Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden OHAL döneminde yayımlanan KHK’yle ihraç edilen 'Barış Bildirisi' imzacısı akademisyen Cenk Yiğiter, staj sürecini tamamlamasının ardından avukatlık ruhsatını aldı. Adalet Bakanlığı, avukatlık mesleğini icra etmeye başlayan Yiğiter’in ruhsatının iptali için Türkiye Barolar Birliği’ne karşı Ankara 2’nci İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

NELER YAŞANDI?

Cenk Yiğiter'in Ankara Barosu bünyesinde sürdürdüğü avukatlık stajı, bitimine 8 gün kala 2018 yılında iptal edildi. Anayasa Mahkemesi'nin KHK’yla kamu görevinden ihraç edilen kişilerin avukatlık yapabilmesinin önünü açan kararının ardından Yiğiter stajı için yeniden Ankara Barosu’na başvuruda bulundu ve stajına başladı. Stajı bitirmesinin ardından Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yiğiter’in ruhsat başvurusunu Aralık 2020’de kabul etti.

Adalet Bakanlığı ise bu süreçte Yiğiter’in devam eden kovuşturması ve soruşturması olduğu gerekçeyle ruhsat başvurusunu reddetti. Bakanlığın reddinin ardından TBB, oy birliğiyle Yiğiter’e ruhsatının verilmesi kararı aldı. Staj sürecini tamamlayan Yiğiter Nisan 2021’de ruhsatını alarak avukatlık yapmaya başladı.

Yiğiter’in ruhsatını almasının ardından idare mahkemesine dava açan Adalet Bakanlığı, Yiğiter hakkında yürütülen bir soruşturma olduğunu, bir davada da beraat etmesine karşın istinaf süreci tamamlanmadığını belirterek TBB’nin ruhsat verilmesi kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep etti.

‘BERAAT ETSE DE AVUKATLIK YAPMAMASI GEREKİR’

Yiğiter, 13 Ocak 2018 tarihinde Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada ‘Barış Bildirisi’ne neden imza attığını anlatmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Biz bu bildiriye Kürt Coğrafyasında yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, Kürt Coğrafyasında işlenen suçlar dolayısıyla imza attık” diyen Cenk Yiğiter aleyhinde, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla iddianame hazırlamış yapılan yargılama sonucunda Yiğiter beraat etmişti.

Yiğiter’in ruhsatının iptali için dava açan Adalet Bakanlığı, bu yargı kararının istinaf sürecinde olduğunu, henüz kesinleşmediğini, bu nedenlerle Yiğiter’in avukatlık ruhsatının iptal edilmesi gerektiğini savundu.

Adalet Bakanlığı’nın ruhsatın iptali için gerekçe olarak sunduğu bir diğer unsur ise Yiğiter hakkında 2018’den bu yana devam eden soruşturma. 2018 yılında gözaltına alınan ve serbest bırakılan Yiğiter hakkında 2015 ve 2016 yıllarında yaptığı sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek başlayan soruşturma da halen sonuçlandırılmadı.

YİĞİTER: YARGIYI SİYASİ İNTİKAM ARACINA ÇEVİRİYORLAR

Avukatlık Kanunu'nda devam eden soruşturmanın mesleğe engel olduğuna dair bir hükmün bulunmadığını, 2,5 yıldır devam eden soruşturma gerekçesiyle ihracına karşı OHAL Komisyonu’na yaptığı başvurunun da reddedilebileceğini belirten Yiğiter, bu süreçte soruşturma nedeniyle pasaport başvurusu da yapamadığını belirterek şunları söyledi:

“Hiçbir ciddi delile dayanmayan bir soruşturmayı işlemsiz askıda bırakıp hem avukatlığa engel olarak hem de pasaport almama engel olarak karşıma çıkarıyorlar. Yargıyı, savcılığı, iddia makamını suç şüphesini araştırma işlevinden çıkarıp siyasi intikam aracına çeviriyorlar. Bu süreçte er ya da geç, öyle ya da böyle haklı bulunacağımı biliyorum. İşte o zaman bu sürecin tüm sorumlularının hem hukuki hem cezai sorumluluğunun hayata geçmesi için tüm mesleki birikimimi ve çabamı ortaya koyacağım.”

Kaynak: Gazete Duvar