25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”nde Malatya Demokratik Kadın Platformu Emeksiz üst kavşağında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda kadın ve erkeğin katıldığı eyleme meşalelerle katılan kadınlar, kadına yönelik şiddetin durdurulmasını istedi.

Demokratik Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Canan İşlek "Erkek-Devlet şiddetiyle katlediliyoruz" derken her gün yaklaşık 5 kadının katledildiğini belirtti. Kadınların babaları, kocaları, sevgilileri ve en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete maruz kaldığını; yüzlerce kadın ve kız çocuğunun tecavüze ve cinsel istismara maruz kaldığını sözlerine ekleyen Canan İşlek kadınlara yönelik gelişen şiddetin ise politik bir olgu olduğunu belirtti.



HAKSIZ TAHRİK, İYİ HAL, AŞIRI SEVGİ, SAYGIN TUTUM

"Yaşamın her alanında erkek-devlet şiddetiyle yüz yüze kalıyoruz" diyen İşlek, kendilerini korumak için meşru müdafaa haklarını kullanan kadınlara verilen cezaların erkek yargı sistemi tarafından az bulunduğunu ancak kadınları katleden erkeklere verilen cezaların ise ''haksız tahrik, iyi hal, aşırı sevgi ve saygın tutum'' gibi gerekçelerle indirime gittiğini belirtti.

Basın açıklaması sırasında sık sık "anaların gözyaşı, katilleri boğacak”, “kadına yönelik şiddet politiktir”, “Erkek vuruyor devlet koruyor" sloganları atılırken Canan İşlek basın açıklamasını şu şekilde sürdürdü;

"Savaşa karşı barışı ve yaşamı savunmaya devam edeceğiz! Kürt illerinde devreye konulan OHAL uygulamalarıyla, Kürt sorununun çözümünde yeniden çatışma ve şiddetin dayatıldığı haziran ayından bu yana yüzlerce insan hayatını kaybetmiş, binlerce kişi gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Annesinin, cansız bedenini buzlarla kucağında sakladığı Cemile, Sur'da keskin nişancıların başından vurarak katlettiği 12 yaşındaki Helin, “galoş giyin” dediği için polislerce katledilen Dilek, Nusaybin'de kapısının önünde vurulan Selamet, ölü bedenleri kokmasın diye buzdolabında saklanan 35 günlük bebekler savaşın en acımasız yüzünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

Savaş kadına yönelik en pervasız şiddettir. Savaş ve baskıya karşı direnen, barış için mücadele eden kadınlara karşı en acımasız şiddet biçimleri devreye sokuluyor. Gözaltında cinsel işkenceler yapılarak, ölü ve çıplak bedenleri teşhir edilerek kadınlar üzerinde korku hegemonyası oluşturmak isteyenlere cevabımız şudur: inadına barış, inadına eşitlik, inadına direniş! Saray ve AKP tarafından desteklendiği ayan beyan ortaya çıkan IŞİD vahşetinin boyutları günden güne büyüyerek derinleşmektedir. Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da sonra Beyrut ve Paris’teki katliamlar Sincar’da ortaya çıkan Ezidi kadınlara ait bir toplu mezar yürütülen kirli savaş politikalarının sonucudur. Biz kadınlar; diktatörlüğe, tekçiliğe, gericiliğe ve militarizme karşı özgürlükleri, barışı ve bir arada yaşamı savunduk, savunmaya devam edeceğiz!"

Erkek Devlet şiddetinin son bulması, kadın cinayetlerini durdurmak için, tacize ve tecavüze, haksız tahrik indirimlerine son vermek için, gözaltında cinsel işkence insanlık suçudur demek için, nefret suçlarına dur demek için, güvencesiz, kayıt dışı, kölece çalışmaya hayır demek için, AKP’nin kadın düşmanı politikalarını durdurmak için, Cizre, Suruç, Nusaybin ve Ankara katliamlarının hesabını sormak için, Savaşa karşı onurlu bir barışın inşası için tüm kadınları dayanışmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağıran Canan İşlek'in basın açıklamasını okumasının ardından gerçekleştirilen 1 dakikalık oturma eylemi ile eylem sonlandırıldı. (Serdar Yücekaya / Demokrat Haber Malatya)