Cumartesi Anneleri, 27 Ekim 1991'de İstanbul Kocamustafapaşa'daki evinin önünde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hüseyin Toraman'ın akıbetini sordu.

Toraman'ın kardeşi Sakine Toraman, kayıp dosyalarının zaman aşımına uğratılmak istendiğine dikkat çekerek, "Bizim acılarımız, öfkemiz dinmiyor. Öfkemiz zaman aşımına uğramıyor" dedi.

Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. Kayıp yakınlarının her hafta gerçekleştirdiği eyleme CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı. 

Cumartesi Meydanı'nı, Türkiye kamuoyunun vicdanı haine getiremediklerini belirten Tanrıkulu, "Bu katliamları yapanlar bir gün burada oturan annelere hesap verecek" dedi.

'ÖFKEMİZ ZAMAN AŞIMINA UĞRAMIYOR'


27 Ekim 1991 tarihinde İstanbul Kocamustafapaşa'daki evinin önünde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hüseyin Toraman'ın kardeşi Sakine Toraman, kardeşinin kaybedilmesinin üzerinden 23 yıl geçtiğini hatırlatarak, "23 yıl oldu kardeşimi bizden çalalı. 23 yıldır Ekim ayı bize acılı gelir, karanlık gelir" diye konuştu.

Kayıp dosyalarının zaman aşımına uğratılmak istendiğine dikkat çeken Toraman, şunları aktardı: "Asıl zanlının devlet olduğunu biliyoruz. Bu devlet suçunu kendi eliyle aklıyor. Ama bizim acılarımız, öfkemiz dinmiyor. Öfkemiz zaman aşımına uğramıyor."

SORUMLULAR BELLİ


Toraman'ın, 27 Ekim 1991 günü ekmek almak için Kocamustafapaşa'daki evinden dışarı çıktığı sırada komşularının ve esnafın gözü önüne silahlı ve telsizli sivil giyimli kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı beyaz bir araca bindirilerek kaçırıldığını söyleyen Düriye Sezgin, "Olay üzerine olay yerine çağırılan polis kaçıranların da polis olduğunu anlayınca olaya müdahale etmedi" dedi.

Toraman'ın kaçırılma olayına müdahale etmeyen karakol polislerinin, kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamalarının olduğu ses kayıtlarının dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'e verildiğini ifade eden Sezgin, tanık ve delillere rağmen Toraman'ın gözaltına alındığı günden bu yana inkar edildiğini söyledi.

Toraman'ın faillerinin 23 yıldır korunduğunu söyleyen Sezgin, Toraman'ın kaybedilmesinden, o dönem başında Mehmet Ağar'ın bulunduğu İstanbul Emniyeti ile Demirel Başkanlığı'ndaki 49'uncu hükümetin ve General Fikri Nezihi Çakır'ın Genel Sekreteri olduğu Milli Güvenlik Kurulu'nun sorumlu olduğunu ifade etti.