Batman’da 4 Eylül 1993 tarihinde katledilen Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekili Mehmet Sincar cinayetine ilişkin yeniden yapılan yargılamanın 7’nci duruşması Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Davanın tek tutuksuz sanığı olan Hizbullah üyesi Cihan Yıldız ve avukatının duruşmaya Batman’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılması nedeniyle sanık kürsüsü boş kaldı.

Katledilen Sincar'ın eşi Cihan Sincar ve kardeşi Ali Sincar ile avukatlar duruşmada hazır bulundu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay ve milletvekilleri Pero Dündar, Dersim Dağ ve İmam Taşçıer de duruşmayı takip etti.

ÜST ARAMASI GERGİNLİĞİ

Mahkeme heyetinin talimatıyla polislerin duruşma öncesinde, salona girenlerin üstünü aramak istemesi krize neden oldu.

Cihan Sincar, bu duruma, “30 yıla yakındır adalet arayan bizlerin ama üstü aranan yine bizleriz” şeklinde tepki gösterdi.

Heyetin talimatı üzerine polisler basın mensuplarının da salona girmesine izin vermedi. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren’in devreye girip, heyetle görüşme sonrası gazeteciler salona alındı.

Bir önceki duruşmada olduğu gibi bu duruşmada da mahkeme heyetinin yerine farklı bir heyet duruşmaya baktı.

Dosyaya eklenen belgelerin bilgisini paylaşan mahkeme başkanı, ilk sözü iddia makamına verdi.

Celse arasında sunulan tevsi tahkikat taleplerini tekrar eden iddia makamı, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde tanık Mehmet Ali Oğuzhan’ın yargılandığı 2019/332 ve tanık Mehmet Ali Geçer’in yargılandığı 2019/312 esas sayılı dava dosyalarının beklenilmesi istedi.

TALEPLER

Cihan ve Ali Sincar’ın mütalaaya karşı diyecekleri olmadığını söylemelerinin ardından söz verilen avukatlarından Gülşah Kaya, heyetin talimatı ile salona girişte katılanların ve izleyicilerin üstünün aranmasını eleştirerek sözlerine başladı.

Kaya, “Huzurda sanık olmamasına rağmen böylesi bir yaklaşım sergilenmesini mağdurlara karşı bir tavır olarak algıladıklarını” söyledi.

30 yıla yaklaşan bir yargılamada ne dosya sanığının ne de tanıkların bulunmadığı bir yargılamaya tanıklık ettiklerini dile getiren Kaya, Sincar cinayetiyle ilgili "Susurluk Kazası" skandalını ve dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan raporu hatırlattı.

Kaya, bu raporda yer alan isimlerden Alaattin Kanat, Mesut Mehmetoğlu, İsmail Yeşilmen ve “Yeşil” ismiyle bilinen Mahmut Yıldırım’ın o dönem işlenen pekçok faili meçhul cinayette parmakları olduğunun yer almasına rağmen, söz konusu dört ismin bu dosyada şüpheli olarak dahi yer almadığını belirtti.

Ergenekon dosyasında Sincar cinayetinin itirafçılardan oluşan Yıldız Timi içerisinde yer aşan bir grup tarafından işlendiği yönünde bilgiler bulunduğunu söyleyen Kaya, yine Binbaşı Cem Ersever’in isim isim tarih tarih verdiği diğer faili meçhul cinayetler gibi Sincar cinayetinin de Alaattin Kanat ve Batmanlı Adem Yakın tarafından işlendiği yönünde itiraflarda bulunduğunu kaydetti.

Ankara’da süren JİTEM davasına da değinen Av. Kaya, mevcut dava dosyasının ise sadece bir Hizbullah faaliyeti olarak ele alınmasına tepki gösterdi.

Kaya, “Bu dosyanın en önemli eksikliği bu. Oysa ki o dönem işlenen tüm cinayetlerde JİTEM Hizbullah’ı tetikçi olarak kullanıyor. TSK personelinden oluşan JİTEM’in o dönem Batman’daki askeri kamplarda eğittiği Hizbullah üyelerini tetikçi olarak kullandığı Meclis inceleme raporlarında bile var. Tüm bunlar bu dosyanın da delili olmasına rağmen bu güne dek hiçbiri araştırılmadı” dedi.

Av. Kaya, mahkemeden dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar hakkında suç duyurusunda bulunup, Kutlu Savaş’ın tanık olarak dinlenmesini ve MİT ile Emniyet ve Jandarma İstihbarat birimlerine yazı yazılarak Sincar cinayeti ile ilgili bilgi ve belgelerin talep edilmesini istedi.

EREN: SORUMLULUĞUNUZU YERİNE GETİRİN

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise, yaptığı savunmada Sincar cinayetinin 90’lı yıllarda işlenen diğer faili meçhul cinayetler gibi tetiği çekenlerle sınırlı olmadığını ifade etti.

Cinayetlerin oluşturulan paramileter gruplar tarafından işlendiğinin bizzat dönemin kimi devlet yetkilileri tarafından dile getirildiğini belirten Eren, heyete “Bu dosyanın aydınlatılması geleceğin inşası için çok önemli. Bu ülkede çok temel bir toplumsal sorun var. Bununla yüzleşmeliyiz. Sayın heyet, bir milletvekilinin katledilmesi sizi hiç mi rahatsız etmiyor. Bir tetikçinin tek başına bu cinayeti işlemediği belli. Bu konudaki sorumluluğunuzu yerine getirip, taleplerimizi kabul edin” sözleriyle seslendi.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun’un bu dosyanın diğer benzer dosyalar gibi cezasızlıkla sonuçlanmaması için mahkeme heyetinin ve yargının sorumlu olduğunu ifade etmesinin ardından mahkemeye heyeti savunmasını yapması için sanık Cihan Yıldız’a söz verdi.

İsminin ne Susurluk ne de Ergenekon dosyasında geçmediğini ve suçsuz olduğunu savunan sanık beraatini talep etti.

Avukatı da yaptığı savunmada cinayetin aydınlatılması için müşteki avukatlarının tüm taleplerinin kabul edilmesinden yana olduklarını söyleyip, Yıldız hakkındaki tutuklama talebine itiraz etti.

TALEPLERE RET

Alınan savunmaların ardından duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, sonrasında açıkladığı ara kararlarda sanık hakkındaki tutuklama talebi ile birlikte Kutlu Savaş’ın tanık olarak dinlenmesi ve Ergenekon ile JİTEM dosyalarının istenmesi taleplerini tümünü reddetti.

Müşteki avukatların Mehmet Ağar hakkında bizzat suç duyusunda bulunabilecekleri yönünde karar alan heyet, iddia makamının Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyalarının beklenmesi talebini ise kabul etti. Heyet, bir sonraki duruşmayı üzere yaklaşık 4 ay sonrasına, 27 Haziran tarihine erteledi.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA

Mehmet Sincar'ın ölümüne dair açılan davanın duruşması sonrası Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yapıldı.

Açıklamaya Sincar'ın yakınları, HDP Sözcüsü Ebru Günay, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi üyesi avukatlar katıldı.

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, duruşmada "yıllardır süregelen cezasızlık politikasının ara kararlarını" aldıklarını belirtti.

Duruşmada, söz konusu dosyada faillerin bulunması halinde diğer benzer dava dosyalarına da ışık tutacağını belirttiklerini ifade eden Eren, "Mahkeme taleplerimizi reddetti. Yine bu tür politik cinayetlere yönelik davalardaki cezasızlık zırhının bu dava dosyasında da karşımıza çıktığını gördük. Bu cinayete ilişkin geçmişte kamu görevlilerinin yaptığı açıklamaları mahkemeye tek tek izah ettik. Bu konuda Mecliste yapılan araştırmaları, o dönemde araştırma kurulları tarafından hazırlanan raporlarda bu cinayete dair vurguların olduğunu, birçok dava dosyasında dinlenen kişilerin bu cinayete dair bilgileri dile getirdiğini belirttik. Söz konusu şahısların tanık olarak dinlenmesini talep ettik. Maddi gerçeğin açığa çıkması ve ileri sürülen delillerin mahkeme tarafından dikkate alınmasını istedik. Ama maalesef bu dosyada da bütün talepler reddedildi" dedi.

Davanın takipçisi olmaya devam edeceklerini söyleyen Eren, davanın 30 yıldır aydınlatılmamasının yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını sarstığını kaydetti.

Eren, siyasi konjonktürün değiştiği bir gün illaki bu tür cinayet davalarında faillerin açığa çıkarılacağını vurguladı.

"129 YIL DAHİ MÜCADELE EDERİZ"

Sincar'ın eşi Cihan Sincar ise, 29 yıldır sivil toplum örgütleriyle mücadele verdiklerini ifade etti. "129 yıl dahi mücadele ederiz" diyen Sincar, ortada büyük bir haksızlık olduğunu vurguladı.

Kan dökenlerin sokaklarda rahatça gezdiğini ancak hak savunucularının katledildiğini ifade eden Sincar, "Sadece bir silahla şehit edilmedi. Sincar'ı katledenlerin arkasındaki kişiler daha mühim. Ancak üzerinden ne kadar geçerse geçsin biz Mehmet ve benzer şekilde katledilenleri unutmayacağız" dedi.

Adalet taleplerinin süreceğini ifade eden  Sincar, adaleti sağlamayanların bir gün katledilenlerin yakınlarından özür dileceğini söyledi. Sincar, duruşma salonuna alınmamalarına da tepki gösterdi.

CEZASIZLIK POLİTİKASI

İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, mahkemenin taleplerini reddetmesine tepki gösterdi. Taleplerinin mahkemede tartışılmadığına dikkati çeken Zeytun, "3 yıla yakın bir süredir yargılama sürüyor. Yargılama, ne yazık ki bütün aşamalarda yargılama işlemlerinden uzak bir şekilde sürdürülüyor" dedi.

Zeytun, mahkemenin asıl failleri açığa çıkarmaktan uzak olduğuna işaret ederek, "İki celsedir esas heyetin duruşmaya katılmadığı ve gelen geçici heyetin kısmı talepleri dahi değerlendirmeden reddettiğini görüyoruz" dedi.

Bu durumu cezasızlık politikasının devamı olarak gördüklerini ifade eden Zeytun, aileyle birlikte mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı