CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup gazeteci ile CHP Genel Merkezinde bir araya gelerek soruları yanıtladı.

HDP’ye yönelik kapatılma tartışmalarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bu AK Parti ve MHP’nin sorunu. Kapatılabilir mi? Kapatılabilir. Darbe dönemindeyiz. Her şey yapılabilir. Bunlar doğru mu? Hayır demokrasimizi geriye götürür. Siyasi partilere her türlü eleştiriyi yaparsınız ama kapatma doğru değil” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve iktidarın uygulamalarını sıkça darbecilere benzeten Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Eylül’de de parlamentonun askıya alındığını söyledi.

12 Eylül darbecilerin yaptığı yasal düzenlemelerin hepsinin hala yürürlükte olduğunu, o dönem üniversiteye rektör nasıl atanırsa hala öyle atandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Hem askeri hem de sivil darbelere karşıyız” dedi. Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Erdoğan’ın Sözcü Gazetesi’ni okumayın çağrısını nasıl değerlendirirsiniz?

Bunu Erdoğan’ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum. Gazete almayın, okumayın ne demek? Farklı düşüncelere eleştirilere tahammül edememek demek. Hükümete yakın gazeteler var. "Neden kapanmıyor?" demiyoruz. Her eleştiriye saygı duymamız lazım. Siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey övgü değil eleştiridir, bir siyasetçi için son derece tehlikelidir. Eksiklerini görmeyebilir. Eleştiri gelince daha dikkatli olmaya çalışırız.

İlker Başbuğ’un 27 Mayıs Darbesi ile ilgili açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

20 Temmuzdan sonra Türkiye bir sivil darbenin içinde. Demokrasinin bugüne gelmesinin temelinde darbeler vardır. Biz hem askeri hem de sivil darbelere karşıyız. 12 Eylül’de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptıysa benzerini bunlar yaptı. OHAL koşullarında darbe süreci sürüyor. Erdoğan’ı eleştirme cesaretini kaç kişi gösterebiliyor? Kenan Evren İle kıyaslayınca paralelliği görürsünüz. O dönem de askıya alınmış göstermelik parlamento vardı, şimdi de o var.

"ÜNİVERSİTENİN BİLİMSEL, YÖNETSEL, MALİ ÖZERKLİĞİNİN OLMASI LAZIM"

Boğaziçi Üniversitesi kampüsüne neden kelepçe takıldı. Akademik özerklik konusunda projeniz var mıdır?

Türkiye bir sivil darbenin içinde. YÖK kimin zamanında kuruldu? 12 Eylül darbecilerin yaptığı yasal düzenlemelerin hepsi hala yürürlükte. O dönem üniversitelere rektör nasıl atanırsa hala öyle atanıyor. Erdoğan istediğini atıyor. Tek koşulu var partili olması lazım. Bilimsel özerkliğe önem vermemesi lazım. Tek görevi Erdoğan ve arkadaşını alkışlamak. Bilim üretilen yerlerde akademik özerklik vardır. Her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı yerde akademik özerklik vardır. Bildiri yüzünden akademisyenler atılıyorsa geçmişteki darbenin bir benzerinin yaşandığını gösterir, 20 Temmuz darbe süreci göstergesi. Ben akademik özerklik olarak şunu diyebilirim; bir üniversitenin bilimsel, yönetsel, mali özerkliğinin olması lazım. Bunun dışındaki yerlere üniversite demek çok zor. Darbe döneminin daha güzel fotoğrafı olabilir mi? Üniversitenin kapısına kelepçe vuruyorsunuz.

ASGARİ ÜCRET

Son zamma rağmen en düşük emekli maaşı asgari ücretin altında kalıyor. Bu zamları nasıl değerlendirirsiniz?

18 yılın sonunda Türkiye ekonomik buhranla karşı karşıya. Türkiye öyle bir yere geldi ki borcun faizini ödemek için de borçlanıyor. Peki, bu borçların ödenmesini hangi toplumsal sınıflar üstlenecek? Hak ettiği paralar kimlere verilmiyor? Memura, işçiye, emekliye verilmiyor. Milyonlarca da işsizimiz var. Toplumun üreten kesimi fatura ödemek zorunda kalıyor. AK Parti’nin siyasi tercihi böyle. Geniş kitleler buna karşı çıkıyorsa oylarını ve tercihleri değiştirmek zorunda. AK Parti, TÜİK’e talimat veriliyor. Merkez Bankası başkanını benim dediğimi yapmadı diye görevden alıyorsanız, onu da alacaksınız. Bilim insanlarının açıkladığı rakamla sokaktaki vatandaşın rakamı aynı, TÜİK’inkiler farklı.

"SÖZLÜ SINAVLARIN KALKMASI LAZIM"

Kamuya personel alımında yaptığınız açıklamalar dikkat çekiyor. CHP belediyelerinde de sözlü sınav yapıldığını görüyoruz. CHP örnek olmayı düşünüyor mu?

Rakamları sizden duyuyorum, yüzde 80’inin elendiğine dair, bana kalırsa sözlü sınavı kaldırırım, KPSS’den kim fazla puan aldıysa gerekli yerlere yerleştiririm. Seyit Bey’e söyleyelim, gerekirse bir genelge de çıkarırız. Kadro sorunu Türkiye’de belki hepimizin üzerinde durması gereken sorunlardan biridir. Kütahya’da bir kadın mühendis, KPSS’den 90 aldığı halde elendiğini söyledi. Sözlü sınavların kalkması lazım.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için sorunu çözecek kişi siz misiniz?

Kendimizi bir kişiye kilitlersek yanlış yapmış olursunuz. O şu demek oluyor; devleti bir kişi yönetiyor. Bu algı yaratılmaya çalışılıyor, tehlikeli bir algı. Bir kişi gelecek bizi kurtaracak, biz Ortaçağ’da mıyız? Bizi bir felsefe kurtaracak, birlikte, beraber çözüm... Beraber yapacağız bunu. Neden üniversitelerde birden fazla bilim alanı var?

"UMUDUN ÖNÜNE PARA KONULAMAZ"

SMA hastaları için başlatılan kampanyaya dair iktidar kanadının tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Umut her zaman değerlidir, umudun önüne para konulamaz. Karşı çıkanlar, kendi çocukları aynı pozisyonda olsalardı karşı çıkarlar mıydı? O beyler o annelerin dramını biliyorlar mı? Para her şey değildir. Acı olan bunun hekim tarafından dillendirilmesidir.

HDP ile ortak trafik var mı? Onların parlamenter sistem çalışmasını da inceleyecek misiniz?

Bütün siyasi partiler bizim için değerlidir. AK Parti de böyle bir şey yaparsa teşekkür ederiz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem, Türkiye’nin büyümesi açısından, siyaset kurumunun halka hesap vermesi açısından çok önemli. HDP böyle bir çalışma yapıyor mu bilmiyorum.

"TELEVİZYONDA KARŞIMIZA ÇIKMAYA CESARET EDEMİYORLAR"

Ömer Çelik, muhalefeti de içine katarak eleştiride bulundu, nasıl değerlendirirsiniz?

Darbeci bize hesap soruyor. 20 Temmuz darbesini yapan sensin. Türkiye’de bugün düşünce özgürlüğü yok. Muhalefeti eleştirmek en kolayıdır. Doğruları söyleyeni eleştiriyorlar, eleştirsinler bizi istedikleri kadar. Ama bir şeye cesaret edemiyorlar, televizyonda karşımıza çıkmaya cesaret edemiyorlar.

"KAPATMA DOĞRU DEĞİL"

HDP’nin kapatılma çağrısını nasıl değerlendirirsiniz?

Bu AK Parti ve MHP’nin sorunu. Kapatılabilir mi? Kapatılabilir. Darbe dönemindeyiz. Her şey yapılabilir. Bunlar doğru mu? Hayır demokrasimizi geriye götürür. Siyasi partilere her türlü eleştiriyi yaparsınız ama kapatma doğru değil.

"EKONOMİK SOSYAL KONSEY TOPLANMALI"

Ekonomide atılması gereken en önemli adım nedir? Erken seçim çözüm olur mu?

En ivedi yapılması gereken şu, iktidar derhal Ekonomik Sosyal Konseyi toplayacak. Bu hiç olmadı. Sorunu yaşayana ‘Hangi sorunları yaşadınız’ diye sormadığınız ortamda hangi akılla çözüm arıyorsunuz? En baştan çağrım oydu, en son 5 Şubat 2009’da toplandı, 2021’deyiz. Sorunu çözemezler. Çözme bilgileri, kapasiteleri, öngörüleri yok. Dünyayı okuyamıyorlar, gerçeği bilmiyorlar.

"EGEMENLERİN İSTEKLERİNİ KOŞULSUZ KABUL EDEN BİR ERDOĞAN İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Dış politika gündemini nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye’nin en sorunlu beş temel alanlardan birisi dış politika. Kim belirliyor? Egemen güçler belirliyor. Dış politikayı kim belirliyor. Kim bakan o belli değil. Papazı bırak dediler, tak diye bıraktı. Dışarıda Putin’in kapısında dakikalarca bekliyorsun, bu mu dış politika? Her alanda zorluklar içinde kalan, egemenlerin isteklerini koşulsuz kabul eden bir Erdoğan ile karşı karşıyayız.

"İHALELER YASAYA AYKIRI YAPILDI"

Yap-işlet-devret projelerini nasıl kamulaştıracaksınız?

Türkiye’yi bu yükten kurtaracağız. Maliyeti ve makul bir kâr marjı ile kurtaracaksınız bu kadar basit. Bir intikam duygusu ile bu yapılmayacak. Hukukun üstünlüğü neyi öngörüyorsa, yol alacaksınız. İhaleler yasalara aykırı yapıldı.

"BİK ARACILIĞI İLE DEVLET SOYULUYOR"

Pandemi döneminde gazeteciler sokakta bile haber yapamaz durumdalar, basın kartı başvuruları bile kabul edilmiyor. Bu konuda bir çalışma olacak mı?

Medya üç tür baskı altında. Birincisi doğrudan gazeteci üzerine. Tutuklanabilir, tazminata mahkum edilebilir. İkincisi BİK aracılığı ile gazeteye ceza. Sonuncusu da Maliye Bakanlığı aracılığı ile yapılıyor gazete patronu cezalandırılıyor. Havuz medyası ise BİK aracılığı ile besleniyor. Gazetelerin tirajları yanlış. 300 bin tirajlı gazete 30 bin satıyor. 180 bin tirajlı Güneş Gazetesi gazete kapandı. 5 bin TL bile satmıyordu. BİK aracılığı ile devlet soyuluyor. Özgür medya, haberlerini baskılara rağmen yapacak. Bir ülkenin hapishanelerinde gazeteci varsa o ülkede demokrasi yoktur.

Kaynak: Evrensel