Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu'nun "evlenen kadının kocasının soyadını alması ya da kocasının soyadının önünde önceki soyadını kullanması"na ilişkin hükmünü anayasaya aykırı bulmadı.

Yüksek mahkemenin gerekçesinde, kadının önceki soyadını kullanabilmesiyle, kişilik hakkı ile kamu yararı arasında adil bir dengenin kurulmasının sağlandığı belirtildi.

Anayasa Mahkemesinin, bazı aile mahkemelerinde kadının sadece önceki soyadını kullanması istemiyle açılan davalarda, Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesinin anayasanın eşitlik ilkesine, maddi ve manevi varlığın geliştirilmesi hakkına aykırı olduğu iddiasıyla yapılan başvuruları reddine ilişkin gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı; ancak kadının evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus memuruna yapacağı yazılı başvuru ile önceki soyadını kocasının soyadının önüne ekleyerek kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceğinin hükme bağlandığı anlatıldı.

Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin, "eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlet olduğu" ifade edilen kararda, 10. maddesindeki eşitlik ilkesinin amacının da hukuksal durumları aynı olanların kanunlarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanun karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğu belirtildi.

Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin çiğnenmesinin yasaklandığına işaret edilen kararda, bu ilkeyle eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörüldüğüne dikkat çekildi.

Kararda, "Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa anayasanın öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz" denildi.

Kadının evlenmekle kocasının soyadını almasının cinsiyet ayırımına dayanan bir farklılaşma yarattığı savının da yerinde olmadığı belirtilen kararda, "Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir. Belirtilen gerekçelerle yasa koyucunun takdir yetkisi kapsamında aile soyadı olarak kocanın soyadına öncelik vermesi eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır" ifadesine yer verildi. Karar oy çokluğuyla alındı.