11 Ocak 2016 tarihinde, Türkiye’den 89 üniversiteden 1128 akademisyen ve araştırmacının imzasıyla, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiri yayınlandı.
Kanun Hükmünde Kararname'ler (KHK) ile Barış İçin Akademisyenlerden "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisini imzalayan 312 akademisyen görevlerinden uzaklaştırıldı.
Barış bildirisine imza atsın veya atmasın, toplamda Kanun Hükmünde Kararname'lerin (KHK) beşi ile 112 üniversiteden toplam 4811 akademisyen ihraç edilmiş, bu akademisyenlerden 58'i başka bir KHK ile göreveiade işlemi yapılmıştı.
23 Şubat’ta, doktorasını başarıyla bitiren, Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü'nde çalışan akademisyen Mehmet Fatih Traş’ınintihar ettiği haberi duyuldu. Mehmet Fatih Traş, doktor unvanını alır almaz, "Bu Suça Ortak Olmayacağız"bildirisinin imzacı olması nedeniyle işten atılmıştı. (1)
Bu haberden 5 gün sonra, 28 Şubat’ta, Ordu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde görev yapan Yardımcı Doçent Mustafa Sadık Akdağ intihar ettiği haberi geldi. Akdağ bir süre önce Ordu İl Emniyet Müdürlüğünce, FETÖ soruşturması kapsamında 24 saat gözaltında tutulmuştu.
İntihar notunda, “Ölümünden kimse sorumlu değildir. Bana bir suç atıldı. Bu suçu bana atanları Allah’a havale ediyorum” diyordu. (2)
Aynı gün CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, Mecliste, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, 15 Temmuz darbesi sonrası kaç kişinin, hakkında açılan soruşturma, görevden ihraç edilme gibi nedenlerle intihar ettiğini soruyordu!
Son günlerde arka arkaya yaşanan intiharları görüpözellikle de nedenlerini öğrenince, 15 Temmuz sonrası yaşanan intiharlara bakma ihtiyacı duydum.
15 Temmuz öncesinde de ekonomik sıkıntılar nedeniyle yaşamlarına son veren insan sayısında artış vardı. Uzun süre iş bulamayan, mesleği/diploması olduğu halde atanamayan, Sürgün yaşayan, Cinsel istismar nedeniyle işinden ayrılan, borçlarını ödeyemeyen işçiler ile sıkıntılar nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kalan iş yeri sahiplerinin intihar vakalarında daha önceki yıllara göre artış var.
Hatta, Adalet Arayana Destek grubunun kolektif olarak hazırladığı İş Cinayetleri Almanağı’nın 2016 yıllığında, “işyeri intiharları başlıklı bölüm açılmış. (3)
Burcu Karataş, bir yazısında bu anlamdaki vakalardan yirmiye yakın örnek de sunmuş. (4)
15 Temmuz sonrasında, özellikle de KHK vasıtasıyla işten çıkarma, soruşturma ve gözaltı sonucu ekonomik çıkmazlara, psikolojik bunalımlara girenler içerisinde kendi yaşamlarına son veren insan sayısı da küçümsenmeyecek kadar çok.
13 Ekim 2016 tarihinde Adıyaman cezaevinde gardiyan olan 31 yaşındaki Ever Ş., FETÖ soruşturması kapsamında açığa alındığı için, (5)
11 Ekim’de Toroslar Müftülüğü'ne bağlı Zeytinli Bahçe Camii'nin imamı 53 yaşındaki Hasan Taştan, Mersin’de öğretmen olan oğlunun FETÖ soruşturması kapsamında işten çıkarılması nedeniyle, (6)
FETÖ soruşturması nedeniyle Eskişehir Emniyet Müdürlüğünde gözaltında tutulan, Eskişehir 1. Ana Jet Üssü Komutanlığında görevli Astsubay Kıdemli Başçavuş Ö.I. (39), nezaretteyken, tuvaletteki temizlik maddelerini içerek, (7)
Yaşamlarına son veriyorlar.
Yaşamlarına son verenler sadece FETÖ soruşturmasına uğrayanlar ve bu nedenlerle işten çıkartılanlarla sınırlı değil.
Soruşturmaya uğrayanlar veya bu nedenle işten atılanların eşleri de intihar girişiminde bulunanlar arasında.
Denizli’de ‘FETÖ/PDY’ soruşturması kapsamında gözaltına alınan işadamı M.G.’nin eşi 42 yaşındaki Sevim G., 16 Ağustos’ta boğazını bıçakla keserek,
26 Ağustos’ta Burdur'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında cumhuriyet savcısı Ümit Ünal'ın tutuklanmasının ardından eşi Medine Ünal, ilaç içerek intihar girişiminde bulunan mağdur yakınlarından sadece ikisi.
Can Bursalı’nın 13 Ekim 2016 tarihli T24’deki yazısında bu konuda birçok örnek vererek konuyu daha geniş olarak işlemiş. (8)
İntihar vakalarının bir kısmı, özellikle de tanıkların önünde gerçekleştiğinden dolayı şüphe bırakmayacak kadar intihar olduğu kesinken, bir kısmı için şüpheler devam ediyor.
Bianet’te 16 Kasım tarihli haberde, bu konu işleniyor, “Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Dr. Tur Yıldız Biçer, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada 15 Temmuz tarihinden sonra basına yansıyan cezaevlerindeki intihar iddialarını Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a” sorduğu vurgulanıyordu. (9)
Özellikle cezaevlerinde ve gözaltına alınmak isterken yaşanan intihar vakaları, yeterli soruşturma veya inceleme yapılmadığı için şüpheli konumdalar. Yine Bianet’in 11 Ekim tarihli Ekin Karaca imzalı haberinde de bu konu derinlemesine işlenmiş. (10)
15 Temmuz darbesinin hemen sonrasında, 16 Temmuz’da, hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesince, birkaç saat içerisinde müfettiş raporları okunarak! nasıl hazırlandığı belli olmayan listeyle, 2.204 Hakim ve savcının işten çıkarılmasıyla başlayan, daha sonra başta ordu, üniversite ve eğitim kurumları olmak üzere tüm devlet kurumlarında yoğun bir tasfiyeye dönüşen işten çıkartmalar yüz bini aşmış durumda.
KHK ile yapılan, yargılanma süreci yaşanmadan verilmiş hüküm niteliğindeki işten çıkartmaların hukuksuzluğu, önümüzdeki süreç içerisinde büyük sorunlar getireceğini rahatlıkla söyleyebiliriz ki intihar vakalarının artması, getireceği sorunlardan sadece küçük bir kısmı.
Her biri ayrı bir yaşam hikâyesine sahip olan intiharların sorumluluğunu üstlenebilecek bir makam ise ne yazık ki yok.
İşten çıkarma listelerini hazırlayanlar, listelerin hazırlanması için istihbarat verenler veya ihbar edenler, işten çıkarma operasyonlarında baştan sona zincirin halkasında olanların tamamı, kendileri kabul etmeseler de bu yaşam kayıplarının sorumlularıdır.
Bu tür ölümlerin daha fazlası yaşanmadan, sorunlarınhayırlısıyla çözülmesi dileğimiz, isteğimiz ve umudumuzdur…
1.http://bianet.org/bianet/toplum/183975-egitim-sen-akademisyen-mehmet-fatih-tiras-intihar-etti
4.http://journo.com.tr/munzur-baraj-degil-mucadele
5.http://www.birgun.net/haber-detay/feto-den-aciga-alinan-gardiyan-intihar-etti-131285.html
6.http://www.dha.com.tr/oglu-fetoden-tutuklanan-imam-intihar-etti_1348395.html
10.http://bianet.org/bianet/insan-haklari/179518-15-temmuz-dan-bu-yana-intihar-iddialari?bia_source=rss
