İÇİN YENİ TEKLİF

Teklifimi yumuşatıyorum, gel istifa eden belediyeler için seçim yapalım. Hodri meydan demeye devam edeceğim.

‘OFF-SHORE’ HESABI İDDİALARI

Sayın Başbakan 'Çocuklarım dahil herkes incelensin' diyor. Sayın Başbakan'a içten teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi arkadaşlarım vergi cennetlerinde kimin ne kadar şirketi var diye araştırma önergesi verecekler. Umarım Sayın Başbakan verdiği sözün arkasında durur. Ekonomi tarihimizin bu karanlık noktasını hep birlikte aydınlatmış oluruz. Görelim bakalım el mi yaman bey mi yaman. Hepsini masaya yatıracağız.

BAŞBAKAN YILDIRIM NE DEMİŞTİ?

Dün, bugün bir gazete şahsım ve ailem hakkında Off-Shore şirketleri var, yerli değil, milli değil gibi bir haber yapıyor. Vatandaşlarımızın gerçeği öğrenmesinde fayda var. Ben gemi inşa yüksek mühendisiyim, hayatım boyunca denizcilikle uğraştım. Siyasete başlayınca da işlerimi evlatlarıma bıraktım. En küçüğü 33, en büyüğü 40 yaşında. Onlar kendi işini ben kendi işimi yapıyorum. Siyasete başlarken çocuklarıma benim bir tavsiyem oldu. Devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız. Yakınına bile yaklaşmayacaksınız, devletin bankalarından hiçbir kaynak kullanmayacaksınız. Denizcilik dünyanın her tarafında, şirketleri de var, irtibat noktaları da var. Sanki burada bir iş çeviriyormuş gibi benim fotoğrafımı da basarak bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Eğer Türkiye'de veya başka ülkede bir kişi hakkında, ticari faaliyetleri hakkında bilgi almak isterseniz Türkiye'de ticaret sicilinin bilgisini alırsınız. Bunlar açık seçik faaliyet gösteren şirketlerdir.

Bu konudaki iddia yeni de değil. Bu gazete ilk defa 2008'de bunları gündeme getirdi. 2014 yerel seçimlerinde ben İzmir'de belediye başkanı adayıyken gündeme getirdi. Olmadı, 2017 Mayıs ayında tekrar bunu ısıtıp haber yaptılar. Şimdi de aynı haberi büyük bir usulsüzlük gibi servis ediyorlar. Olay bundan ibarettir. Beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Benim dokunulmazlığım var ama çocuklarımın dokunulmazlığı yok. Her türlü soruşturma yapılabilir bunu özellikle istiyorum. Bizim için en büyük servet itibarımızdır, gerisi el kiridir, geçicidir. İtibar insanı öbür dünyaya kadar taşıyacak, elde edilmesi zor kaybedilmesi kolaydır. Vergi verilmiyor diye itham ediyorlar. Benim çocuklarımın buradaki şirketi en fazla vergi veren şirketler arasında yer alıyor. Yerli milliyseniz gazetenin başını bırakıp kaçıp gitmezsiniz.