CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, “Güvenlik Zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum. Kimler katıldı? Cumhurbaşkanı yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, AK Parti Grup Başkanvekili, AK Parti Sözcüsü, MİT Başkanı, Genel Kurmay Başkanı. Zirve devletin bir zirvesiyse MGK var. Siz bu kutumu bir tarafa bırakıp paralel yapı inşa ediyorsan ve partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir. Dışişleri Bakanı Kazakistan'da katılmamış. 1 buçuk saat zirve görüşülüyor, Dışişleri Bakanlığı'ndan kimse yok. Böyle bir tabloyu hiç görmedim. Aynı gün AK Parti'nin sözcüsü açıklama yapıyor, Devlet şunu yapıyor bunu yapıyor. AK Parti'yi anlat. Sen devlet adına konuşuyorsun. AK Parti'nin parti sözcüsü kalkar da devlet adına nasıl konuşur?” diye sordu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

"DEVLETİN BİR KURALI, YASALARI VAR"

Ayrımcılık yapmadan 84 milyonu kucaklamak istiyoruz ve kucaklıyoruz da. Bize sağlıklı eleştiriler yapanlara da saygı duyuyoruz. Ülkemize demokrasiyi, sevgiyi, barışı getirmek, kutuplaşmayı değil kucaklaşmayı istiyoruz.

Devlet nasıl çalışmalı? Devlet dediğiniz bir organ var. Bir tüzel kişiliktir. Devletin kuruluşunda acı, kan, dramlar, kahramanlıklar, şehitler, gaziler vardır. Hepiniz kollarınızda kol saati taşıyabilirsiniz. Gördüğünüz bir ekrandır, akreptir, yelkovandır. O ekranın arkasında birden fazla çarklar vardır. Her çark öngörülen şekliyle döner.

Ne kadar sağlıklı çalışırsa o kadar doğru gösterir. Devletin çalışması da böyledir. Görünen bir yüzü vardır. Cumhurbaşkanları, bakanlar, STK'lar vardır. Eğer bunlar bir saat gibi dengeli çalışıyorlarsa o zaman o ülkede huzur vardır. O zaman o ülkede bir gelecek umudu vardır.

Mesela Belçika'da aylarca hükümet kurulamadı. Bir Allah'ın kulu çıkıp 'Mahvolduk, devlet bitti' falan demedi. Devletin bütün kurumları saatin çarkları gibi zaten çalışıyordu. Almanya'da koalisyon için 4-5 ay beklediler.

Hiç kimse 'Almanya'da paranın değeri düştü' diye bir şey söylemedi. Her şey kendi kurallarına göre çalışıyordu. Devletin bir kuralı, yasaları var. Herkes yasalarla öngörülen görevini yerine getirdiği sürece hiçbir sorun olmaz. Böyle bakmamız lazım. Devleti yapmak istediğimiz yapı da böyle olmalıdır.

Devletin bir kuralı var. Yasaları var. Her alan yasalarla düzenlenmiştir. Herkes yasalarla öngörülen görevini yerine getirdiği sürece sorun olmaz. Vatandaş hangi partiyi iktidara getiriyorsa gelir ama devletin çarklarıyla oynamaz.

RUSYA'NIN UKRAYNA'YI İŞGALİ: ERDOĞAN'A GÜVENLİK ZİRVESİ TEPKİSİ

Her birimiz milletvekiliyiz. Burnumuzun dibinde bir olay varsa o olay konusunda TBMM'nin bilgilendirilmesi, üzerine düşen bir görev varsa yerine getirilmesi lazım. Olay 24 Şubat'ta sabah çok erken saatlerde meydana geldi. Erdoğan güvenlik zirvesini topladı. Merak ettim: Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Hukuki altyapısı var mı?

Güvenlik Zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum. Kimler katıldı? Cumhurbaşkanı yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, AK Parti Grup Başkanvekili, AK Parti Sözcüsü, MİT Başkanı, Genel Kurmay Başkanı.

Zirve devletin bir zirvesiyse MGK var. Siz bu kutumu bir tarafa bırakıp paralel yapı inşa ediyorsan ve partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir. Dışişleri Bakanı Kazakistan'da katılmamış. 1 buçuk saat zirve görüşülüyor, Dışişleri Bakanlığı'ndan kimse yok. Böyle bir tabloyu hiç görmedim.

Aynı gün AK Parti'nin sözcüsü açıklama yapıyor, Devlet şunu yapıyor bunu yapıyor. AK Parti'yi anlat. Sen devlet adına konuşuyorsun. AK Parti'nin parti sözcüsü kalkar da devlet adına nasıl konuşur? Devletin bu duruma düşürülmesinden büyük bir üzüntü duyduğumu ifade edeyim. Devletin bu kadar itibarsızlaştırıldığını ilk kez görüyorum.

Hadi muhalefete saygı duymuyorsun kendi milletvekillerine saygı dur kardeşim... Nasıl oluyor da Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kadar yok sayılıyor?

Rezalet her alana giriyorsa siyaset kurumu bu süreç içerisinde dik gezemez arkadaşlar. Burnumuzun dibinde savaş var, en çok etkilenen ülkelerden biriyiz, siyaset kurumunu, Dışişleri Bakanlığı'nı tamamen devre dışı bırakacaksın, parti sözcüsü devlet adına açıklama yapacak.

Arkasından TBMM'de toplantı oluyor. Siz 600 milletvekiline saygı duyuyorsanız, siz milli iradeye saygı duyuyorsanız, bu olay olduğunda yürütmeden birisi gelir bilgi verir. Devletin bu kadar çürüdüğünü, ayaklar altına alındığını ilk kez görüyorum. Rezalet bir durum.

Arkasından AK Parti'nin bir matematik dâhisi o bir açıklama yapıyor. Ben, böyle bir tabloyu Türkiye adına kaldırılamaz bir tablo olarak düşünüyorum. Kurumsal bir yapısı, saygısı vardır. Çürüyen bir devlet yapısıyla karşı karşıyayız. Devleti bir kişiye teslim ederseniz gelinen tablo budur. Bu çok ağır bir tablodur. Rezalet her alana giriyorsa siyaset kurumu bu süreç içerisinde başı dik gezemez. Burnumuzun dibinde savaş var. Güvenlik zirvesi diye bir zirve toplayacaksın, TBMM'yi devre dışı bırakacaksın, Dışişleri'ni devre dışı bırakacaksın, parti sözcüsü devlet adına açıklama yapacak.

ERDOĞAN'IN "PARTİ SÖZCÜSÜ" AÇIKLAMASINA TEPKİ

Erdoğan cuma namazından çıkıyor gazeteciler soru soruyor. Rusya-Ukrayna gelişmeleri... 'Parti Sözcümüzün yaptığı açıklama çok açık ve net' diyor. Tarafsız olması gereken ve namusu ve şerefi üzerine ant içen bir kişi devletin kurumlarını ayaklar altına alamaz.

O zirvede akıl olmadığı için ve o zirvede bütün olaylar net tartışılmadığı için zikzaklar işlemeye başladı. Erdoğan, 'Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı askeri harekatı kabul edilemez bulduğumuzu belirtiyorum' diyor. Avrupa Konseyi'nde gidiyorsun çekimser davranıyorsun. Niçin? Milli Güvenlik Kurulu'nu toplasaydın böyle zikzaklar çizmezdin.

Evet tarafsız kalmamız, bu işin içine bodoslama girmememiz, ağzımızdan çıkan sözü ölçerek tartarak konuşmamız lazım. Bunlar dış politikayı da iç politika malzemesi haline getirdiler. Aslansın kaplansın diyorsun, gidiyorsun orada çekimser oy kullanıyorsun Rusya'yı kızdırmayalım diye.

ELEKTRİK ZAMMI

Devleti yönetemiyorlar. Karar alırken nasıl alacaklarını da bilmiyorlar. Devlet aklını sıfırladılar, bürokraside liyakati bitirdiler çünkü. Elektriğe zam geldi. Zam öncesi 'Yılbaşından itibaren elektrikte, doğalgaz fiyat artışı mümkün olabilecek en alt seviyede yapıldı' dedi Erdoğan. En alt seviyeye bak... Dünyada bizim dışımızda yüzde 127 zam yapan başka bir ülke görmedim. Sanıyorlar ki bu millet dünyayı bilmiyor. Devlet yönetiminde ne kadar gerideler. Dünya ortaçağı geçti kardeşim...

Erdoğan söylediklerini geri aldı. Yüzde 18 olan KDV'yi yüzde 8'e indireceğiz dediler. Yüzde 127 zammı yüzde 100'e indirdiler.

Bizim sosyal tarifemizi kabul etti. Bu ne demektir? Biz devleti, vatandaşı ondan daha iyi tanıyoruz. Biz ülkemizi ondan daha iyi biliyoruz.

Bütün dünya duysun diye elektrik faturalarını ödeyemeyenler adına 'Elektrik faturamı ödemeyeceğim' dedim. Bunu da ifade ettim duysun diye. Şimdi, KDV'yi baştan sıfırla dedik yüzde 8 yaptı. KDV'yi sıfırla kardeşim. O zammı bir parça daha indir. Eğer bunu yaparsa protestomu kaldıracağım ortadan.

KUR KORUMALI MEVDUAT HESABI

Milyarlarca doları TL'ye çevirip bankaya yatırıyorsun kurdan zarar görmüyor ve 5 kuruş vergi ödemiyor. Fakir fukaranın vergilerinden transfer yapacak. Yüzde 11 büyümüşüz; emekli mi, çiftçi mi, esnaf mı büyüdü? 5'li çete büyüdü, doları olanlar büyüdü, milyarları götürenler büyüdü. Onlar büyüdükçe milyonlar fakirleşti.

Cumhurbaşkanı partiler üstü olmalı, devletin sigortası olmalı. Cumhurbaşkanı dediğimiz gibi kısır tartışmaların içinde olmaz olamaz. Cumhurbaşkanı konuştuğu zaman 84 milyon dinler ne söylüyor diye. İnsanlara bilgi verir, güven verir. Sağduyu ile konuşur. Uzlaşmacı olur, uzlaşma zemini hazırlar.

Darbeye de darbecilere de karşıyız; kim yaparsa yapsın. Yüzde 10'u kaldıracağız. Yüzde 9 oy alıyor, meclise vekil sokamıyor. Milyonlarca oy.

Torba kanun uygulamalarına son vereceğiz. Dünyada örneği olmayan bir garabet. Çiftçilerle ilgili kanun çıkacak çiftçinin haberi yok. Öğretmenle ilgili kanun çıkacak öğretmenin haberi yok.

Bütçe hakkı kutsal bir haktır. Devredilemez. Onu da kaldıracağız. Vatandaşın vergisine sahip çıkacaksan vergisi onun namusudur. Doğru harcayacaksın bu parayı diyor.