Türkiye’de faaliyet yürüten 310 Roman derneğinden biri olan Sıfır Ayrımcılık Derneği, 2009 yılından bu yana faaliyet yürütüyor.

Derneğin diğer Roman derneklerinden farkı ise yönetim kurulu başkanının kadın olması. 310 Roman derneği içinde, “Başkan” statüsünde olan tek kadın olarak bilinen Elmas Arus; Romanları, medyanın Romanlara yönelik kullandığı dili ve Roman dernekleri içinde yönetim kurulu başkanı statüsünde tek kadın olarak yürüttüğü mücadeleyi anlattı.

KADINDAN BAHSETMEK GÜÇ

Roman mücadelesindeki son 5 yıllık dernekleşme sürecinde kadınların aktif olmadığını belirten Arus, “Mahallesinde sorun yaşayan kadın, bütün Romanların yaşadığı ayrımcı pratiklerin, yoksulluğun temel hedefi kadın.

Buna rağmen ortak mücadelede kadının adı yok. Çok sıkıntılı ve enteresan bir durum” diye konuştu.

Kendisinin başkanlık ettiği derneğin çoğunluğunun kadınlar tarafından oluştuğunu kaydeden Arus, erkek dilinin kullanıldığı bir alanda erkek dilini konuşmadan mücadele etmenin zor olduğuna değindi.

MÜCADELE ERKEKLEŞTİRİYOR

Dernek ve benzeri kurumların içerisinde mücadele edenlerin de eril bir yaşam sürdürdüklerini kaydeden Arus, “Örneğin dernek içinde herkes birbirine, ‘başkanım’ diye hitap eder, erkek olmalarından kaynaklı. Ama bana seslendiklerinde ‘Elmas kız’ diyorlar.

Yani başkanlığı bana layık görmüyorlar. Bu söylem, ifade şekli bile kadına bakış açısının nasıl olduğunu gösteriyor” dedi.

Roman erkeklerin mücadele ettikleri alanları erkekleştirmeye çalıştıklarını, kadınları ise bu alanlara “layık” görmediklerinin altını çizen Arus, düşüncesini olumlayan bir olayı aktardı: “İsmini paylaşmak istemediğim bir federasyon başkanına, ailesinden kadınların da dernek içinde mücadele etmesi gerektiğini söylediğimde bana ‘Bu kadar erkeğin olduğu ahlaksız bir ortamın içinde kızımın olmasına müsade etmem.

 Kızıma karşı küçük de olsa olumsuz bir cümle kullanılsa ben o cümleyi kullananı öldürürüm!’ dedi. Her şeyden önce erkeklerin bu tür söylemlerini değiştirmesi gerekiyor. Bu da kadının bu tür yapılarda daha fazla yer alması ile mümkün.”

KADINLARIN SESSİZ DESTEKLERİ

Arus, çalışma yürüttüğü mahallerdeki kadınların yaklaşımına değinirken ise şunları söyledi: “Kadınların çığlıkları çok sessiz. Sessizce, beni odaya çekerek söylüyorlar sorunlarını, erkeğin duymasını istemiyorlar.

Bir kadın başkan görmekten mutlu olduklarını söylüyorlar ve beni en çok umutlandıran ise kendileri için mücadele etmekte geç kaldıklarını düşünmelerine rağmen, ‘Ama çocuklarımız belki senin yaptıklarını yaparlar’ diyorlar. Fakat illa dernekleşecekler diye bir şey yok.

Kendi sokaklarında, evlerinde bile eşlerini, kayınvalidelerini aşabilseler bile inanın ki değişim çok büyük olacak.”

MEDYANIN ETKİSİ BÜYÜK

Arus, Roman kadınlar için toplumun genel kabullerine ve özellikle de bu kabullerin oluşmasında medyanın da etkisine işaret etti.

 İki yıl önce aldığı Raoul Wallenberg İnsan Hakları Ödülü’nün medyada işlenme biçimine ilişkin konuşan Arus, “Medyanın ertesi gün kullandığı dil şuydu: ‘Ödüllü çingene kızı’, ‘Roman kızı büyük bir ödül aldı’, ‘Roman asıllı Türk yönetmen Elmas Arus ödül aldı.’ Kimse benim yaptığım işe değer verip yaptığım iş ile ilgili bir cümle kurmadı. Ana akım medya için Roman kadın imgesi göbek atan, akılsız, hafif meşrep. Dilin amacı sadece reyting” şeklinde konuştu.

KADINLARIN TEMASI ÖNEMLİ

Arus, Roman mücadelesi içinde kadının varlığından söz etmenin zor olduğunu, fakat yine de umutlu olduğunu belirtiyor.

Roman kadınların ilerleyen süreçte daha bilinçli olacağına değinen Arus, devamla şöyle konuştu: “Sadece Roman kadınlar için değil, hepimizin, ırkı ne olursa olsun bütün kadınların özgürleşmesi için birbirimize daha çok temas etmemiz lazım.” (JINHA)