"OHAL değil demokrasi" mitinginde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, AKP’nin politikalarına karşı birlikteliğe vurgu yaparak, “Eşit, özgür, adil, barış içinde, demokratik, laik bir ülkeyi kendi mahir ellerimizle kuracağız" dedi. 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, (KESK) OHAL’in kaldırılması, Kanun Hükmünde Kararnamelerin iptal edilmesi ve işten atılan emekçilerin işlerine iade edilmesi talebiyle İstanbul Bakırköy Meydanı'nda miting düzenledi. Dikilitaş Durağı’nda bir araya gelen binlerce kişi, İncirli Caddesi üzerinde "OHAL değil demokrasi" sloganıyla alana kadar yürüdü. 

Yürüyüş boyunca sık sık, “OHAL değil, demokrasi”, “KHK’ler gidecek, biz kalacağız”, “Direne direne kazanacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza”, "Nuriye-Semih onurumuzdur" ve "Özgür basın susturulamaz" sloganları atıldı. 

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen konuştu. OHAL’in ilan edilmesinin ardından 31 KHK’nin çıktığını dile getiren Gezen, binlerce kamu emekçisinin haksız, hukuksuz bir şekilde ve en önemlisi de masumiyet karinesinin hiçe sayılarak ihraç edildiğini vurguladı. OHAL ile birlikte anti demokratik uygulamaların arttığına dikkat çeken Gezen, “Saray, ‘OHAL'i biz grev olan yerlere anında müdahale etmek için kullanıyoruz’ dedi. En az 5 grev ertelendi. En az 124 bin işçi bu ertelemelerden etkilendi. Toplu sözleşme hakkı gasp edildi. Sendika hakkı, örgütlenme özgürlüğü kısıtlanmak istendi. Sarı sendikalar emekçilerin haklarının sermaye lehine gasp edilmesi için seferber edildi. Kamu çalışanları masalarda, Saray'dan gelen bir emirle satıldı. Halkın, emekçilerin ihtiyaçları doğrultusunda, katılımcı bir şekilde oluşturulması gereken bütçe, rant, yağma ve talan bütçesi olarak yapılandırıldı. Savaşa, silahlanmaya, ranta ayrılan bütçe, biz emekçilerden esirgendi. Varlık fonu adı altında neredeyse Türkiye’nin 2018 bütçesine denk bir bütçe Saray’a bağlandı. Yeni Düyun-u Umumiye yaratıldı. 
 
Emeğimizle yarattığımız değerler emperyalistlere peşkeş çekiliyor" diye konuştu. 
 
‘DEMOKRATİK ÜLKEYİ ELLERİMİZLE KURACAĞIZ’
 
 İktidarın, OHAL'i kendi iktidarını uzatmak, her türlü itiraza, muhalefete rağmen Türkiye’nin siyasal, toplumsal yapısında köklü değişiklikler gerçekleştirmek için kullanıldığını söyleyen Gezen, şöyle devam etti: “Her türlü baskı ve zorbalığa rağmen biz Gezi direnişiyle eşitliğin, özgürlüğün ütopya olmadığını gösteren milyonlarız. Biz adalet için yolları aşındıranlar; vicdan ve adalet için nöbet tutanlarız. Biz derelerine, ormanlarına sahip çıkanlarız. Barış talebini yükseltenleriz. Emekten yana bir ülke için, iş güvencemiz için, insanca yaşamak için mücadeleden asla vazgeçmeyenleriz. Üniversiteleri, madenleri, fabrikaları direniş alanlarına çevirenleriz. Şiddete, ayrımcılığa karşı direnen, emeğine, bedenine, kimliğine sahip çıkan ve sokakları asla terk etmeyen, itaat etmeyen kadınlarız. Biz vardık, varız ve var olacağız. Biz sol memesinin altındaki cevahiri asla karartmayanlarız. Birlikte başaracağız. Eşit, özgür, adil, barış içinde, demokratik, laik bir ülkeyi kendi mahir ellerimizle kuracağız.” 
 
‘BİRLİKTE MÜCADELE Mİ EDECEĞİZ'
 
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise, AKP’nin baskıcı uygulamalarının zirve yaptığını vurgulayarak, Türkiye’nin tam bir kuşatma altında olduğuna dikkat çekti. Tüm baskılara ve ayrımcılığa rağmen birlikte yaşamın inşa edileceğini dile getiren Bozgeyik, “Kürt sorununda çözümsüzlük derinleştirilerek devam ediliyor. İmha ve inkar politikaları da artarak devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra tüm muhalif kesimlere yönelik baskılar ve tasfiyeler devam ediyor. Tüm bunlara rağmen birlikte yaşamaya devam edeceğiz" dedi. Bozgeyik kitleye hitap ederek, “Bunlara sessiz kalacak mıyız? Yoksa hep birlikte mücadele edecek miyiz?” diye sordu.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı