Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Bugün zam mı yapılacak, döviz ne olacak, yatırımlar hangi hale gelecek, işsizliğin çözülmesi konusunda hangi kararlar alınacak, maalesef kimse bilmiyor. İktidarın politika ve karar değişiklikleri arasındaki açı farkı hep 180 derece" dedi. 

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. 

"EN BÜYÜK KÖTÜLÜK MİLLETİN PSİKOLOJİSİNİN BOZULMASI"

Karamollaoğlu, “Bu açıklanan model başarılı olmazsa; ortaya çıkacak mağduriyeti kim ödeyecek?” diye sordu. Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"Nass ne oldu? Bu ‘devlet destekli çifte faizin’ hükmü nedir? İktidardan bu sorunun cevabını vermesini istiyorum. Maalesef ‘Çoka çok gelir, azdan çok gider’ Bugünkü mantık budur; zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan anlayıştır bu.

Şu açık şekilde görülüyor ki bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağından haberdar olan bir avuç insan kâr ediyor. Bu korkunç bir şey. Bütün yanlışları bir kenara koyarsak en büyük kötülük milletin psikolojisinin bozulması, insanımızın dengesinin kaybolmasıdır maalesef.

Birileri dolar yükselirken de düşerken de kâr ederken; milletimiz hem yükselirken hem düşerken zarar etmeye devam ediyor. Daha düne kadar, ‘Faiz düşecek, nass var’ denildi, talimatlarla faiz indirildi.
Şimdi yüksek kur farkını bahane ederek adını faiz koymayıp destek diye isimlendirerek paradan para kazanma imkanını vermek ne ile izah edilebilir.

Hani Nass vardı? Ne yazık ki iktidar başarısızlıkları başkalarına yüklemekte, başarıyı da sadece kendi aldıkları kararlarda görmektedir ama zararı ve faturayı daima millete ödetiyor.

"BAŞARILAR SADECE KENDİLERİNE AİT"

Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildiğinde dolar 2,15'di, Başkanlık sistemine geçtiğimizde dolar 4,60 kuruştu. Hangi rakama göre başarıyı belirleyelim, siz karar verin? 2014 öncesi mi, 2014-2018 arası mı, 2018 sonrası mı, 2020 mi, yoksa şu 3-4 günlük dönem mi?

Sayın Erdoğan “Rezervler yükselirken ben Başbakan’dım, benim dönemimde bu başarıyı yakaladık. Ama erirken ben yoktum, Cumhurbaşkanı'ydım” diyor.

Buna iyi espri mi desek kötü espri mi desek bilemiyorum. Ne hikmetse ülkemizde ne kadar problem ve eksiklik varsa; bu, ya muhalefetin ya da dış güçlerin suçu. Kendileri çok masumlar ve başarılar ise sadece kendilerine ait.

İktidarın politika ve karar değişiklikleri arasındaki açı farkı hep 180 derece. İktidar kanadının yaptığı her açıklama ve aldığı her karar sonrasında herkes birbirine şaşkınlıkla şu iki soruyu soruyor; “E, ne oldu?” ve arkasından da “Tamam da ne olacak şimdi?” 20 yıl sonra dönüp dolaşıp geldiğimiz noktada; 2001 krizi günlerinin ve aynı gündemlerin adeta 2021 yılında tekerrür ettiğine şahit oluyoruz.

"HAYAT PAHALILIĞI, İŞSİZLİK, YÜKSEK ENFLASYON, GEÇİM SIKINTISI DEĞİŞMİYOR"

Bugün zam mı yapılacak, döviz ne olacak, yatırımlar hangi hale gelecek, işsizliğin çözülmesi konusunda hangi kararlar alınacak, maalesef kimse bilmiyor.

İnşallah Saadet Partisi iktidarında bu öngörülemez günleri birlikte aşacak, Türkiye’nin sağlıklı, kararlı ve kendinden emin bir şekilde yola devam edeceği günleri birlikte tesis edeceğiz.

Bugünlerde gittiğimiz ilçeler, şehirler değişiyor ama öncelikli konular hiç değişmiyor; hayat pahalılığı, işsizlik, yüksek enflasyon, geçim sıkıntısı ve daha da üzüntü vericisi öngörülemezlik. İktidarın politika ve karar değişiklikleri arasındaki açı farkı hep 180 derece!"