Ukrayna, Rus gemilerinden yapılacak çıkartmayı önlemek için Karadeniz kıyısında bulunan Odessa kentinde kıyılara mayın döşedi. Fırtına sonrası kopan mayınların Türkiye kıyılarına ulaşması tedirginliğe yol açtı.

Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanlığı, Boğaz’da görülen mayının imha edildiğini açıklamış, daha sonrasında ise İğneada açıklarında yeni bir mayın bulunduğunu duyurmuştu.

Sualtı Savunma Timlerince (SAS) yapılan çalışmalar sonucunda İğneada açıklarında tespit edilen mayın etkisiz hale getirildi.

Net bir rakam olmasa da Ukrayna’nın döşediği eski tip 420 mayının bulunduğu tahmin ediliyor. Ve bu durum hem Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler için hem de dünya ülkeleri açısından endişe yaratıyor.

Emekli Deniz Kurmay Albay Yrd. Doç. Dr. Bülent Şenses ve Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Yörük Işık, denizdeki mayınların Türkiye ve uluslararası toplum açısından olası risklerini euronews'ten Dilek Gül’e değerlendirdi.

Emekli Deniz Kurmay Albay Yrd. Doç. Dr. Bülent Şenses, Rusların Odessa'ya çıkarma yapmasını engellemek amacıyla mayınların Ukraynalılar tarafından döşendiğini söylüyor.

Uluslararası hukuka ve kurallara göre Ukrayna’nın nereyi temizleyip kirlettiğini söyleme zorunluluğu var fakat savaş nedeniyle bu bilgiyi paylaşması imkansız. Çünkü böyle bir durumda Ruslar mayınları tarar ve çıkarma kaçınılmaz olur.

''Bir kere bunlar Ukrayna mayınları, Ruslar çıkarma yapmasın diye atıyorlar. Ve bunlar Ukrayna’nın Odessa civarına döktüğü demirli mayınlar. Uzun zaman önce döktükleri tahmin ediliyor ama ikinci dünya savaşından sonra da o kanal içinde bulunan mayınların hepsini temizleyemediler. İki türlü mayın var, demirli mayın ve dip mayını. Dip mayınları ellibeş metreye kadar, demirli mayınlar ise daha derinlere atılır. Bu bizim gördüklerimiz demirli mayınlar. Bu savaş başlamadan yaklaşık altı gün önce Karadeniz’de Odessa suları civarında Kırım’ın batısında kalan sahada Rus donanması bir abluka sahası ilan etti.

Yani tam olarak ilan etmese de örtülü bir ablukaydı. Ve sonra tatbikat yapıp orayı kilitledi. Birinci ihtimal o günden sonra Ukraynalıların döktükleri mayınları taradılar. Dikkat ederseniz Rusların giremediği Karadeniz kıyısında sadece Ukrayna sahası kaldı, belli ki mayın taraması yapıyorlar. Ya tarayamadılar ya da tararken bazı mayınları kaçırdılar. Ve o mayınlar şimdi akıntıyla bize doğru geliyor. İkincisi Ukraynalılar dökerken teknik olarak telleri iyi saklayamamışlardır. Ya da bunların bazı yerleri paslandı ve atıldıktan sonra bu demirli mayınlar tellerinden koptu.''

400’den fazla mayının olduğu söyleniyor ama o kadar mayının kopmuş olması çok zor. Ve bu yaklaşma sularına dökülmüştür, Karadenizin tamamına dökülmedi. Yani ne kadar tehlike olursa olsun 40 mayının gelmesi gibi bir rakam yoktur.

Her ne kadar 400'den fazla mayının kopmuş olabileceği dillendirilse de Emekli Deniz Kurmay Albay Bülent Şenses, bunun imkansız olduğu görüşünde. Şenses'e göre kopan mayın sayısı maksimum on-onbeş arasında.

''400’den fazla olduğu söyleniyor ama o kadar mayının kopmuş olması çok zor. Ve bu yaklaşma sularına dökülmüştür, Karadenizin tamamına dökülmedi. Yani ne kadar tehlike olursa olsun 40 mayının gelmesi gibi bir rakam yoktur, sayı on-onbeş arasıdır. Bunlar yavaş yavaş bulunacak. Bununla yaşayacağız ama Deniz Kuvvetleri’nin oraya gönderdiği birliklerin de ne kadar yoğunlukta olduğunu biliyorum. Orada inanılmaz büyüklükte bir çalışma var. Şunu söylüyorum, dünyanın en iyileri orada. Biraz bekleyelim, askerler işini yapsın. Kirli bir saha varsa Ukraynalıların bunu deklare etmeyeceğini hepimizin kabul etmesi lazım. Çünkü savaş var. Bu gelenekseldir, Ukrayna çaresiz.''

Türkiye'nin mevcut çalışmalarını yeterli ve yerinde bulan Emekli Deniz Kurmay Albay Yrd. Doç. Dr. Bülent Şenses, sayının artması halinde Türkiye'nin olası koşulları değerlendireceğini ifade ediyor.

''İki mayını bulduk ama ilerleyen zamanlarda baktık ki sayı artıyor işte o zaman bir dakika denilir. Kimse de değer mi değmez mi sorusunu sormadan geçmez. Yani değmeyeceği zamanda dururlar. Ama şuan bu aşamada değiller. Boğazların kapatılması gibi bir tehlike görmüyorum açıkçası. Rus donanması o mayınların hepsinin tellerini kesse onbeşten fazla kaçmaz. Şu anda risk yönetildiğini herkes görmeli.''

Rusların bunu bilmelerine imkan yok eğer böyle bir sayı veriyorlarsa demek ki kendileri bırakmış. Bunu da geçtim böyle bir sayının kopmuş olmasına da imkan yok.

Uluslararası ilişkiler uzmanı ve aynı zamanda Rusya-Ukrayna çalışan Dr. Yörük Işık ise her ne kadar fiziksel olarak bulunan mayın sayısı fazla olmasa da büyük bir tehditle karşı karşıya kalındığı kanaatinde.

420 mayının koptuğuna dair olan iddiaları ise Rus propagandası olarak görüyor:

''420 mayın olduğu söyleniyor bence bu Rus propagandası. Rusların bunu bilmelerine imkan yok eğer böyle bir sayı veriyorlarsa demek ki kendileri bırakmış. Bunu da geçtim böyle bir sayının kopmuş olmasına da imkan yok. Bu giden mayınlar eski Sovyet tipi mayınlar. O yüzden çok sert hava koşullarında kopmuş olma ihtimali var ama kolay kolay kopacak bir durum da yok. Bu ihtimal de sıfır değil bir kaç tanesi kopmuş da olabilir. Ama bunun Rusya tarafından yayımlandıktan sonra ortaya çıkmış olması da şüpheli. Bu mayınların Karadeniz’e hukuksal olarak Ukrayna’yı zor durumda bırakmak için Rusya tarafından bırakılmış olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Romanya’da bulunan mayının üzerindeki yazılardan Ukrayna’ya ait olduğunu görüyoruz ama bunlar o kadar yeni ki.''

Rusya donanması bu mayınlama operasyonu nedeniyle çıkarma yapamayınca Ukrayna'ya karşı psikolojik haberler yaptırma savaşına girdiğine inanıyorum.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Yörük Işık'a göre Rusya, Ukrayna'nın bu mayınlarla savaş suçu işlediğine dair bir algı yaratma çabasında.

''Ukrayna Odessa limanını mayınladı, Rusya’nın operasyon yapmama sebebi de bu. Ama bu mayınların illa ki ordan kopup geldiğini düşünmüyorum. Rusya donanması bu mayınlama operasyonu nedeniyle çıkarma yapamayınca Ukrayna'ya karşı psikolojik haberler yaptırma savaşına girdiğine inanıyorum Kendisi savaş suçları işlediği için, Ukrayna’nın 1907 Lahey Anlaşması’nı bozduğuna dair hava yaratmak için bir hikaye uydurulduğuna inanıyorum. Ama bu görünen üzerinden bir değerlendirme.''

Konumu sebebiyle kopan mayınlar Türkiye'yi daha fazla tehdit etse de bütün uluslararası toplumun tehlikede olduğunu söylüyor Yörük Işık.

''Eğer daha fazla mayın ortaya çıkarsa Köstence Limanı trafiği durur. Ekonomi ve ticaret etkilenir.''

Bununla birlikte ticari ve ekonomik faaliyetlere de yansımasının olacağını ifade eden Işık, eğer daha fazla mayın çıkarsa örneğin Köstence Limanı'ndaki trafiğin duracağını belirtiyor.

''Gemileri geçen bütün şirketler ve onun taşıdığı bayraklar tehlike altında. Tabi mayın direkt olarak Boğaz’a girerse İstanbul’u etkileyen bir şey olabilir ama buradaki trafiği düşündüğümüz zaman bu mayınların hangi ülkenin gemisine zarar vereceğini bilemeyiz. Bununla birlikte bu durum İstanbul merkezli ve Karadeniz'deki balıkçılar için bir sorun. Ticaret duruyor. Bununla birlikte Rusya yaptırımlar nedeniyle kendisi zorlanınca, buradaki uluslararası operasyonu da israf edecek bir olay yaratmış olabilir. Eğer daha fazla mayın ortaya çıkarsa Köstence Limanı trafiği durur. Ekonomi ve ticaret etkilenir. Direkt olarak Türkiye olacak denilemez ama bütün gemiler ve dolaylı yoldan tüm ülkeler etkilenir.''

Türkiye NATO içinde bu mayınlara en hazır ülke. 11 tane mayın arama gemisi var ve hep hazır durumda.

NATO ülkeleri içinde mayın tehlikesine karşı en hazır ülkenin Türkiye olduğunu da sözlerine ekleyen Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Yörük Işık, aktif olarak Türkiye'nin adımlarının yerinde olduğunu aktarıyor.

''Türkiye bu mayınlara en hazır ülke NATO içinde. 11 tane mayın arama gemisi var ve hep hazır durumda. En hazırlıklı ülkelerden biri ve çalışmaları da görüyoruz gemilerinin. Aktif olarak Türkiye kendi savunması içinde üzerine düşeni yapıyor. Ama en profesyonel ekipler bile hava koşulları nedeniyle bunları bulmak da zorlanabilir. Şanssızlık olup da bir geminin mayına çarpma ihtimali var ve dikkatli olmak zorunda. Önemli bir tehdit ama derecesini söylemek için erken. Fakat Türkiye’nin şimdiki ilerleyişi doğru ve yerinde. Daha da ileriye giderse NATO’nun tatbikat gücünü ister. Bununla birlikte bu gemiler ve personelin aylarca çalışması imkansız, para da gerektiriyor. Ama olay büyürse uluslararası destek istenebilir.''