Türkiye'de, bu yılın geride kalan 10 ayında 240 kadının 'erkek şiddeti' kurbanı olarak can verdiği açıklandı. Bu durum, neredeyse her gün 1 kadının, bir erkek tarafından öldürüldüğü anlamına geliyor.

Kırıkkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Aylin Yurdakul, Türkiye 'de 2014 yılının başından bugüne kadar 240 kadının erkek şiddeti nedeniyle öldüğünü açıkladı.

Yurdakul, çok sayıda kadının iş yerlerinde, evinde, sokakta erkek şiddetine farklı biçimlerde maruz kaldığını, çocuk istismarının da korkunç boyutlara ulaştığını söyledi.

25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle açıklama yapan Aylin Yurdakul, kadına yönelik şiddetin, kadının bedeni, kimliği ve emeği üzerindeki baskının her geçen gün artmakta olduğunu söyledi.

radikal.com.tr’nin paylaştığı habere göre Yurdakul, şöyle konuştu:

“Dünyanın birçok yerinde işgaller ve ambargolar nedeniyle yüz binlerce kadın ve çocuk katledilmektedir. 2014 yılının başından bu yana ülkemizde 240 kadın, erkek şiddeti ile öldürülmüş, çok sayıda kadın işyerlerinde, evlerinde, sokaklarda erkek şiddetinin farklı biçimlerine maruz kalmıştır. Çocuk istismarı son derece korkunç boyutlara ulaşmış ve nefret cinayetleri yaygınlaşmıştır. Namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence medyada magazinleştirilerek sunulmaktadır. Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanarak, fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hak edip etmediği tartışılarak, kurbanlar suçlanmaktadır. Soma'da verdiğimiz kayıpların acısını dindirmek mümkün değilken, Şırnak'tan, İstanbul 'dan, Ermenek'ten, Isparta'dan ve birçok yerden benzer haberler gelmeye devam etmekte ve bu meydana gelen felaketler kadınları ve çocukları doğrudan etkilemekte, işçi güvenliğine ilişkin denetimlerin gerektiği gibi yapılması önem arz etmektedir."

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER HAYATA GEÇİRİLMELİ

Yurdakul, kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasının öncelikle devletin ve siyasal iktidarların ilgili tüm kuramlarıyla sorumluluk üstlenmesi gerektiği belirtti. Yurdakul, ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşlarla işbirliği yapılarak, yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için gerekli sosyal politikaların yaşama geçirilmesi ile mümkün olacağını belirtti.

Yurdakul, "Kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası tüm sözleşmelerin de referans alınması gerekmektedir. CEDAW Sözleşmesi ile son olarak 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen 'Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ne aykırı yasal düzenleme ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Bu güne dek imzalanmış olan tüm uluslararası sözleşmelerin yaşama geçirilmesinin sağlanması, olumlu yöndeki çağdaş hukuksal düzenlemelerin yaşama geçirilmesi son derece önemlidir" diye konuştu.