İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın repertuar belirleme yetkisini bürokratlara veren yeni yönetmeliğin ardından istifalar sürüyor.

 

Kadir Topbaş'ın iki gün vekalet verdiği Başkanvekili Ahmet Selamet tarafından onaylanan yeni yönetmelik nedeniyle, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşe Nil Şamlıoğlu ve 6 yönetim kurulu üyesi istifa etmişti. Bu istifaların ardından Kenan Işık'ın tavrı merak ediliyordu.

 

SİZİ SEVİYORUM AMA

1996-2000 yılları arasında Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği yapan, 19 Kasım 2007'de de Başkan Topbaş'ın sanat danışmanlığı görevine getirilen Kenan Işık istifa etti. Işık, Başkan Topbaş'ı telefonla arayarak 'Sizi seviyorum ancak yaşananlardan sonra istifa etmek zorundayım' dedi.

 

Kenan Işık twitter’dan da şöyle yazdı: İstanbul Şehir Tiyatroları yönetiminin sanatçılardan alınarak belediyenin bürokratlarına devredilmesinden dolayı İSTİFA ETTİM.

 

'DAHA DEMOKRATİK' SAVUNMASI

Kadir Topbaş ise tartışmaların ardından açıklama yaptı: Göreve geldiğimizden bu yana Şehir Tiyatroları'nda ciddi yatırımlar yaptık. 2007 itibarıyla müfettişler yönetmelik yapılması gerektiğini söyledi. Bunu Kenan Işık Bey ve diğer sanatçılarımız da söyledi. Repertuvarı geçmişte bir genel sanat yönetmeni belirliyordu. Şimdi iki üyesi bürokrat 7 kişilik kurul belirleyecek. Daha demokratik, daha belirleyici ve beraber karar verebilecekler. 'Belediye buna müdahale edecek' denmesi yanlış. Bunu bir tavır gibi farklı bir anlayış olarak değerlendirmeleri beni cidden üzdü.

 

Behzat Ç.yi canlandıran oyuncu Erdal Beşikçioğlu da Radikal’e yaptığı açıklamalarda şöyle dedi:

Şehir Tiyatroları felaketi benim canımı çok sıktı. Olamaz böyle bir şey. Yani buna muhakkak müdahale ederler. Bu iş, bir laboranta “Gel şu ameliyata gir” demek gibi bir şey. Saflık bu... Ya da çok zekiler, bu işi bitirmek istiyorlar. O zaman bana da bir cami verin, ben de orada bir imam olayım! Yanlış bir kafa bu... Kaldı ki şu ana kadar bambaşka işlerle ilgilenmiş adamlar gelecek ve o tekstleri okuyacaklar. Nasıl okuyacaklar? Ne yapacaklar? ‘Cin Ali’nin Serüvenleri’ni mi oynayacaklar? Ne biliyorlar, literatürleri ne? Kaç tane oyun okumuşlar? Ben olsam o tiyatroya gittiğimde o adama kafa atarım. Herkes kendi işini, bildiği işi yapsın bu memlekette! Ayşenil Şamlıoğlu vardı orada, Devlet Tiyatroları’ndan gelmiştir ve DT adabı, üslubu ve ahlakıyla hareket eder her zaman. Bu kadının ahlakını hiçbir belediye sorgulayamaz! Ayşenil, devletin verdiği sanatçı unvanına sahiptir. Bak, hükümetin demiyorum, devletin diyorum. Sanat, bambaşka bir durumdur. Biz ömrümüzü vermişiz bu işe. Neden?

 

Bir hikâyeyi anlatmak, seyirciye bir felsefeyi vermek, bir durumu aktarmak, bir düşünceyi empoze edebilmek için uğraşmışız. Çok mu tehlikeliyiz ki biz? O kadar tehlikeli değiliz, merak etmesinler. Umarım Kadir Topbaş imzalamamıştır o değişikliği. Bir sanatçıyı kimse durduramaz zaten, ben fikrimi sokakta dahi söylerim. Bunu sokak tiyatrosuyla da yapabilirim, hiç mekân olmasına da gerek yok. Benim dilimin kemiği yok. Bunu şunun için söyledim: Bir ülkenin soytarısı yoksa eğer, o ülkenin kralı o krallığı yönetemez. Ben konuşacağım ki o bilgilenecek. Ben konuşacağım ki o sorgulayacak. Bir insan kendini sorgulamazsa bir yere varamaz.