Dün sosyal medyada, "Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde okuyan bir kadın" imzasıyla, taciz, tehdit ve şiddet olayları teşhir edildi ve yazıyı kaleme alan kadın bir çağrıda bulundu. ODTÜ'de geçtiğimiz günlerde de buna benzer olaylar yaşanmış; üniversitede gene taciz, şantaj ve tecavüz haberleri gündeme gelmişti. 

"ODTÜ'lü bir kadın" imzasıyla sosyal medyada yayımlanan yazıyı, biz de burada yayımlıyoruz.

ODTÜ'LÜ BİR KADIN'IN ÇAĞRI YAZISI

"Ben ODTÜ’de okuyan bir kadın olarak, ODTÜ’de okuyan bir adam tarafından 1,5 yıldır taciz ve tehdit ediliyorum. Bu topraklarda yaşayan bir kadın olarak; taciz ve tehditlerin, tecavüz ve öldürümlere dönüşmeden sesimi sadece bir azınlığın duyacağının farkındayım. Aldığım ölüm ve tecavüz tehditleri yüzünden herhangi resmi bir kuruma başvurmayı da, sokak ortasında tecavüze uğrayan ve devlet korumasındayken öldürülen kadın istatistiklerinin güncelliğini bile takip edemez durumda olduğum için reddediyorum.

ODTÜ’de okuyan bu adam, her an her yerde bana tecavüz edip, öldürebileceğinin garantisini verebiliyorken, kampüs sınırları içinde ve dışında rahatça dolaşabiliyor ve her an aynı şiddete maruz bırakabileceği kadınlarla ilişki kurmaya devam ediyor.

Maruz kaldığım şiddetin salt bir adam tarafından üretilmediğinin, kalabalıklar tarafından beslendiğinin farkındayım. Yapılan her tacizin, insanın tüm hayatı boyunca gerçekleştirdiği eylemlerinin hepsi gibi politik olduğunun, tacizciye ve tacize sessiz kalanların anlık hatalar yapmadığının, onların politik ve dolayısıyla da etik olarak suçlu olduklarını biliyorum.

Ben tacize uğrayan bir kadın olarak üzgün değilim, ağlamıyorum ve korkmuyorum. Çünkü tüm bunlar beni mağdur yapar. Mağduriyeti kabul etmekse, beni sorumlu yapar. Oysa ki; ben maruz kaldığım şiddetin bir parçası ve sorumlusu değilim. Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğliyorum ve tüm kadınları daha da öfkelenip direnişlerini yükseltmeye çağırıyorum." (Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde okuyan bir kadın) / (BA)