CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşında ‘evlendirmesi' ve erkeğin çocuğa sistematik cinsel istismara maruz bırakmasına tepki gösterdi.

halktv.com.tr yazarı Fikret Bila'ya konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu haber ortaya çıktığı andan itibaren olayı yakından takip ettim. Her safhası hakkında bilgi sahibi olduk. Ben de herkes gibi büyük bir öfkeye kapıldım. Hatta hayatımda çok az böylesi bir öfkeyle dolduğumu açıkça söyleyebilirim. Ancak süreci gerek çocuğumuzun durumunu gerekse de hukuki sürecin sağlıklı işlemesini gözeterek özel bir hassasiyetle izledim" ifadelerini kullandı.

"Buradaki tablo, birkaç günlük tepki ve infial ile geçilecek bir tablo değil. Burada rezil bir tertip var" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Çocuğumuzun ayan beyan ifadelerini inceleme gereği bile duymayan savcıdan sahte kemik ölçümü yaptıran kişilere, olayın vahametini gölgelemek için inancımızı öne süren medya kuruluşlarına ve sosyal medya elemanlarına kadar büyük bir tertip söz konusu. Önce bunu görmek gerekir. Türkiye ayağa kalkmıştır. Bu ülkenin vicdanı, haysiyeti ve geleceği söz konusudur. Şimdi de çıkmışlar 'bu mesele siyaset üstü' diyorlar. Bu içimizi yakan, nefesimizi kesen durum, bizzat siyasetin ana konusudur. Kadınların, çocukların şiddete ve istismara karşı korunmasından daha önemli bir siyasi konu yoktur. Bunu çözmeyen siyaset, buna sessiz kalan siyaset çok açık söylüyorum; Bu suçların ortağı olur."

"FETVA VERENLERİ CESARETLENDİRDİLER"

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Kalktılar muhafazakâr kadınların emeğiyle gelişen ve dünyaya ilham veren İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdılar. Bunu neden yaptılar? Siyaset için… Bir avuç meczubu, bir avuç dinimizle – inancımızla ilgisi olmayan “aşırı tipi” memnun etmek için… Onların siyaseti buydu. Ben yıllardır, “bu türlü olaylara yol açacak fetvaları verenlere müdahale edilsin, böyle konuşmalar yapanların, böylesi bir ahlaksızlığa inancımızı alet edenlerin tepesine binilsin” dedim… Dinlemediler. Bu fetva verenleri cesaretlendirdiler. Buna “ifade özgürlüğü” dediler. Bu günlerin kapısını böyle açtılar.

Ben “kadınları, çocukları koruyalım; devlet zayıf olanın, zorda olanın yanında olsun” dediğimde, “İstanbul Sözleşmesi olumlu bir çerçevedir” dedim. Ve kadınlara söz verdim. İktidara gelir gelmez İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecek, yetmez! Kadınları ve çocukları koruyan çok sert ve caydırıcı adımları atacağız. Kimsesin gözünün yaşına bakmayacağız."

"ARTIK YETER" DİYELİM

"Ben özellikle kadınlara, muhafazakâr ailelerden gelen genç kızlarımıza seslenmek istiyorum" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bu çocuğumuzun gözyaşlarını, çektiği acılarını bir an düşünün. Ailelerinize, çevrenize bu hakikati anlatın. Bu iktidar için her türlü zorbalığa göz yuman kişileri açık biçimde görün… Bunların ne inancımızla ne ortak değerlerimizle ne aileyle ne de maneviyatla bir ilgileri var. Onlar için sadece, tamah ettikleri para, lüks, şatafat ve mevkileri var. Artık yeter diyelim kıymetli evlatlarım, artık yeter diyelim… Bir masumun daha hakkına kastedilmesin istiyorsak, artık yeter diyelim!"

NE OLMUŞTU?

BirGün yazarı Timur Soykan, 3 Aralık'taki "Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında…" başlıklı yazısında, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 2002’de altı yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, kadının çocukluğu boyunca cinsel istismara uğradığını yazmıştı. Yaşananlar, H.K.G.’nin şikayetiyle ortaya çıkmıştı.

Soykan, 7 Aralık'ta BirGün'de yayımlanan "Utancın fotoğrafları" başlıklı yazısında da H.K.G.’nin çocuk yaşta gelinlik giydirildiği ve ‘nişan’ına ait dehşet verici fotoğrafları yayımlamıştı.

Sosyal medyada tepki yağan olaya ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklama yapmış ve davaya müdahil olunduğunu bildirmişti.