Kemal Kurkut’u öldüren polis Y.Ş.’nin delilleri karartabileceği ve kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmasına yönelik talebin reddedilmesi üzerine aile avukatı Reyhan Yalçındağ, sanığın tutuklanması için bir üst mahkemeye itirazda bulundu. 

Diyarbakır’da 21 Mart'ta düzenlenen Newroz kutlamasına katılmak üzere Malatya'dan kente gelen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u alanın girişindeki polis kontrol noktasında öldüren polis Y.Ş. hakkında “Olası kastla insan öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açılmıştı.

İddianamenin kabul edilmesi ardından Kurkut ailesinin Avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, davada delilleri karartacağı, kaçma şüphesi olduğu ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle sanık polis Y.Ş.’nin tutuklanması talebiyle davaya bakan Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmişti. İtirazı karara bağlayan mahkeme, sanığın soruşturma aşamasında Kurkut’a ateş ettiğini beyan etmesi, “dosya kapsamına yansıyan davranışları”nı gerekçe göstererek, sanığın kaçacağı, suç delillerini yok edeceği yönünde dava dosyasına yansıyan herhangi bir emare bulunmadığı, delillerin büyük ölçüde toplanmış olması, etki edilebileceği bir delilin bulunmadığını ileri sürerek, tutuklanması yönündeki talebi reddetmişti. Mahkeme, ayrıca sanık hakkında uygulanan adli kontrol tedbirinin yeterli olduğunu savunmuştu. 
 
Avukat Yalçındağ, polis Y.Ş.’nin tutuklanmasına yönelik taleplerine verilen ret kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak sanığın tutuklanması talebiyle bir üst mahkeme olan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, olayda kasıtlı bir şekilde silah kullanan Y.Ş.’nin her koşulda dokunulmaz ve kutsal olan yaşam hakkını kasıtlı ve bilinçli bir şekilde ihlal ettiğine işaret edildi.

Dilekçede, davanın “Kasten öldürme” suçundan açıldığını ve halen polislik görevini sürdüren sanığın tutuklanma koşullarının mevcut olduğu vurgulandı. Mahkemenin hazırladığı tensip tutanağına bakıldığında, tanık olarak ifadesi alınmayan 40 polisin, sanığın meslektaşı olduğu için aralarında dayanışma olacağının açık olduğu belirtilen dilekçede, bu sebeple sanığın tutuklanma gerekçesinin mevcut olduğu vurgulandı. Görgü tanıkları arasında sivil ve esnafların da bulunduğu hatırlatılan dilekçede, sanığın polis olması nedeniyle bu tanıklar üzerinde baskı kurma riski olduğunun altı çizildi. 
 
‘ALT VE ÜST SINIRLAR DİKKATE ALINMADI’ 

 
İddianamenin kabul edilmesi ardından ciddi olan “Kasten insan öldürme” suçundan yargılanan sanığın kaçma tehlikesinin ortaya çıktığı kaydedilen dilekçenin devamında, “CMK Md. 100 gereğince, sanıkla ilgili eylemin TCK'de öngörülen üst ve alt sınırları da dikkate alınmadan talebimiz reddedilmiştir. Oysa sanık, müebbet hapis cezasıyla yargılanmakta olup, cezanın alt ve üst sınırı da tutuklanması gerekçelerinden başka biridir. Bahsettiğimiz gerekçeler ve Sayın Mahkemenin re’sen göz önünde tutacağı sebeplerle kovuşturmanın sağlıklı ilerleyebilmesi, delillerin sağlıklı toplanması, tanıklara etki edilmemesi, sanığın kaçma şüphesinin olması, öngörülen cezanın alt ve üst sınırı gibi gerekçelerle sanık hakkında tutuklama sebepleri varken tutuklanmaması CMK Madde 100 (1) vd. maddelerine açık aykırılık teşkil etmektedir” denildi. 

Sanık hakkında CMK 100. maddesindeki tutuklama şartlarının mevcut olduğu vurgulanan dilekçede, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hukuka ve yasal mevzuata aykırı olarak verdiği tutuklama talebinin reddi kararının kaldırılarak, sanık hakkında tutuklama kararının verilmesi talep edildi. 
 
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, itirazı değerlendirerek önümüzdeki günlerde kararını açıklaması bekleniyor.  
 
NE OLMUŞTU?
 
Diyarbakır'da 21 Mart günü düzenlenen Newroz için Malatya’dan Diyarbakır’a gelen ve Newroz Parkı’na çıkan Evrim Alataş Caddesi üzerinde vurularak öldürülen Kemal Kurkut için “canlı bomba” açıklaması yapılmıştı. Ancak vurulma anına dair dihaber’in servis ettiği fotoğraflarla yarı çıplak vaziyette kontrol noktasında polislerle tartışan Kurkut’un daha sonra noktayı geçerek koşmaya başladığı ve polisin o sırada açtığı ateşle yaşamını yitirdiği ortaya çıkmıştı.  
 
Fotoğrafların yayınlanması ardından Y.Ş. ve O.M. isimli polisler gözaltına alındı. O.M. savcılık tarafından serbest bırakılırken, Y.Ş. tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Mahkeme, sanık Y.Ş.’yi adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Savcı serbest bırakılan polisin tutuklanması için itirazda bulundu ancak hâkimlik reddetti. Cinayet ile ilgili başlatılan idari soruşturmada polisler açığa alınmıştı.
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın infazdan 7 ay sonra hazırladığı iddianame Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, sanık polis Y.Ş.’nin “Olası kastla insan öldürme” suçundan müebbet hapis ile cezalandırılması istendi. Diğer polis O.M. hakkında ise Kurkut’un vücudunda çıkan mermi çekirdeklerinin silahından çıkmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi.
 
Olay ile ilgili yanlış bilgi veren ve gazetecilerin cinayet anına ilişin çektiği görüntüleri silmeye çalışan polisler hakkında “Görevi ihmal, suç delillerini karartma ve gizleme” suçlarından başlatılan soruşturma ise devam ediyor.