Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre intihar vakalarında sürekli artış gösteren bir eğilime sahip olan ve 2019 yılında 54 vaka ile ortalamanın üzerinde olan Kayseri’de, son iki ayda 10’un üzerinde intihar vakası ve girişimi yaşandı.

Yaşanan intihar vakalarının en yoğun olduğu yaş dilimi ise 25-29 olarak göze çarpıyor.

Duvar'dan Çağdaş Caner Koçak'ın haberine göre, konuyu Meclis gündemine taşıyan İyi Parti Milletvekili Dursun Ataş ve Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Çetin Arık, bu durumun acilen masaya yatırılması ve araştırılması gerektiğini söylediler.

‘İNTİHARLAR HALK SAĞLIĞI SORUNUNA DÖNÜŞTÜ’

CHP’li Milletvekili Çetin Arık, “Türkiye’de son yıllarda kimi zaman toplu, kimi zaman bireysel intihar olaylarına tanık oluyoruz. Bu olayları adli bir vaka olarak görmenin ötesinde bir halk sağlığı sorunu olarak görmemiz ve bu konuda titizlikle bir çalışma yapmamız gerekiyor” dedi.

Kayseri’de yaşanan çeşitli intihar vakalarından örnekler veren ve çoğunun bunalım sonucu gerçekleştiğini belirten Arık; “Gün be gün artış gösteren ve toplumu derinden etkileyen bu temel halk sağlığı sorununun nedenlerini araştırmak ve çözüm yollarını ortaya koymak devletlerin asli görevi olmalıdır. Kurulacak olan Araştırma Komisyonu ile intihar olaylarının perde arkası araştırılarak, insan ölümlerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘KAYSERİ'DE DURUM VAHİM’

İyi Parti Milletvekili Dursun Ataş, Kayseri’de durumun vahim olduğunu ve mutlaka araştırılması gerektiğini belirterek, ‘‘Meydana gelen bu olaylar, şehrimizde yaşayan vatandaşlarımızı başta psikolojik ve sosyal olmak üzere birçok yönden olumsuz etkilenmektedir. Huzur şehri olarak bilinen Kayseri’mizde bu olayların sebeplerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ortaya konulması gerekmektedir. Bu çalışmaların ve araştırmaların yapılması vatandaşlarımızın huzuru ve şehrimizin geleceği açısından son derece önemlidir.” dedi.

‘İKİ GRUPTA İNCELENMELİ’

Kayseri’de yaşanan intihar vakaları ile ilgili açıklamalarda bulunan Erciyes Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi (ERREM) Müdürü Öğr. Gör. Mustafa Atak, yaşanan vakaların maddi ve manevi olarak iki farklı boyutta incelenmesi gerektiğini belirtti:

‘‘İntihar vakalarının birçoğunda hastalık, ekonomik imkânsızlık, ailevi geçimsizlik, tacize maruz kalma, alkol ve madde bağımlılığı, sanal bağımlılık gibi maddi kökenli görünür sebepler yer almaktadır. Manevi kökenli nedenler hem görünür hem de görünür olmayan sebeplerdir. Bunlar da psikolojik rahatsızlıklar, inanç eksikliği ve aidiyeti kaybederek kendini yalnız hissetmedir.’’

 ‘ARTIŞTAKİ EN ÖNEMLİ ETKEN PANDEMİ’

Son zamanlardaki intihar vakalarında yaşanan artışa değinen Atak; “Savaş dönemlerini aratmayacak düzeyde sosyal etkileri bulunan pandemi süreci, intihar vakalarının hızlı bir biçimde artmasında en önemli etkendir. İnsanlar eve hapsolarak sosyal iletişim ihtiyacını giderememekte, yaşadığı sorunları çevresiyle paylaşamamaktadır. Süreçte kişinin yaşadığı rahatsızlık, yakınlarının vefatı, medyada ve sosyal medyada sürekli ölüm haberlerinin yer alması insanlarda büyük moral bozukluğuna yol açmaktadır. Özellikle psikolojik kökenli rahatsızlıklarda kişinin sürekli kendi ile baş başa kalması ve kendini dinlemesi rahatsızlığın etkisini yoğunlaştırmakta ve seyrini değiştirmektedir. Pandemi sürecinde kendisiyle ve sanal dünya ile iletişim kuran kişi sonuçta kendisine odaklanarak sorunlarına daha da abartmakta ve intihar gibi yollara başvurmaktadır” diye konuştu.

‘PANDEMİ SÜRECİNİ AŞIRI DRAMATİZE ETMEKTEN KAÇINILMALI’

Yaşanan intihar vakalarına ilişkin çözüm önerilerini paylaşan Atak; “Psikolojik sorun yaşayanlar farklı görülüp dışlanmamalı ve etiketlenmemelidir. İntihar ile ilgili düşüncesi ve meyilli olduğu fark edilen kişiler özellikle çevresi tarafından gerekli yerlere yönlendirilmelidir. Psikolojik anlamda sorun yaşayan bireyler gereken desteği alabilmelidir. Bu konuda psikoterapik yardım sadece astronomik ücretlerle özel merkezlerde değil kamu kurumlarında da ücretsiz olarak yapılmalıdır. Pandemi sürecini aşırı dramatize edici ve insanları birbirinden uzaklaştırıcı söylemlerden kaçınılmalıdır” dedi.