Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Mardin'de partisinin 4. Olağan Kızıltepe İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada "Eğer bu millet, yeri geldiğinde seçimlerde muhalefete yetki vermezse, daha doğrusu bugün muhalefette bulunan partilerden herhangi birisine yetki vermezse, onlardan icraat beklemeleri sadece hayal olur. İcraat için mutlaka ve mutlaka yetkiye ihtiyaç var” dedi.

Karamollaoğlu'nun mesajları şöyle: 

YAPALIM DA NASIL YAPACAĞIZ?

 İktidara gelmeden sözünü yaparız, nasıl çözeceğimiz konusundaki fikirlerimizi sizlerle paylaşırız ama icraat, ancak iktidar tarafından yapılır. Bazen muhalefeti tenkit ediyorlar, bizleri de; ‘Doğru dürüst bir şeyler yapın…' Yapalım da nasıl yapacağız? Eğer bu millet, yeri geldiğinde seçimlerde muhalefete yetki vermezse, daha doğrusu bugün muhalefette bulunan partilerden herhangi birisine yetki vermezse, onlardan icraat beklemeleri sadece hayal olur. İcraat için mutlaka ve mutlaka yetkiye ihtiyaç var.

DESTEK GELİRSE ÇÖZECEĞİZ

Şimdi sıkıntı çekiyoruz, yetmiyor bütçe. Bir de siz elinizdeki kaynakları israf etmenin yanında; yolsuzlukla, birilerinin kendi kasasına aktarmaya kalkarsanız o zaman karşılaştığınız manzarayı müspet istikamete çeviremezsiniz. Biz, aklımızı iyi kullanmakla mükellefiz. Ama bazen bunu yanlış anlayanlar oluyor… Beni bazen zorluyorlar, ‘Yahu nasıl düzelteceksiniz?'… Nasıl düzelteceğimizi biz söylüyoruz. Milletimizden, bu projeleri uygulamak için destek istiyoruz. Onlardan destek gelirse çözeceğiz. ‘Gelmezse ne yapacaksınız?'… Gelmezse ne yapacağız, hiçbir şey yapamayız.

KİMSE KUSURA BAKMASIN

Bazıları bunu sürçü lisan gibi gördü, aslında ben de söylemek istemezdim ama kimse kusura bakmasın… Bu millet nasılsa öyle yönetilir. Neyi tercih ediyorsa, kimi tercih ediyorsa o iş başına gelir. İş başına gelenden, oyu verip onu iş başına getirenler sorumludur. Hem iş başına getireceksin hem de şikayet edeceksin… Olmaz öyle şey ya. Nerede görülmüş bir şey? Daha iyisine layıksak, daha iyisini seçmek mecburiyetindeyiz.

BEN NE YAPAYIM ÖZGÜL AĞIRLIĞI

İltifat olsun diye bazen bana, ‘Efendim sizin özgül ağırlığınız fazla…' Ben ne yapayım özgül ağırlığı ya… Sen, ağırlığımızı artırabilmek için ver desteği, özgül ağırlığımız değil, ağırlığımız fazla olsun. ‘Yok ben onu yapamam…' O zaman kusura bakma, sen de bugünkü şartlara razı olacaksın.