Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ı ziyaret etti.

Görüşmeden Karamollaoğlu'na Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları eşlik etti. Bir saati aşkın sürenin ardından kameralar karşısına geçen Karamollaoğlu ve Babacan ortak açıklamalarda bulundu.

İlk olarak konuşan Babacan, görüşmelerinde ülkenin ortak sorunlarını masaya yatırdıklarını belirterek, ülkenin zor bir süreçten geçtiğini her alanda büyük sıkıntılar yaşandığını söyledi.

Artı Gerçek'ten Seda Taşkın'ın haberine göre Karamollaoğlu, “Cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen Akşener’i tebrik ediyorum. Kendisini de rahatladı takımı da” dedi.

‘HEDEFİMİZ ORTAK ÇALIŞMA’

Ülkede yaşanan çoklu krize işaret eden Babacan, “Büyüyen sorunlarla ilgili de bir çözüm yolu yöntemi görünmüyor. Bütün bu sorunların çözümü içinde detaylı bir çalışma ortaya koymak gerekiyor. Şu anda yönetim sisteminin getirdiği pek çok sorun var. Ama bir devletin varlık sebebi olan adalet ve hukukun hiçe sayılması ülkemizin karşı karşıya kaldığı en önemli sorundur. Saadet Partisi de bizim gibi parlamenter sisteme geçişi savunan bir partidir. Biz saadet partisiyle birlikte 6 partinin bir arada olduğu bir masadayız. Burada bütün hazırlıklar masaya koyulmuş durumda. Farklı partilerin üzerinde çalıştığı hazırlıklar var. Bunlar görüşülmeye başlandı. Hedef mümkün olduğunca tek bir çalışma haline getirilmesi. İlkeler doğrultusunda ortak bir noktaya getirilmesidir” dedi.

‘ÜLKEMİZ İÇİN HEDEFLERİMİZ AYNI’

Mutabakat zeminiyle daha iyi bir çalışma ortaya koyacaklarını söyleyen Babacan, Saadet partisiyle sadece parlamenter sisteme ilişkin değil, farklı konularda da işbirliği içinde olduklarını söyledi. Babacan, “Sadece bizler değil çalışma arkadaşlarımızda yan yana geliyorlar. Bu durumdan çok mutluyuz. Ülkemiz için aynı hedefleri benimsemiş, dünyanın gidişatıyla ilgili aynı kaygıları paylaşan iki siyaseti partinin yakın istiare içinde olması çok kıymetlidir” dedi.

‘GÖRÜŞLER FARLI OLABİLİR AMA HEDEF AYNI’

Karamollaoğlu ise farklı partilerin kurulmasının Türkiye için bir zenginlik olduğunu söyleyerek, “Ülkemizin karşılaştığı problemleler sayılamayacak kadar çok. Cumhurbaşkanı kabul etmiyor ama halk yaşayarak görüyor. Bu çözümler ancak istiareler ile ortaya koyulabilir. Elbette her siyasi partinin ülke problemleriyle ilgili kendi özel görüşleri vardır. Bu görüşler zaman zaman farklı da olabilir ama hedef aynıdır. Problemleri çözmek ülkede daha huzurlu toplumun oluşmasını sağlamaktır. Adalet bunun başında gelir. Adalet olmadan huzur olmaz. Adalet fikir, barışı teminat altına almak için gereklidir. Bu da yetmez ekonomik yönden de ülkenin ihtiyaçlarının karşılanması gerekir” dedi.

Karamollaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir takım görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmelerle uzak yakınlaştı sayılır. Seçimler en fazla bir buçuk yıl içinde yapılacakmış gibi bir manzara var. Seçim kanunlarında bir takım değişiklikler yapılırsa da en az bir sene geçmesi gerekiyor. Önümüzdeki sene sonu itibariyle bir seçime gidilmesi büyük olasılık. Bu konuların tamamı üzerinde çeşitli fikirler gündeme getiriliyor. Bugünkü şartlar altında parlamenter sisteme geri dönülmesi en azından meclisin aktif hale getirilmesi için hem de hükümeti denetleme imkanı yönünde çok büyük önem arz ediyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye tamamen eskiye dönmeden parlamentoyu güçlü kılmak için bir takım hazırlıklar yapılıyor. Dirsek temasımız var. Bugün bu ziyarette ülkenin sorunlarını kısada olsa görüşme şansı bulduk.”

Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un maliyetlerle ilgili açıklaması oldu. Girdi maliyetleri fiyatlara yansıyor dedi. Siz bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Akşener’in Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını söyledi. Erdoğan millet ittifakı için yeni bir aday bulmalı dedi. Buna ilişkin neler söylemek istersiniz?

BABACAN: GİRDİ MALİYETLERİYLE İLGİLİ TABLO KÖTÜ

Babacan: Girdi maliyetleriyle ilgili tablo kötü. Dünyada da bir enflasyon sorun var. Bizdeki tablo TÜİK’in resmi rakamına inanıyorsak, tüketici fiyatlarındaki enflasyonundaki fiyatlar yüzde 19, üretici fiyatları yüzde 43 dolayısıyla dünyadaki enflasyon tartışmasının çok daha ötesinde Türkiye’de bambaşka bir enflasyon dünyası var. Bütün suçu dünyadaki enflasyona atıp, elini sabunlayıp meseleden çekilmek olmaz. Türkiye’deki enflasyonun ana kaynağı döviz kurlarındaki artıştır. Türkiye’deki döviz kurunda artış olduğunda A’dan Z’ye her şeye zam gelir.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başladığından bu yana irili ufaklı 4 tane kur yaşadık. Bu Türkiye’de hem faizlerin hem kurun hem de enflasyonun arttığı bir ortam oluştu. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanının elinde her türlü yetki var. Tek imzayla alamayacağı karar yok. Yıllarca ben faize düşmanım, bana yetki verin nasıl düşürülür göstereceğim dedi. İnsanlar yetki verdi, 3 sene 3 yıl oldu. Merkez Bankası faizi şu anda Avrupa’nın hala en yüksek faizi. Üstelik Merkez Bankası faizi yüzde bir düşürdüler. Hazinenin borçlanma faizi yüzde bir buçuk arttı. Çok daha büyük bir taban var orada. Hazinenin borcuna bakın onun üzerine yüzde bir buçuk faiz eklendiğini düşünün sonuç ortada. Şu anda Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorun kötü yönetimdir. Erdoğan halkın arasına karışsın bir sohbet etsin. İnsanlar kendi yaşadığı sorunları söylesin.

Kuşkusuz bu ittifakların cumhurbaşkanı adayını her parti kendi mi seçer, ortak aday mı belirler artık kendi kararlarıdır. Ama yapılan araştırmalara baktığımızda pandemi nedeniyle bilimsel güvenirlikli bir araştırma yapılmanın zor olduğu görülüyor. Ama hem oraya hem de sahaya baktığımızda bir sonraki seçimlerde Sayın Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın tekrar seçilmesi zor görünüyor. Artık aday mı yoksa politika mı değiştirirler kendi bilecekleri iş. Biz kendi işimize bakıyoruz. Top yekûn bir iktidar değişimi olmadan bu sorunların değişeceğini düşünmüyoruz. Sistem mutlaka değişmeli, parlamenter sistem gelmeli ama yeterli değil.

‘AKŞENER’İ TEBRİK EDİYORUM’

Karamollaoğlu: Bir sorunun çözümü için önce problemin varlığını kabul etmek gerekiyor. İkinci önemli husus ise ben bilirim demektir. Ben bilirim dediğiniz zaman uzman aramazsınız. O zaman hapı yutarsınız. Adalet çok önemli ama liyakat da onun kadar önemli. Ancak Cumhurbaşkanı her şeyin ehli olduğunu düşündüğü için ihtiyaç duymuyor, teşhiste bulamıyor. Türkiye’nin sorunları bu sistemle çözülemez. Üzüldüğümüz nokta iktidar Türkiye’nin bütün sorunlarına çözüm bulacağız derken hiçbir problemine çözüm bulamıyor. Siyasi partilerde elbette bir araya gelip görüşülecek ancak benim anlamadığım bir husus var o da iktidarın illa ki cumhur ittifakının adayı belirlenmesinin istenmesi. Daha fol yok yumurta yokken adayı belirleyeyim diyor. Çünkü önümüzde uzun zaman olacak onun canından bezdiririz diyor. Neden şimdiden belirliyoruz? Öyle bir çalışma dünyanın hiçbir yerinde yok. Diktatörlükler farklı. Bundan dolayı ben bu konuyu suni görüyorum. Onun iç in ben şahsen böyle bir arayışın içinde değilim. Cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen Akşener’i tebrik ediyorum. Kendisini de rahatladı takımı da.”