Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “İktidara sormak istiyorum ki; değdi mi bunca şeye? Ahlakı hiçe saymaya, manevi değerlerimizi siyasetin malzemesi yapmaya değdi mi? Bunca yalana, iftiraya, hakarete değdi mi? Biz yola çıkarken; “hedefimiz, kaybedeni olmayan bir zaferdir” demiştik, ancak sizler “kazananı olmayan bir zafer” elde etmek için olmadık şeylere tevessül ettiniz; soruyorum değdi mi?” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçimlerin ardından ilk kez açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bugün 31 Mayıs Çarşamba. Önemli bir seçim sürecini artık geride bıraktık. Öncelikle, çıkan seçim sonuçlarının ülkemize ve coğrafyamıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Sn. Kılıçdaroğlu’na, Millet İttifakı’na, teşkilatlarımıza ve milletimize teşekkür ediyorum. Gönül isterdi ki, sonuç farklı olsun. Gönül isterdi ki, adil bir seçim dönemi geçirelim. Fakat ne yazık ki, her ikisi de olmadı. Her türlü engellemelere, zorluklara, algı ve manipülasyona, akla hayale gelmedik yalan ve iftiralara rağmen sakinliğini koruyan, samimiyetle gayret gösteren Cumhurbaşkanı Adayımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’na bu duruşu nedeniyle teşekkür ediyor, hemen hemen her iki seçmenden birinin oyunu almayı başarması nedeniyle de kendisini tebrik ediyorum.

Yine uzunca bir süredir birlikte çalıştığımız Millet İttifakı liderlerinin her birine ve tüm teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Ve elbette bu sürecin kahramanlarından, ilk günden bugüne aynı azim ve heyecanla çalışan, kararlılıkla mücadele eden Saadet Partisi teşkilat mensuplarımızın her bir ferdine yürekten tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Son olarak aziz milletimize çok teşekkür ediyorum. Hangi siyasi partiye ve adaya oy vermiş olurlarsa olsunlar; böylesine ağır bir seçim dönemine, iktidarın ısrarla ve inatla başvurduğu kutuplaştırıcı diline rağmen; birkaç münferit hadise dışında insanımız çok ama çok olgun davrandı.

“AĞIR BİR KAMPLAŞTIRMA VE KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİ YÜRÜTÜLDÜ”

Muhterem arkadaşlarım; evet, milletimizin gösterdiği bu olgun tavrı ne yazık ki iktidar blokunun yöneticileri gösteremedi. Yaklaşık yarım asırdır siyasetin içerisindeyim. Nice seçimler yaşadık, ancak bu denli ağır bir seçim kampanyası sürecini inanın hiç yaşamadık. Elbette hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz. Ama bu seçimlerin hangi anormal şartlar altında yapıldığı gerçeği de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Ne yazık ki;

-Seçimlerde ağır bir kamplaştırma ve kutuplaştırma siyaseti yürütüldü.

-İktidar her türlü devlet imkanını kullanırken, birçok yerde Millet İttifakının çalışmaları kamu gücü de kullanılarak engellendi.

-Her türlü gerçekdışı, haksız iftira ve propagandaya maruz bırakıldık.

Bu ve benzeri haksızlık ve hukuksuzluklara rağmen böyle bir ortamda asaletini bozmadan, canla başla çalışan ve her seçim bölgesinde en büyük gayret ve fedakarlığı ortaya koyan bütün mensuplarımızı bir kez daha tebrik ediyor, kutluyorum. Allah, kendilerinden razı olsun.

“DEĞDİ Mİ BUNCA ŞEYE?”

Sözün burasında sormak istiyorum:

-Değdi mi bunca şeye? Ahlakı hiçe saymaya, manevi değerlerimizi siyasetin malzemesi yapmaya değdi mi hakikaten?

-Bunca yalana, iftiraya, hakarete değdi mi sizce?

-Elde ettiğiniz bu sonuca karşılık, milletimizin yarısını “terörist, din düşmanı, hain, öteki” ilan etmeye değdi mi gerçekten?

-Biz yola çıkarken; “hedefimiz, kaybedeni olmayan bir zaferdir.” demiştik, ancak sizler “kazananı olmayan bir zafer” elde etmek için olmadık şeylere tevessül ettiniz; soruyorum değdi mi?