TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, dün kanun teklifinden çıkarılan "etki ajanlığı" düzenlemesiyle ilgili; "Bu kadar baskıcı, düşünmeyi suç sayan, iki kişinin yan yana gelmesiyle 'bir örgüt kuruldu' anlayışıyla müdahale eden iktidarın, temel hak ve özgürlükler ile Anayasa'ya istediği zaman uyan bir anlayışın elinde böyle bir mesele Türkiye'nin tamamının susturulması demektir. Türkiye'de iktidara, Saray'a muhalefet eden herkesin ajan olabileceği; tam otoriterliğin net bir şekilde ortaya konduğu ve artık bundan sonra düşünenin, konuşanın, eleştirenin ajan olabileceği ve çok ağır yaptırımlarla karşı karşıya gelebileceği bir süreci yaşayacağız" dedi.

TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, dün 23 maddeden oluşan Noterlik Yasa Teklifi’nden çıkarılan ve kamuoyunda "etki ajanlığı" düzenlemesi olarak nitelendirilen, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" bölümüne, "Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" başlığıyla yeni suç tanımı ekleyen 16’ncı madde ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Etki ajanlığı düzenlemesinin daha önce 9. yargı paketi içinde yer aldığı, sonra bu paketten çıkarıldığını anlatan Biçer Karaca, düzenlemenin uygulamaya geçmesi halinde muhalefetin üzerinde kurulacak baskılara ilişkin örnekler verdi. Gürcistan ve Rusya gibi ülkelerde daha önce uygulamaya konan etki ajanlığı düzenlemeleriyle Türkiye'de uygulamaya konmak istenen düzenlemeyi karşılaştıran Biçer Karaca, muhalefet olarak düzenlemenin yasalaşmaması için ellerinden geleni yapacaklarının altını çizdi. "Türkiye bu NATO'yu karşısına almak istemiyor ve o oylama geçene kadar bir zaman kazanılmış oldu" Biçer Karaca'nın ANKA Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirme şöyle: "Etki ajanlığı meselesi 9. Yargı Paketi içinde düzenlenmişti ve o dönemde hem özellik kadının soyadı meselesi ve etki ajanlı meselesi iktidarla muhalefet arasındaki diyalog zemini geliştirilerek 9. Yargı Paketi'nden çıkartılmıştı. Biz tabii yeni yeni anlıyoruz neden çıkartıldığını. NATO'nun Gürcistan'ın etki ajanlığı düzenlemesine ilişkin oylaması var ve Türkiye bu oylamada NATO'yu karşısına almak istemiyor ve o oylama geçene kadar bir zaman kazanılmış oldu.

"STK'lar yurt dışı fonlarından kaynakla burada çalışma yürüttüğü için etki ajanı olacak"

Almanya'da STK'lerden, milletvekillerine aşırı sağcı AfD'nin yasaklanmasına yönelik önergeyi desteklemeleri çağrısı Almanya'da STK'lerden, milletvekillerine aşırı sağcı AfD'nin yasaklanmasına yönelik önergeyi desteklemeleri çağrısı

Dün Denizli'deki yangında kullanılan helikopterlerle ilgili konuşmuştum. O helikopterler, Rusya'dan gelen helikopterler.  Etki ajanlığı teklifi yürürlüğe girerse ben yaptığım bu açıklamaya 'etki ajanı' olacağım, suç teşkil edecek. Milletvekilliğim bittikten sonra kürsüden, basına verdiğim açıklamalarımla etki ajanı olarak hakkımda bir fezleke düzenlenecek, milletvekilliğim bittikten sonra yargılanacağım. Bunu sizlerle birlikte değerlendirdiğim için sizler de etki ajanlığına iştirak etmiş olacaksınız. Bunu birlikte yaptığımız için ağırlaştırılmış bir cezaya muhatap olacağız. Hak temelli mücadele verenler için de benzer şey geçerli. Yurt dışından, örneğin yeşil iklim fonlarından destek alarak Türkiye'de çevre hakları mücadelesi veren STK'lar var. STK'lar bu fonlardan kaynakla burada çalışma yürüttüğü için etki ajanı olacak. Yabancı haber ajanslarının çalışanları da etki ajanı olacak.

"Gürcistan örneği bizimkinden daha hafif"

Gürcistan örneği bizimkinden daha hafif. En azından Gürcistan'da etki ajanlığının sınırları keskin çizgilerle objektif olarak belirlenmiş ama bu kanun teklifinde yoruma açık, sınır yok, neyin etki ajanlığı olacağı somut olarak belirlenmiş değil. En iyi kanunlar kötü uygulayıcının elinde en kötü kanun olur, en kötü kanunlar iyi uygulayıcının elinde iyi kanun haline dönüşür. Bu kadar baskıcı, düşünmeyi suç sayan, iki kişinin yan yana gelmesiyle bir örgüt kuruldu anlayışıyla müdahale eden iktidarın, temel hak ve özgürlükler ile Anayasa'ya istediği zaman uyan bir anlayışın elinde böyle bir mesele Türkiye'nin tamamının susturulması demektir. Türkiye'de iktidara, saraya muhalefet eden herkesin ajan olabileceği; tam otoriterliğin net bir şekilde ortaya konduğu ve artık bundan sonra düşünenin, konuşanın, eleştirenin ajan olabileceği ve çok ağır yaptırımlarla karşı karşıya gelebileceği bir süreci yaşayacağız.

"Temel hak ve özgürlükler anlamında daha olumlu baktığını ifade eden iktidarın da bir sınavıdır bu"

Bu madde asla ve asla yürürlüğe girmemelidir. CHP olarak bu konudaki direncimiz çok net bir şekilde ifade edilmiştir. Diğer muhalefet partileri de benzer itirazlarını gündeme getirdiler. Yaptığımız çalışmalarda da gördük ki dünyanın hiçbir yerinde bu etki ajanlığının Türkiye'deki gibi bir eşi ve benzeri yok. Artık temel hak ve özgürlükler anlamında daha olumlu baktığını ifade eden iktidarın da bir sınavıdır bu. Buna muhalefet direnecektir. Eğer her şeye rağmen bu kanun yürürlüğe girerse Anayasa Mahkemesi de bu özgürlüklere, Anayasa'ya müdahale anlamında gereken kararı verecektir."

Kaynak: rss