111 kişiye hapis cezası verilen KCK Ana Davası’nda gerekçeli karar açıklandı. Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11 bin 84 sayfalık gerekçeli kararında verilen cezaların gerekçeleri hakkında ayrıntılı açıklamalar yapıldı.

KCK Ana Davası’nın 28 Mart günü görülen karar duruşmasında, 16 kişiye “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçlamasından 21 yıl, 95 kişiye “terör örgütüne üye olmak”, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla 1 yıl ile 18 yıl arasında hapis cezasına verilirken, 43 kişi beraat etti.

Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı, henüz sanık avukatlarına tebliğ edilmezken, kararın kitaplaştırılmak üzere matbaaya gönderildiği öğrenildi.

‘YÜKSEK, KİTLESEL SOKAK GÖSTERİLERİNİ ORGANİZE ETİ’

Kararda, 21 yıl hapis cezası verilen DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in “KCK/Türkiye Meclisi”nde üst düzey görevde olduğu savunuldu. Yüksek’in PKK adına yapılan çalışmaları denetlemek için Diyarbakır’a geldiği öne sürüldü.

Yüksek’le ilgili olarak şu ifadelere yer verildi:

“Yüksek, metropollerde örgütün eylemlerini organize edip, örgütsel çalışma yürütmek için eleman temin ederek metropollere göndermiştir. Yüksek, Nevruz kutlamalarını organize eden örgüt mensuplarına talimat vererek kitlesel sokak eylemlerinin başlamasını ve güvenlik güçlerine karşı saldırıda bulunulmasını organize etmiştir. Seçim döneminde aldığı talimatlarla örgütün kriterleri doğrultusunda aday belirleme çalışmalarında bulunmuş, seçimlerde kendi istedikleri kişileri istedikleri yere aday göstererek bu adayın kazanması yönünde zemin hazırlanmasını organize etmiştir. Bu nedenle Yüksek’in ‘terör örgütünü yönetme’ suçunu işlediği ve cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.”

‘DTK, ÖCALAN’IN ETKİSİNDE’

9 yıl hapis cezasına çarptırılan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Hatip Dicle’nin de KCK yöneticileri ile örgütsel ilişki içinde olduğu iddia edildi. Dicle’nin PKK kurucusu Abdullah Öcalan’ın, etkisi altında bir kongre yapısının oluşturulmasında görev aldığını ileri sürüldü.

“Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis verilen Ahmet Türk’ün, 2012 yılındaki Newroz kutlamalarında PKK’nin amaçları doğrultusunda suçlar işlenmesi ve örgütün propagandasının yapılması için eylem çağrısına katıldığı savunuldu.

DAVANIN GEÇMİŞİ

2007 yılında Diyarbakır’da, başlatılan KCK soruşturması yaklaşık 2 yıl devam etti. 14 Nisan 2009 tarihinde yapılan ilk operasyon ile birlikte 4 dalga halinde operasyonlar yapıldı. Aralarında kapatılan DTP’nin yöneticileri, belediye başkanları, il genel meclis üyelerinin de bulunduğu 151 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 103’ü tutuklandı.

KCK operasyonlarının son ve en büyük dalgasında Diyarbakır başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Siirt, Van, Şırnak, Batman, Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere 9 ilde 25 Aralık 2009’da eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Gözaltına alınanların Diyarbakır Adliyesi’ne getirilip tek sıra halinde dizilerek, elleri kelepçeli bir şekilde fotoğraflarının çekilmesi tartışmalara neden oldu.

7 BİN 578 SAYFALIK İDDİANAME, 500 KLASÖR DELİL

Davanın iddianamesi, 'FETÖ' soruşturması kapsamında ihraç edilen dönemin özel yetkili Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy tarafından 7 ayda hazırlandı. 7 bin 578 sayfalık iddianamede şüpheliler hakkında değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.

Dosyanın delilleri 500 klasörden oluşurken, iddianame Özel Yetkili Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Yargılananların sayısının fazlalığı nedeniyle, Diyarbakır Adliyesi’ndeki boş alana, yeni bir salon yapıldı.

KÜRTÇE SAVUNMA REDDEDİLİNCE, DAVA TIKANDI

18 Ekim 2010’da başlayan dava sürecinde, Kürtçe savunma talebinin kabul edilmemesi sık sık krize neden oldu. Kürtçe savunma talebinin kabul edilmemesini protesto eden sanıklar ve avukatları duruşma salonunu terk etti. Mahkemenin suç duyurusu üzerine 103 avukat hakkında soruşturma açıldı. Çözüm süreci ile birlikte Kürtçe savunma hakkı tanınmasının ardından, 2013 yılından itibaren savunmalar yapıldı.

BALBAY KARARI İLE SELMA IRMAK TAHLİYE EDİLDİ

Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay kararı üzerine, KCK Ana Davası’nda tutukluyken BDP’den milletvekili seçilen Selma Irmak, 2013 yılında tahliye edildi. Anayasa Mahkemesi’nin, tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandıran kararının ardından, davada 5 yıla yakın bir süredir tutuklu olanlar, 2014 yılında tahliye edildi.

Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının ardından davaya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Birleştirilen ve ayrılan dosyalarla birlikte davada sanık sayısı 154’e düştü. Yargılama sırasında milletvekili seçilen 8 kişinin dosyası da ayrıldı. Mahkeme, 1 Kasım 2015 seçimlerinde HDP’den milletvekili olan 8 kişinin dokunulmazlıklarının kaldırılması talep etti.

DAVADA GÖREVLİ 9 SAVCI VE 12 HAKİM İHRAÇ EDİLDİ

Davanın soruşturma ve yargılamasında görev alan yargı mensuplarından 9 savcı ve 12 hakim 'FETÖ/PDY' soruşturmaları nedeniyle meslekten ihraç edildi.

Dava ile ilgili 30 Nisan 2016 tarihinde son mütalaayı veren Cumhuriyet Savcısı Zeynel Abidil Ulu, 15 Temmuz darbe girişimi ardından HSYK tarafından meslekten ihraç edildi. Kararın açıklandığı tarihe kadar dava, 850 klasör ve 350 bin sayfa evraka ulaştı. Dava süresince sanıklardan Fadile Bayram, Mehmet Abbasoğlu, Seve Demir ve İlhan Diken hayatını kaybetti.

MİLLETVEKİLLERİNİN YARGILANMASI DEVAM EDİYOR

KCK Ana Davası’nda dosyaları ayrılan HDP milletvekilleri Osman Baydemir, Dirayet Taşdemir, Çağlar Demirel, Selma Irmak, Ahmet Yıldırım, Besime Konca, Alican Önlü ve Nadir Yıldırım’ın yargılamaları ise Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.