Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Çanakkale ziyareti programları kapsamında; konakladığı otelde gazetecilerle sohbet etti.

Sadullah Ergin’in adaylığı ile ilgili tartışmalara değinen Kılıçdaroğlu, “Diğer yerlerde de benzer tartışmalar var… Sadullah Bey başka bir partinin adayı, diğer arkadaşlar da başka bir partinin adayı bizim partililer de var Saadetli var, Devalı var Gelecek Partili var, Demokrat Partili var, İyi partili var… Dolayısıyla bunlar artık oyların heba olmaması ve bunların lehe çalışması için böyle bir akılcı politika izlendi” dedi.

Halk Tv’den Dilan Alp’in haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun gazetecilerle sohbetinden öne çıkan soru ve yanıtlar şöyle:

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Emine Erdoğan'ın eski Özel Kalem Müdürü Sema Silkin Ün üzerinden milletvekili listelerine giren isimler için yapılan eleştiriler için ne düşünüyorsunuz?

- 5 parti bir parti logosu altında seçime giriyor. Dolayısıyla herkes sanki CHP’liler giriyor, “o CHP’li değil, nasıl bizim listede yer alır” diye bir şey var. Eski alışkanlıklardan kurtulamayan bir atmosfer var. Zaman içinde olacak yani… Bugün geldiler mesela sahnede İyi Parti adayı Gelecek Partisi adayı, CHP’li milletvekili adayı hep beraber bir arada durduk. Zaman içinde taşlar yerine oturacak diye düşünüyorum.

- Diğer yerlerde de benzer tartışmalar var… Sadullah Bey başka bir partinin adayı, diğer arkadaşlar da başka bir partinin adayı bizim partililer de var Saadetli var, Devalı var Gelecek Partili var, Demokrat Partili var, İyi partili var… Dolayısıyla bunlar artık oyların heba olmaması ve bunların lehe çalışması için böyle bir akılcı politika izlendi.

Kadroda listelerin dar olmasından dolayı giremeyen isimler; Türkiye İşçi Partisi'nin Can Atalay'ı Hatay'dan aday göstermesi ama diğer taraftan aynı davada tutuklu Tayfun Kahraman var, başka isimler de var. Bu isimler üzerinden yürütülen tartışmalara ne diyorsunuz?

- O tartışmalar var… İyi bir şehir plancısı arkadaşımız Tayfun Kahraman, dolayısıyla iktidar olduğumuzda ona çok daha güzel birlikte çalışacağımız ortamlar hazırlayacağız zaten kaldı ki onlara da ihtiyacımız var. Onların şu anda en azından hapiste olmaları toplum vicdanını rahatsız ediyor. O bağlamda hiç kimse üzülmesin. Burada partilerden çok ülkenin geleceği konusunda temel endişelerimiz var. Bu temel endişeyi gidermek için de 6 parti bir araya geldik. Dolayısıyla asıl olan Türkiye ve Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunları bir an önce aşmak. Yol arkadaşlığı yapacağız o arkadaşlarla kimse endişe etmesin.

SADULLAH ERGİN'İN ADAYLIĞI

- Biz onların içişlerine karışamayız. O zaman çok büyük sıkıntı çıkar. Onlar bizim içişlerimize karışamazlar, biz onların iç işlerine karışamayız. Onlar ayrı partiler, biz ayrı partiyiz. Onlar kendi adaylarını seçerler, biz kendi adaylarımızı seçeriz. Dolayısıyla birbirimizin alanına girip oraya yönelik üstü örtülü veya açık eleştiri yaparsak doğru olmaz. Biz olduğu gibi kabul ederiz.

Aile Destek Paketi ve mülakat kaldırılacak vaadi; bu kez Erdoğan'dan değil, sizden duyduk. Dolayısıyla tanıdık geliyor mu? Kopya çekme var mı?

- Ortaya çıkan bir gerçek var; Erdoğan artık ülkeyi yönetemiyor. Dolayısıyla Erdoğan bizi izliyor biz ne dersek acaba oradan kapıp ben bunu yapacağım deme noktasına geldi. Ülkenin iyi yönetilemediğini aslında o da görüyor. Bunu partisi de görüyor, milletvekili de görüyor. Ülkenin içinde bulunduğu sorunları aşağı yukarı o da yakından görüyor. Biz de yakından görüyoruz. Dolayısıyla Erdoğan’ın yapması gereken vaat vermek değil, izzet ikbal ile bab-ı hükümetten çekilmektir doğrusu budur. Çünkü hem Türkiye’yi yordu hem kendisi yoruldu. Türkiye’yi o kadar yordu ki Türkiye’yi bir sorunlar yumağı haline getirdi. İşin içinden çıkamıyor. Dolayısıyla pek çok soruna doğrudan doğruya kaynaklık yapıyor. O nedenle bir an önce güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek konusunda onun da bir şekliyle en azından kendi iç dünyasında sorgulaması lazım; yani bir yerde hata yaptık galiba bu Kılıçdaroğlu doğruları söylüyor beni öyle bir noktaya getirdi ki ben onun söylediklerini tekrar eder noktaya geldim.. Doğru benim söylediklerimi tekrar eder noktaya geldi. Eskiden hep eleştirirdi o benim şimdi söylediklerimi tekrar ediyor çünkü o nasıl yönetileceğini bilmiyor ama ben nasıl yönetileceğini biliyorum hem de çok iyi biliyorum.. Başka bir şey daha var sorun alanlarını da bilmiyor. Ülkede pek çok sorun var tarımda sorun var, sorunun nasıl çözüleceği 3 aşağı 5 yukarı bellidir. Gençlerin sorunları var, 10 genci bağımsız genci oturup dinlese sorunları görecek. “mülakatı kaldıracağız” mülakatta yapılan haksızlıkları yani dünyada herkes duydu. Yeni mi duyuyor kendisi… ben mülakatta başarı kazanan hatta Türkiye 7’ncisi olan matematikte 5 kişiyle bir özel basın toplantısı yapmıştım yani haksızlık diye bu insanlara yapılan.. Pek çok yerde hala devam ediyor.

Erdoğan'ın vaatleri duyduğunuzda tepkiniz ne oldu?

- Benim vaatlerimin Erdoğan tarafından tekrarlanması güzel bir şey. Çünkü en azından benim ne kadar doğru ve sağlıklı hesap yaptığımı o da anlamış vaziyette.

Bir dönem limon gibi sıkmak vardı, Erdal İnönü'nün sözü; şimdi de soğan simge oldu... Mitinge soğanlarla gelenler vardı. Yeni bir soğan dalgası geliyor galiba?

- Şimdi her mutfağın vazgeçemediği bir ürün ararsanız onun adı soğandır. Şimdi siz bu kadar geniş ve güzel bir coğrafyası olan ülkede hala soğanı satın alınamaz noktaya getirmişseniz ve mutfaklarda gerçekten yangın varsa kendi vicdanında ya bu memleketi ben nasıl bu hale getirdim diye sorgulaması gereken kişinin adı Erdoğan’dır. Bu plansızlık kim neyi üretecek planlarsınız, akıl var mantık var. Kim buğday ekecek, kim mısır kim şeker pancarı, kim soğan ekecek Türkiye’nin ihtiyacı nedir ona göre teşvikler yaparsınız… Yani bütün dünyanın yaptığını Türkiye yapmamaya başladı ve biz yanlış hatırlamıyorsam 34 yıl sonra şeker ithal eder noktaya geldik. Onun için diyorum yönetemiyor artık. Erdoğan’ın yanına kim gelir bir şey söylerse onun söylediğini doğru kabul edip hemen gereğini yapıyor ama onun kendisine ulaşıp söyleyen kişi vurgun peşinde mi, nasıl vurgun yaparım, nasıl malı götürebilirim onun peşinde Erdoğan da onlara uyup kararlar alıyor.

Diğer partilerle konuşup bakanları erken açıklayalım diye bir projeniz var mı?

- Olmadı ama ne bakanı olacaklarını konuşmadık. Onu diğer liderlerle oturup karar vermemiz lazım şimdiden benim şu bakan demem şık olmaz.

Peki, kafanızdaki kadro belli mi?

- MYK’daki arkadaşlara şunu söyledim milletvekili olmak isteyen başvurabilir ama ben yürütme organında görev almak istiyorum diyenler başvurmazlar onların talepleri öbür türlü değerlendirilir diye bunun üzerine bazı arkadaşlarımız bizi yürütme organında görev almak istiyoruz dediler onlar da şimdilik bir yerde bekliyor.

Kadro şöyle sadece benim değil, kimsenin hakkını yemek istemem diğer partilerin kadrolarında da bakan olmak isteyenler var onun ölçüsünü de koyduk kamuoyuna yaptığımız açıklamada her partiye bir bakanlık verilecek daha sonra alına oylara göre bakanlıklar dağıtılacak. Bu çerçeve 6 liderin imzasına bağlanmış vaziyette bu çerçevede ne gerekiyorsa yapacağız.

Seçim yaklaştıkça saldırılar artacak mı? Korku iklimi mi yaratılmaya çalışılıyor?

- Toplumu tahrik etmek ve dikkatleri başka yöne çekmek istiyorlar bu konuda herkesin son derece dikkatli olması gerektiğini kendi örgütümüze söyledim. Tahrik edebilirler, saldırabilirler son derece sakin sandığa kadar bekleyeceğiz ve sandığa gelince oyumuzu kullanacağız ve bir otoriter yönetimi tarihe gömeceğiz. Bu konuda biz bütün örgütümüze serinkanlı olun, sizi tahrik edebilirler tahriklere asla kapılmayın diyoruz. Gündemi başka yere taşımak istiyorlar. Türkiye’nin gündemi soğan bu kadar.

Memleket Partisi'nin barajı geçmesi ya da geçmemesi durumunda bir planınız var mı?

- Memleket partisi için bir şey diyemem benim diğer partiler gibi saygı duyduğum bir parti kendilerini de ziyaret ettim 6 liderin neler yaptığı hangi çalışmaları yaptığı konusunda da düşüncelerimizi aktardık. Giderken de ortak mutabakat metnini sunduk.

Kararsız AKP kitlesi olduğu söyleniyor... Bu seçmene yönelik düşünceleriniz neler?

- Gönlüm şunu ister tabii; herkesin sandığa gitmesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermesi. Gönlüm onu ister, o benim en doğal hakkım, beklentim de o şekliyle gerçekleşirse çok mutlu olurum. Ama ben AKP dışında başka partiye oy vermem diye düşünen fakat yapılan haksızlıklar karşısında ya sandığa gitmeyim bari hiç değilse kötü giden bir sürece bende katkı vermiş olmayım diye düşünenler gitmeyecektir sandığa. onlara da tabii saygı duyacağız sonuçta gönlüm onların bize oy vermesini sağlamaktır. Ben şunu söyledim yalnız; kul hakkı yiyenlere oy vermeyin dedim çünkü hep inanç üzerinden siyaseti götürdüler. İslamiyette Allah’ın bile affetmediği günah kul hakkıdır. Kul hakkı yiyene oy vermeyeceksiniz bunu AKP'li seçmen kitlesine de duyurmak isterim.

Siz Türkiye'nin gündemi soğan dediniz... Erdoğan bugün 20 yıl boyunca yapılanları hatırlattı tek tek sıraladı; hastaneleri, yolları, köprüleri, askeri projeleri ve sonra da soğan kaç para patates kaç para diyerek küçümser tavırda söylemi oldu. Bunu nasıl yorumlarsınız?

- İnsanlar her gün en az 3 kez yemek yemek zorunda ve karınlarını doyurmak zorundadırlar. Eğer siz 20 yıldır devleti yönetiyorsanız ve insanları karınlarını doyuramaz noktaya taşımışsanız oturup sorgulamanız lazım. Ben köprü yemiyorum ki ben yemek yiyeceğim yani… Çocuğun beslenme çantasına köprü koymayacağım ki beslenme çantasına süt koyacağım..

Neyse Erdoğan… Biz bütün okullarda sütü suyu beslenmeyi tümüyle ücretsiz yapacağız devlet okullarında tamamında, bunu da belki tekrar eder.