Kadın hakları kavramı özellikle 19 yy'da büyük önem kazandıktan sonra Dünya genelinde çok çeşitli kurum ve kuruluşlar kadınların karşılaştığı sorunların ve ayrımcılıkların giderilmesi için çalışmalar yapıyor. Ancak çok yavaş ilerleyen süreçte kadınların başlıca problemleri şunlar:

İş ve çalışma hayatında kadınlara yönelik negatif ayrımcılık.

Dünya çapında kadınların eğitim - öğretim hakkından yoksun veya ikinci planda bırakılması.

Birçok devletin hukuki düzenlemelerinde kadın erkek ayrımı yapılması ve bilhassa miras hukuku ve medeni hukuk düzenlemelerinde kadınlara negatif ayrımcılık uygulanması.

Dünyada birçok bölgede, kadınların eş seçme, evlilik, boşanma ve diğer temel medeni haklarının tanınmaması.

Kadınlara yönelik fiziki şiddet ve psikolojik baskının en çağdaş ülkelerde bile tam anlamıyla kırılamamış olması.

DÜNYADA KADININ DURUMU İLE İLGİLİ OLGULAR

Ocak 2009 itibariyle Dünya nüfusu yaklaşık 6.8 milyar. Bunun yüzde 49.7'si kadın. Yani kadın nüfusu 3 milyardan fazla.

Dünyadaki yaşlıların çoğunu kadınlar oluşturuyor.

Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70'i eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürülüyor.

Dünyada her 3 kadından 1'i hayatının bir döneminde şiddete maruz kalıyor.

Her 5 kadından 1'i hayatının bir döneminde tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı oluyor.

ABD'de her 90 saniyede 1 kadın tecavüze uğrarken, Irak'ta nisan 2003'ten bu yana savaş sırasında ve sonrasında, en az 400 kadının tecavüze uğradığı İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporlarında yer alıyor.

Dünyada, ağırlıklı olarak Afrika kıtasında 135 milyondan fazla kadın sünnet ediliyor.

280 milyonluk Arap dünyasında her 2 kadından 1'i okuma yazma bilmiyor.

Suudi Arabistan'da kadının oy hakkı 2011 yılında verildi, araba kullanması yasak.

Dünyada 54 ülkede kadınlara yönelik ayrımcı yasalar bulunurken, 'namus savunması' Peru, Bangladeş, Arjantin, Ekvator, Mısır, Guatemala, İran, İsrail, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Venezuella'nın ceza yasalarında yer alıyor.

İran'da çok istisnai durumlar haricinde kadının boşanma hakkı yok. İslam Şeriatıyla idare edilen ülkelerde bazı durumlarda zina yapan kadın ve erkeklere recm cezası uygulanmaktadır.

Tüm dünyada sağlık çalışanlarının yüzde 75'i kadın.

Siyasette ve iş dünyasında da kadınların oranı gelişmiş ülkelerde bile epey düşük.

Gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlar günde ortalama 20 litre suyu 6 km taşıyorlar.

Afrika'daki hamile kadınların ölüm riski, Batı Avrupa'dakilerden 180 kat daha fazla.

1.2 milyar yoksulun %70'ini kadınlar oluşturuyor.s

Mültecilerin %80'ini kadınlar oluşturuyor.

Dünya'daki arazilerin sadece %1'i kadınlara ait.

Okuma-yazma bilmeyen ve eğitim hakkından mahrum 1 milyardan fazla yetişkinin 2/3'ü kadın.

İnternet kullanıcılarının %42'si kadın.

OECD ülkelerindeki bilimsel ve teknik alanlardaki üniversite mezunlarının %30'u kadın.

ABD'deki mucitlerin %10'u kadın.

Dünyadaki mal varlıklarının 14 trilyon dolarlık kısmı kadınlara ait.

Sadece Japonya ve Peru'da iş kuran kadın sayısı erkeklerden fazla.

Haber veya röportajlara konu olanların %21'i kadın.

Gazetecilerin 1/3'ü kadın olmasına rağmen, bölüm şefi, editör ya da patronların sadece %1'i kadın.

Avrupa Birliği'ndeki cinsiyetler arası en yüksek gelir adaletsizliği yaklaşık %25 farkla, Kıbrıs, Estonya ve Slovakya'da görülüyor.

Yeni üniversiteyi bitirmiş kadınlar, erkeklerden %20 daha az para kazanıyor. Bu fark 10 yıl içerisinde %31'e yükseliyor.

1945 ila 1995 yılları arasında Dünya'daki kadın milletvekili sayısı 4 kat arttı. Bazı ülkelerde meclisteki kadın milletvekili sayısını artırmak için kadınlara pozitif ayrımcılık uygulanıyor.

İŞ HAYATI

Kadınlar gerek iş bulma, gerek işten çıkarılma konusunda haksızlığa uğruyorlar. Birçok işyerinde kadın çalışanlara, aynı işi yapan erkeklerden daha az maaş ödeniyor.

Örneğin 2009 yılında yaşanan küresel ekonomik durgunluk en çok kadın çalışanları etkiledi. Ekonomik durgunluk karşısında işyerlerindeki çalışan sayısının azaltılmasına gidilirken, öncelikli olarak kadın çalışanlar işten çıkarıldı.

Kadının konumunun daha düşük olduğu bazı toplumlarda kıdem tazminatı ödenmesini engellemek adına kadınlara işten çıkartma anlaşmaları imzalatılmaktadır.

Asya ve Güney Amerika'da 10 ülkede yapılan araştırmaya göre, kadınlar genellikle iş güvencesi olmayan alanlarda iş bulabiliyor ve kırsal alanlardan büyük şehirlere gelmiş göçmen çalışanlar, gündelik işlerden aldıkları ücretlerle geçinmeye çalışıyor.

KADINA KARŞI ŞİDDET

Dünya kadınlarının 3'te 1'i hayatlarında en az bir kez evde şiddete maruz kalıyor. Bu şiddetin kaynağı genellikle eş veya sevgili oluyor.

Türkiye'de kadına karşı şiddet oranı gelişmiş devletlere oranla oldukça yüksek. Özellikle varoşlarda şiddete maruz kalan kadınların oranı %97'lere kadar çıkıyor.

Kadının şiddete maruz kalmasının önüne Ekonomik ve Kültürel gelişme de engel olamıyor. Kadınlar kültürel düzeyleri ne olursa olsun fiziksel ve cinsel şiddet başta olmak üzere, tacizler,fuhşa zorlanma, zorla evlendirmeler,töre cinayetleri, zorla çalıştırma, eğitim özgürlüğünün kısıtlanması vs gibi birçok şiddet çeşidine maruz kalmaktadır. Türkiye'de yapılan bir araştırmada kadınların yüzde 49,9’ unun aile içi şiddete maruz kaldıklarını göstermektedir.

TÖRE VE NAMUS SUÇLARI

Gelişmekte olan bazı ülkelerde töre ve namus cinayetleri halen işleniyor ve normal kabul ediliyor. Namus cinayetleri özellikle güney Asya ve Ortadoğu ülkelerinin kabile hayatı süren toplumlarında yaygın.

Namus cinayeti genellikle İslam ile özdeşleştirilse de özellikle Arap ülkelerindeki bazı Dürzi ve Hristiyan toplumlarında da namus cinayetlerine rastlanıyor. Namus cinayetleri en başta zina nedeniyle işlenirken, evlenmek istemeyen ya da boşanmak isteyen, hatta tecavüze uğrayan kadınlar da eşleri veya akrabaları tarafından öldürülebiliyorlar. Bu toplumlarda kadına hak görülen zulüm ve cezalar aynı "kabahati" işleyen erkeklere uygulanmıyor.

Başta Bangladeş olmak üzere Hindistan, Pakistan, Afganistan, Kamboçya gibi Güney Asya ülkelerinde erkeklerin öç almak için kadınların yüzlerine asit atması suçu çok yaygın.

Bangladeş'teki Asit Kazazadeleri Derneği'ne göre, asit saldırısına uğrayanların yüzde 70'ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Yüzde 70'lik kesimin yüzde 30'u da 18 yaş altı genç kızlar. Asit atmanın "gerekçeleri" ise kıskançlık, aile içi şiddet, çeyiz ve toprak anlaşmazlıkları. Ucuza kolayca bulunabilen asit, kurbanlarda ağır yanıklara yol açıyor, yüzleri ve bedenlerinde ağır tahribat yaratıyor.

Suçluların hemen hepsi erkeklerden oluşuyor, ancak sadece yüzde 10'u kanun önüne getirilebiliyor. (feminkurd)