Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'demiri soğutalım' açıklamasını değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Biz değil, siz demiri soğutun. Seçim süreci boyunca milleti ikiye bölen sizlersiniz" dedi.

Saadet Partisi, İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nda konuşan SAADET lideri Temel Karamollaoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı “Dönem kızgın demiri soğutma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemi” açıklamasına yanıt verdi: “Sayın Cumhurbaşkanı biz değil, siz demiri soğutun. Seçim süreci boyunca milleti ikiye bölen sizlersiniz. Bunun sorumlusu kimin kullandığı dildi? Seçim sürecinde kimin söylemleri Türkiye’yi bu hale getirdi? Bunu hatırlayın. Çok güzel söz demiri soğutalım ancak lafla peynir gemisi yürümez. İnşallah bu sözün gereğini de yerine getirirsiniz.”

Karamollaoğlu’nun açıklamalarından başlıklar şöyle:

NASIL OLUR DIŞARIDAN GELEN SOĞAN PATATESE MUHTAÇ OLURUZ?

Ekonomide, sağlıkta, eğitimde her alanda uyardık bu arkadaşları ancak gerekeni yapmadılar. Açık söylüyorum; yolsuzluk ve israfı ortadan kaldırmadan ekonomiyi düzeltemezsiniz. Çuvalın altı delik çünkü. Öbür taraftan üretim olmadan güçlü ekonomi olamaz. Biz Singapur değiliz, biz Monaco değiliz. Sadece turizmle ayakta kalamayız. Resmi işsizlik 5 milyonu buldu. Gayri resmi işsizlik 8 milyonu buldu. Türkiye patates, soğanı nasıl ithal eder ya? Kendi kendine yeten Türkiye nasıl oldu da dışarıdan gelen soğan ve patatese muhtaç olur? Tarih bunu yazacak.

ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR AMA ALINMIYOR

Eğitimde ne müfredat belli ne de sınav sistemi. Yüz binlerce öğretmen boşta bekliyor. Öğretmen açığı da var ama alamıyor. Ardahan’da, Iğdır’da Şırnak’ta öğrenci yok ama üniversitesi var. 200’ün üzerinde üniversite var ülkede. Hâlâ okul açar gibi üniversite açılıyor. Böyle bir eğitim sistemi olmaz, olamaz. Allah rızası için artık kendinize gelin.

SEÇİMDEN SONRA ŞİKAYET İŞE YARAMAZ

1969’dan beri birçok seçim yaşadım. Bu kadar baskı, gerginlik, iktidarın devletin bütün birimlerini; askeri, emniyeti, yargıyı, valileri, kaymakamları seferber ettiği, adalet mefhumun rafa kaldırıldığı başka bir seçim hatırlamıyorum. İki şey beni rahatlattı. Birincisi. Nasılsanız öyle yönetilirsiniz. Seçimden sonra iş yok, para yok, çocuğumu okutamıyorum vs. şikayetler işe yaramaz. Demokrasi böyle bir şey. İkincisi ise ‘Allah Teâlâ bir kavme, bir topluma ihsan ettiği nimeti durup dururken değiştirecek değildir. Ta onlar kendilerindekini değiştirinceye kadar.’ O zaman bizim ne yapmamız lazım? Gece gündüz demeden çalışmalı ve doğruları dillendirmeliyiz. Bizim yolumuz belli; şimdi biz insanları nasıl düzeltiriz, müspet bir yola nasıl sevk edeceğiz? Bizim görevimiz, gayemiz bu.

KONGRELERİMİZİ YAPARAK YENİLENECEĞİZ

Şimdi önce zamanı gelen il kongrelerimizi tamamlayacağız. İnşallah Ekim ayında ise Büyük Kongre’mizi yapacağız. Bu kongrelerle
yenileneceğiz. Ve kolları sıvayıp yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz.