Dünya çapında 1.2 milyar inananı bulunan Katolik Kilisesi, evlilik, boşanma, kürtaj ve eşcinsel birliktelikler gibi ailevi konulardaki öğretilerini gözden geçirmek için olağanüstü bir toplantı yapıyor.

Bugün Vatikan’da başlayan Olağanüstü Piskoposlar Sinodu’na dünyanın her yerinden gelen kardinaller, piskoposlar, papazlar, dini temsilciler ve 13 evli çiftten oluşan yaklaşık 250 kişi katılıyor. İki hafta sürecek toplantıda, Kilise politikalarının Katolik cemaatin yaşam şekli ve beklentileriyle ne denli uyumlu olduğu tartışılacak.

Katolik Kilisesi tarihinde 3. kez düzenlenen Olağanüstü Sinod (kilise meclisi), Papa Francesco’nun geçen yıl sıradışı bir kararla din adamları ve inananlar arasında bir anket yaptırmasının ardından toplandı. Ankette evlilik öncesi cinsel ilişki, doğum kontrol yöntemleri ve eşcinsel birliktelikleri gibi konularda sorular yer alıyordu. Anketin sonunda Katoliklerin büyük kısmının bu konulardaki Kilise politikalarına karşı çıktığı belirlenmişti.

Eşcinsellik ve boşanma gibi konularda ılımlı mesajlar vermesiyle tanınan Papa Francesco, bunun üzerine olağanüstü bir sinod toplantısı yapılmasını istemişti. Olağanüstü Sinodlar, Kilise’nin karşı karşıya kaldığı “acil” meseleleri görüşmek üzere yapılıyor.

1965’te kurulan Piskoposlar Sinodu, daha önce 1969 ve 1985’te olmak üzere sadece iki kez olağanüstü toplanmıştı.

Olağanüstü Sinod, hem Katolik Kilisesi’nin geleceği hem de Papa Francesco için bir sınav olarak görülüyor. Sinodun sonucunun, Papa Francesco’nun reformcu görüntüsünün gerçek mi yoksa bir imaj çalışması mı olduğunu göstereceği yorumları yapılıyor.

Papa Francesco dün yaptığı bir açıklamada Sinod’a katılan din adamlarının, ailelerin yaşadığı “tarihi değişimlere” kulak vermelerini umduğunu söyledi.

MUHAFAZAKAR-REFORMCU ÇATIŞMASI

Kilise içinde reform yapılmasını isteyen gruplar da Sinod için Vatikan’a gelirken, toplantının başlamasına günler kala kardinaller arasında yaşanan bir tartışma reform çağrılarının direnişle karşılanabileceğini gösterdi.

Tartışma, Papa Francesco’nun boşandıktan sonra yeniden evlenen çiftlerin kilisede komünyondan dışlanması kuralının gevşetilebileceği mesajı vermesiyle patlak verdi. Katolik Kilisesi, yeniden evlenen çiftlerin, ancak ilk evlilikleri Kilise tarafından geçersiz sayılmışsa komünyona kabul edilmesine izin veriyor. Ancak bir evliliğin Kilise tarafından iptal edilmesinin zorlu ve uzun bir süreç gerektirmesi, birçok çiftin bu seçenekten faydalanamamasına yol açıyor.

Papa Francesco’nun kendisine yakın bulduğu bilinen Alman Kardinal Walter Kasper, bir dergiye verdiği röportajda bu çiftlere de bağışlayıcı ve kucaklayıcı bir tavır sergilenmesi gerektiğini söyledi. Kilisenin bir “paragidma değişimine” ihtiyaç duyduğunu söyleyen Kardinal Kasper, muhafazakar kesimi de değişimi engellemek için korku taktikleri kullanmakla suçladı.

Muhafazakar kanadın Kasper’e cevabı da yine medya üzerinden geldi. Amerikalı Kardinal Leo Raymond Burke, dört kardinalle birlikte yazdığı bir kitabın tanıtım toplantısında gazetecilere yaptığı açıklamada Kasper’i Kilise’nin öğretilerini yanlış anlamakla suçladı.

Vatikan’ın İnanç Doktrini Topluluğu Başkanı Kardinal Gerhard Ludwig Müller de reformcu kanadın “merhamet” çağrısına karşı çıkarak, “Tanrı’nın merhameti, Kilise’nin kurallarından vazgeçmemiz anlamına gelmez” demişti.

Sinod'dan reform beklentisi bulunsa da, hızla uygulanmaya başlanacak radikal değişiklik kararları çıkması beklenmiyor. Olağanüstü Piskoposlar Sinodu, 19 Ekim’de Papa tarafından yönetilecek bir ayinle sona erecek. Sinod bir yıl sonra yeniden toplanarak sonuçları gözden geçirecek ve Papa’ya resmi tavsiyelerini sunacak.

Övgü Pınar / BBC Türkçe