Parti genel merkezinde düzenlenen haftalık basın toplantısında açıklamalarda bulunan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bugün 15.00'te Beştepe'de yapacağı görüşmeye ilişkin konuştu. Karamollaoğlu, “Biz bugünkü haliyle denetlenemeyen bir başkanlık sisteminin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Seçim başka denetleme başka bir şey" dedi.

Karamollaoğlu, “Şu anda konuşmanın, görüşmenin ne mahiyette olacağını kestirmek mümkün değil. Bazı endişelerimizi gündeme getireceğiz” dedi. Konuşmasında, iktidarın ekonomi yönetimini eleştiren ve asgari ücrete değinen Karamollaoğlu, şunları söyledi:

“Asgari ücretin insanların yaşamlarını garantiye alabilecekleri seviyeye çıkarılması gerektiğini savunuyoruz. İnsanlarımız geçinemiyor muzdarip. Bir çocuk babasının çektiği sıkıntıyı görmüş babasının verdiği 10 lirayı geri cebine koymuş. Bir çocuk bile babasının çektiği sıkıntıyı anlamış. Bir 10 lirayı çocuğuna veremeyen babalar var. Enflasyon paranın değer kaybetmesi alım gücünün azalması demektir. Enflasyon yüzde 40 ise ben sana zam yaptım diyemezsiniz. Geçen sene 100 lira almış olan bir insana yüzde 40 enflasyon üzerinden ben sana zam yaptım ihya ettim diyemezsiniz.”
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“FINDIKTA FİYATI TÜRKİYE BELİRLEMELİ”

Sağlık çalışanlarımız çok zor şartlarda mesleklerini sürdürüyorlar. 36 saat nöbet tutuyorlar. Mutlaka buna çözüm bulmak mecburiyetindeyiz. Dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini Türkiye karşılamasına rağmen fındık üreticisinin dolar bazında ücret belirlenmesini bile karşılayamıyoruz. Fındık fiyatını da Türkiye belirlemeli. Nerede Fiskobirlik? Tarihe karıştı. Ne anlar toprak mahsulleri birliği fındıktan Allah aşkına? Yetkililere sesleniyorum: Fındık üreticinin hakkının değişen dolar kuru karşısında mutlaka koruyun.

“HÜKÜMET NASIL OLUR DA KENDİ ÜRETİCİSİ İÇİN ADIM ATMAZ?”

 Bir hükümet nasıl olur da kendi üreticisinin hakkını korumak için adım atmaz? Fındık üreticisinin sırtından para kazanmaya kalkmayın. Bir kilo fındıkla bir koli yumurta bile alınamıyor. İktidarın elektrik tüketicisine borcu var. Doğrudan doğruya elektriğe zam yapacağına pay koyuyor. İthal edilen elektrikli ürünlerde bile TRT payı var. Ne alakası var ithal edilen telefonla. İktidara geldikten 3 ay sonra kaldıracaktı. 19 yıllık alacağı var vatandaşın iktidardan. Dolaylı zamların kaldırılması gerekir. TRT payının kaldırılmasının elektrik fiyatlarına yansıması yüzde 1 civarında bile olmaz. Vatandaş TRT payının kalktığının farkına bile varmayacak. Esas olanı ÖTV ve KDV gibi vergilerdir.

“TEHDİTLE EKONOMİ YÖNETİLMEZ”

Vergiyi ödemezsen seni hapse atarım. Hapse girerse zaten ödeyemeyecek. Tehditle ekonomi yönetilmez. Biz asgari ücreti insanların yaşamlarını garanti altına alacak bir seviye olarak görüyoruz. 4 kişilik bir aile ayda nasıl geçinecekse o olmalı. Ama açlık sınırı ile mütaala ediliyor. Karnını doyur, gerisine karışmam deniyor. İnsanımız ciddi manada geçinemiyor. Toplu sözleşme enflasyonun altına bir rakama bağlanamaz. Çalışan insan evet demiş olsa bile insaflı bir yaklaşım olmaz.

“BAŞKANLIK SİSTEMİNİN DOĞRU OLMADIĞI KANAATİNDEYİZ”

Şu anda konuşmanın görüşmenin ne mahiyette olacağını kestirmek mümkün değil. Bazı endişelerimizi gündeme getireceğiz. Biz bugünkü sistemle kanaatlerimizi kesin bir şekilde ifade etmiştik. Biz bugünkü haliyle denetlenemeyen bir başkanlık sisteminin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Seçim başka denetleme başka bir şey.