Bazı yayın organlarında PKK ile Fethullah Gülen Grubu’nun ilişkisine dair çıkan haberlere yanıt geldi.
 
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, PKK ile Fethullah Gülen Grubu arasında ilişki iddialarına sert tepki gösterdi ve “Fethullahçıları övenler işbirliği içinde olmuyor, ama Fethullahçıların Türkiye’de birinci hedefi olan PKK ile Fethullahçılar ilişkili oluyor” dedi.
 
Almanya’da yayınlanan Yeni Özgür Politika gazetesindeki köşesinde “Dün unutturulamaz” başlıklı bir yazı yazan Mustafa Karasu, “Belki Fethullah Gülen 40 yıldan fazladır çalışıyor, ama gücü ve kuvvetini AKP iktidarı döneminde yüz kat arttırmıştır” dedi.
 
Mustafa Karasu’nun “PKK ile Fethullahçılar ilişkisi” iddialarına verdiği yanıtlar şöyle devam etti:
 
Fethullahçıları bu kadar besleyen, güçlendiren kendisi olduğu halde başkalarını Fethullahçılarla ilişkili olmakla suçlamaktadırlar. Sanki kendileri “ne istediniz de vermedik” dememişler gibi! Eğer basına yansıyanların bir kısmı bile doğruysa AKP iktidarı Fethullahçılar ne istemişse vermiştir. Belki Fethullah Gülen 40 yıldan fazladır çalışıyor, ama gücü ve kuvvetini AKP iktidarı döneminde yüz kat arttırmıştır. Bugün Fethullahçı diye attırdıklarının yüzde 90’ı AKP iktidarı döneminde ikbal basamaklarını tırmanmışlardır. Tırmanmaktan öte, AKP iktidarı tarafından uçurularak o yerlere getirilmişlerdir. Belki Fethullahçılar Özal döneminde de devlet kademelerinde önemli oranda yerleşmişlerdir. Ancak esas yerleştiren ve büyüten AKP iktidarıdır. Yüzeysel bir araştırma bile tüm bu gerçekleri gün yüzüne çıkarır. Zaten hiçbir AKP yetkilisi çıkıp “bunları biz işe almadık, yerleştirmedik” demiyor.
 
Aslında bu darbe girişiminde birinci dereceden yargılanması gereken Tayyip Erdoğan’dır. Türkiye’yi tarihinde görülmemiş böyle bir darbeyle karşı karşıya getiren AKP iktidarıdır. Bu darbeye yardım ve yataklık yapılmıştır. Bu hükümet zamanında Fethullahçılar nasıl serbest örgütlendi, hangi suçları işledi, bunlar her gün daha fazla açığa çıkacaktır. Ancak bunlar bu hükümet zamanında ve hükümetin bilgisi dahilinde yapıldığından suç ortakları olarak Tayyip Erdoğan ve AKP’nin yargılanması gerekir. Pişkin pişkin Fethullahçı Terör örgütü şöyle, böyle denilecek, ama AKP bunların hiçbirini üzerine almayacak! Böyle yapıyor diye gerçeklerin üstü örtülebilir mi?
 
Fethullahçıların suç ortağı bu kesimi büyüten AKP ve yalakaları şimdi de PKK ile Fethullahçıları yan yana getirmeye çalışıyorlar. Şimdiye kadar yaptıkları gibi Türkiye’de ve dünyada kötü görülen kim ya da hangi grup, örgüt varsa onu PKK ile yan yana getirmeyi çok basit psikolojik savaş aracı olarak kullanıyorlar. Kuşkusuz bunu PKK’ye karşı yürütülen bir psikolojik savaş yöntemi olarak yapıyorlar. Ancak bu tür yan yana getirmelerle esas olarak kendilerinin Fethullahçılara yaptıkları yardım ve yataklıkların üstünü örtmeye çalışıyorlar. Hedef saptırmaya çalışıyorlar. Fethullahçılarla PKK’yi yan yana getirmek bile AKP’nin ne kadar yalancı ve demagojik bir iktidar olduğunu göstermeye yeter.
 
Eğer Fethullahçılarla PKK ilişkilendirilecekse, birileri de kalkar AKP’yi PKK ile ilişkili gösterir. Öyle ya yıllarca hükümet yetkilileri ile AKP arasında arabulucular geldi gitti. MİT müsteşarı Erdoğan’ın müsteşar yardımcısıyken PKK’lilerle aynı masada oturdu. Beraber yemek yediler. Hatta hükümetin görevlendirdikleri Türkiye’den muhatapları PKK’li heyete baklavalar, kadayıflar götürdüler.
 
Erdoğan’ın kamu güvenliği müsteşarı, hatta bakanları Kürt Halk Önderiyle sürekli saatlerce süren görüşmeler yaptılar. Fethullahçılar bu nedenle MİT müsteşarını yargılatacaklardı. Bu görüşmeler üzerinden birileri AKP ile PKK arasında ilişki var yalanına inanır, ama PKK Fethullahçılarla ilişkilidir yalanına özel savaşçılar, psikolojik savaşçılar ve yandaşları dışında kimse inanmaz. Dolayısıyla PKK ile Fethullahçıları ilişkili göstermek bir psikolojik savaş yöntemi ve Fethullahçıların AKP tarafından beslenip büyütüldüğünün gözden kaçırılması için yapılmış haberlerdir.
 
PKK’ye, Kürt Özgürlük Hareketi’ne, Kürt demokratik siyasetine hükümet ve Fethullahçılar birlikte saldırmışlardır. Bu saldırıların esas sorumluları AKP Hükümetidir. Ancak bu saldırıları hararetle savunan ve en fazla PKK düşmanlığı yapanlar ise Fethullahçılar olmuştur. Fethullahçı olarak bilinen Sedat Laçiner ve Gültekin Avcı’lar gibilerin nasıl PKK düşmanlığı yaptıklarını herkes bilir. KCK operasyonlarını ve Sri Lanka modelini en fazla bunlar savunmuşlardır.
 
Hükümet hala KCK adı altında yaptığı siyasi soykırım operasyonları, 2011 ve 2012 yılındaki savaş konusunda özeleştiri vermediğine göre, Fethullahçılarla birlikte PKK düşmanlığı yapmışlardır. PKK’ye bu düzeyde düşmanlık yapan Fethullahçılar nasıl PKK ile ilişkili oluyor? AKP’liler 17-15 Aralık operasyonlarından sonra KCK operasyonlarını da, savaşı da Fethullahçılar yaptırdı demiyorlar mıydı? Önceleri PKK’ye asıl düşman Fethullahçılardır diyenler şimdi nasıl oluyor da PKK ile Fethullahçıları yan yana gösterebiliyorlar?
 
Fethullah Gülen daha Erdoğan’a beddualar etmeden önce her gün PKK için beddualar yapıyordu. Bunları söylemek bile doğru değildir. Ama bu kadar yalan olunca bir şeyler söylemek gerekiyor.
 
Fethullah Gülen’in gerçek yüzünü açığa vurmak için Kürdistan dağlarında “Kimin İslam’ı”nı yazanlar nasıl oluyor da Fethullahçılarla ilişkili oluyor? Bu kitap yazıldığında Tayyip Erdoğan Fetöcülerin her istediğini veriyordu. Onların önlerine kırmızı halılar seriyordu. AKP’liler PKK’nin Fethullah’a nasıl baktığını öğrenmek istiyorsa bu kitabı okumaları bile yeter. Kaldı ki bizler bu köşemizde defalarca Fethullahçılar’ın nasıl bir İslamcı olduğunu yazmışız.
 
Fethullahçılar yurtdışındaki okulları MİT’in ve devletin desteğiyle açmıştır. Bunlar belgelidir. Fethullah’ın yurtdışındaki okulları ve kurumları AKP döneminde mantar gibi her yerde ortaya çıkmıştır. Bunları başta Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’liler yere göğe sığdırmamışlardır. Fethullahçıları övenler işbirliği içinde olmuyor, ama Fethullahçıların Türkiye’de birinci hedefi olan PKK ile Fethullahçılar ilişkili oluyor! Bunu söylemek ise AKP’yi suçüstü ele vermek anlamına gelir.
 
AKP’liler çok ucuz psikolojik savaş yürütüyorlar. Güya Fethullahçıları PKK ile, PKK’yi Fethullahçılarla bir gösterip vurmak istiyorlar. Demek ki Fethullahçıları daha fazla ezmek için PKK ile ilişkili gösterme ihtiyacı duymuşlar. Böylelikle hem PKK’yi, hem Fethullahçıları kötü duruma düşürmüş oluyorlar. Belki Fethullah’ın böyle bir ilişki kurabilmek isteyeceğine inananlar olabilir, ama PKK’nin Fethullah’la ilişkili olduğuna kimse inanmaz.
 
Gerçekten Fethullahçıların dış çalışmalarını öven hangi hükümetti? Bunlara her türlü kolaylığı sağlayan hangi hükümetti? Şimdi böyle olduğunu bilmiyorduk diyerek işin içinden sıyrılabilinir mi? Bireyler ve bazı gruplar aldatılabilir, ama bir hükümetin bu düzeyde kandırılması söz konusu olabilir mi? Hakan Fidan’a yapılmak istenen operasyon zamanında da, 17-15 Aralık operasyon dönemlerinde de Kürt Halk Önderi tutumunu açık ve net ortaya koymuştur. Yine Fethullahçıların devlet içinde paralel devlet olduğunu ilk ortaya koyan da Kürt Halk Önderidir. PKK’nin bu Önderliği dikkate aldığı düşünülürse, bu yalanların sadece psikolojik savaş nedeniyle ortaya atıldığı anlaşılır.
 
AKP hiç kendini sağa sola vurmasın, eğer “FETÖ” diye bir gerçeklik varsa bunun yaratıcısı AKP iktidarıdır. Erdoğan ve Fethullah kendilerini güç yapmak için eski iktidar odaklarına karşı ittifak kurmuşlar, ancak her ikisi de kendini güçlü hissedince birbirlerine düşmüşlerdir. Fethullah “benim desteğimle bu duruma geldin, asıl iktidar benim olmalı” demiştir, Tayyip Erdoğan da “ne istedin de vermedik, daha ne istiyorsun, nankör” diyerek iktidarını kaptırmak istememiştir. Ortak düşman gördüklerini zayıflattıklarına inandıktan sonra birbirlerine düşmüşlerdir. Aslında Türkiye siyasetini biraz takip eden herkes bu gerçeği çok iyi bilmektedir. Eğer Fethullahçıların da içinde olduğu darbeciler yargılanacaksa Tayyip Erdoğan ve AKP’liler de yargılanmalıdır. Bugün olmasa da ileride AKP iktidarı bu darbeye zemin hazırladı diye yargılanacaktır.
 
Bu darbe içinde Fethullahçılar da yer almıştır; ama esas gövde onlar mıdır, bu kuşkuludur. Darbeyi yapanlar AKP’nin ABD ve Avrupa’dan destek alıp orduya karşı yaptığı operasyon döneminde terfi ettirilenlerdir. Bu dönemde Fethullahçılar etkisinde olanlar da terfi ettirilmiştir. Dolayısıyla darbeciler ister batı yanlısı, ister Fethullahçı yanlısı olsun, onlara darbe yapma imkanı ve fırsatı tanıyan AKP Hükümetidir. Bu subaylara “PKK ile savaşın, ondan sonra önünüz açıktır” denmiş, onlar da önlerine açılmış bu alan ve imkanlar içinde örgütlenmişlerdir. Tayyip Erdoğan “ben bu inisiyatifi ve korumayı PKK’ye karşı savaştıkları için verdim” diyerek yarattığı sonuçlardan kendini sıyırabilir mi? 
 
Darbeye ayan beyan ortak olan Tayyip Erdoğan ve AKP bir gün mutlaka yargılanacaktır. Bugün ağlayarak, darbe karşıtlığı kahramanlığı yaparak gerçekleri örtse de yaratılan bu sis ve bulanık ortam dağıldığında gerçekler daha iyi görülecek; Tayyip Erdoğan Fethullahçıların suç ortağı olarak yargılanacaktır.