İşte bunlar bizim geleneklerimiz deyip hiç sorgulamıyoruz. Gelenekler toplumsal hafızanın, zihniyetin yaşam ortaklığının geçmişten günümüze gelen davranışlarının toplamıdır. Bu davranışların hem yaptırımı vardır hem de hiç sorgulanmadan kuşaktan kuşağa aktarılır. Kadınların bu gelenekler içerisindeki yerine bakarsak ve bu geleneklerin nereden doğduğunun altını kazarsak içerisinden korkunç bir aşağılama çıkıyor. Kısaca kadınlar geleneksel olarak aşağılanıyor.

 

En başta sünnet düğünleri

Sünnetin yapılıp yapılmaması konumuz değil, burada tamamen sünnet sonrası yapılan düğün ve şölenler konumuz. Oğlunuzun sünnet düğününde göbek atıyorsunuz, sünnetini kutluyorsunuz hatta heyyy çocuğumuz erkek oldu diye eş, dost, akrabayı da buna alet ediyorsunuz. Sünnette sünnet çocuğunun kız akranları ‘erkek olmak daha iyi bir şey herhalde’ diye düşünüyor. Sünnet çocuğunun kız kuzenleri herkese ‘anne ne oldu da onun için eğleniyor herkes?’ sorusunu soruyor. Bi de sünnet şölenlerine bir yatak konuyor, sünnet çocuklarına padişah kıyafeti giydiriliyor. Bunu hala sorgulamayıp yapanlara şaşıyorum artık. Sünnet bir gereklilik olabilir sağlık açısından veya din açısından ancak bunun ‘erkekliğe adım attı oğlumuz. Yupiiieee’ diye bir coşku seline çevirmek de ne oluyor. Erkeği ve erkekliği yücelten, kız çocuklarının kendilerini değersiz hissetmelerini sağlayan bu şölenleri artık paraya ihtiyacı olan kesimler para toplamak için veya orta-üst sınıf aileler de gösteriş için yapıyor şu sıralar. Bir de sünnet düğünü arabalarına ‘hey kızlar erkek oldum’, ‘geliyorum kızlar’ gibi tecavüzü andıran naraların atılması da cidden korkunç. Ha kızlarınız regl olduğunda da düğünle kızımız kadınlığa adım attı diye şölen yapacaksınız tamam o zaman. Hem kızların kadınlığa attığı adımı kutlayalım hem de oğlanların erkekliğe adım attığı dönemi kutlayalım, o zaman eşitlikçi bir tutum sergilemiş oluruz. Yoksa bu geleneğin tamamen bırakılması kadın erkek eşitliği açısından önemlidir.

 

Evlilik Ritüellerinde kadının geleneksel olarak aşağılanması

İki kişinin evlenmesi uygun görülüyor. (VAKAD’ın verilerine göre kadınların %42’si görücü usulü ile evleniyor.) Kadın ve erkeği birbirleri ile tanıştırıyorlar. Kadın için erkeğe ‘güzeldir, uyumludur, hamarattır, namusludur sen gel bu kızı ‘al’’ deniyor. ‘Kız almak’ da çok rencide edici bir terim zaten. Bakkaldan peynir almakla veya hayvan pazarından hayvan almakla aynı anlamı içeriyor. Hatta yaşlı erkeklerden ‘ben bu kadını aldım alırken de şu kadar para verdim veya bu kadar hayvan verdim karşılığında’ söylemleri duymuşsunuzdur. Erkek için kadına ‘şurada çalışıyor, ailesi iyidir ama ailesinden ayrı ev tutacak kadar durumu iyidir’ gibi sözler söyleniyor. Velhasıl Evlilik kurumuna bir alıp-verme mantığı ile giriliyor. Kadının namusu babadan-kocaya geçiyor. Artık namus kocada olunca, evlenirken erkeğe söylenen özelliklerden biri erkeğin gözünde azalınca kadını kabre gönderecek kişi de koca oluyor. Ama erkek için söylenenler doğru olmasa kadın ‘kader’ deyip çekiyor. Tamamen tek taraflı bir Pazar mantığı. Erkek piyasası tekelleşmiş. Ama ‘kadını aldığında’ çürük çıkarsa (bakire olmadığını düşündükleri kadınlar için ‘çürük’ derler zaten) öldür.

Diyelim iki taraf birbirini beğendi. ‘kız isteme’ seansı bitti. Sıra evlilik töreni ve ev kurma işine geldi. Düğünde kadınlara kırmızı kurdele takılır ve kurdeleyi erkek kardeş takar. ‘Namus düşkünü’ erkek kardeş kız kardeşini kırmızı kurdele ile paketler ve gelin arabasına bindirir (kargo süreci). Bazı yörelerde gelin arabası özellikle mezarlık önünden geçer ve geline eğer bana uymazsan yerin bu kabristandır mesajı verilir.

Gece boyunca herkes eğlenir düğünde. Gelin damat artık sevişebilir. Yooo kadın için en büyük sınav burada verilecektir daha. Kadın eğer bakire ise herkes özellikle gelinin annesi (çünkü gelinin ‘püri pak’ olması annenin anneliğinin teraziye bindiği andır) huzurla uyur. Sünneti şölenle kutlanan ve ‘erkek oldum çekilin kızlar’ diye yazan padişah kıyafetli sünnet çocuğu büyürken orada burada yatacak kadın ararken evleneceği kadının sadece onunla cinsellik yaşadığına ve erkeğin cinsel performansına gölge getirecek lafların da edilmeyeceğine de emin olunca o da gönül rahatlığı ile uyur. Fetih bitmiştir. Sıra köleliğe gelebilir. Ha eğer işler yolunda gitmezse zaten biliyorsunuz. Rezalet!

Unutmadan.. Evlilik öncesi kadın çeyiz düzer. Konu komşu davet edilir ki herkes kızın çeyizini görsün. Burada ‘bakın kızım ne hamarat, kızımı kaçıranlar utansın’ mesajı verilir ve tabii gelinin annesi de ‘ben böyle kız büyüttüm işte’ diye havasını atar. Evi oğlan tarafı, kız tarafı birlikte düzerler. Kadının ev eşyalarından mutfak ve yatak odası alması en eski geleneklerdendir. Neden kadın yatak odası ve mutfak malzemesi alır? Dedim ya, kölelik başladı. Kadın kocasının midesine ve bedenine çalışır. Kadının mutfakta ve yatak odasında işi başlıyor artık.

Bunlar gibi kadının aşağılandığı, rencide edildiği o kadar çok gelenek var ki bunlar kuşaktan kuşağa aktarılıyor ve kökeni sorgulanmıyor.

 

Haydi sünnet şölenleri yapmayalım (gerçi büyük şehirlerde artık para toplamak için ve gösteriş için yapılıyor), düğünümüzde kırmızı kurdeleye karşı gelelim, kullandığımız dile dikkat edelim, evlilik kurumunun bu tabiiyet meselesine kafa yoralım. Madem evliliğe kafa tutamıyoruz.

 

Kadını rencide eden bazı kelimeler ve yerlerine koyabileceklerimiz

Bekaret: Bekâr ve et birleşiminden oluşan bir kelimedir ve kadın burada et olarak yer alır. Bu kelimeyi terminolojimizden çıkarmamız lazım.

Kızlık zarı veya bekaret zarı: Bu bir organ adıdır. Tıbbi adı ‘himen’dir. Himen’i kullanmak gerekir.

Kız almak: Bu terimi de terminolojimizden çıkaralım. Evlenecek kişilerin aileleri tanışacak. Evleneceğim kişinin ailesi ile tanışmaya, görüşmeye gidiyoruz gibi cümleler kurulabilir.

Kız vermek: Bunun yerine ‘Kızım/ kardeşim/ yeğenim evlendi’ gibi cümleler kurulabilir.

Kızken: Çok duyuyorum kadınlar konuşurken, şöyle başlayabiliyor cümleye ‘Ben kızken’. Bunun yerine ben gençken, ben 12 yaşımdayken gibi. Yani kız ve kadın olmak bir milat mıdır?

Kız oğlan kız evlenmek: Bazı kadınlar kocaları ile kavga ederken ‘Ben seninle kız oğlan kız evlendim’ diye saçma sapan bir cümle kurarlar. Kurulmamalı.

Kızlık Soyadı: Zaten feministlerin zorlamaları ve çalışmaları ile bu dönüşüyor. Evlenmeden önceki soyadı yerine kullanılmaya başladı.

Bayan: Çok sık kullanılıyor maalesef. Bayan bir hitap şeklidir, cinsiyetimizin adı kadın’dır. ‘Kadın’ kullanmak lazım. Bayan sözü çok kaba.